hesabın var mı? giriş yap

  • deniz seki'nin şarkısı olmasına rağmen deniz seki'nin klibinde yer al(a)madığı şarkıdır...

    klibin linki, izlemek isteyenler için -----> [https://www.youtube.com/watch?v=xuphmyvgnhw https://www.youtube.com/watch?v=xuphmyvgnhw]

    neden ayrı başlık açmak gerektiğine gelirsek eğer şöyle ki; klipte armağan çağlayan, berkay, demet akalın, deniz akkaya, emel müftüoğlu, gülben ergen, hakan altun, ışın karaca, iskender paydaş, linet, nihat odabaşı, nilgün belgün, oktay kaynarca, onur baştürk, ömür gedik, pınar altuğ, reyhan karaca, saba tümer, serdar seki, yonca evcimik rol alıyor... hepsi siyahlar giymiş şekilde ayrı ayrı görüntülerde şarkıyı söylüyorlar ve bunlardan bir kolaj yapılmış görünüyor...

    deniz seki'ye destek vermek amacıyla böyle bir çalışma yapıldığı söyleniyor... fakat neye destek veriliyor bilemedim... uyuşturucu ticareti yaptığı tescil edilmiş, kendisi tarafından itiraf edilmiş ve şu anda uyuşturucu temin etmek ve kullanımına yer sağlamak suçlarından cezasını çekmekte olan bir kişiye nasıl bir destektir anlayamadım... bu destek meşru mudur? eğer meşru ise uyuşturucu kullanımı veya satışı nedeniyle cezaevinde olan diğer suçluların durumu nedir? onlara kim destek verecektir? tam karşıt noktaya denk gelirsek bayhan için kim, ne destek vermiştir???

    suç sabit, ceza sabit...
    tck 188/3 “uyuşturucu ve uyarıcı maddeleri satan, satışa arz eden, başkalarına verenler 5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” aynı maddenin 4. fıkrasındaysa söz konusu uyuşturucu madde eroin, kokain veya morfinse cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiştir...

    ama klibin sonunda yazanlar dehşete düşürücü...
    "şarkılarını özgürce söyleyebildiğin günlerde buluşmak dileğiyle... "

    sanırsınız ki deniz seki cezaevine şarkı söylediği için girdi... kitap yazdığı için girdi... şiir okuduğu için girdi...
    hayır tam tersine uyuşturucu denen bela nedeniyle girdi ve bu günümüz yasalarına göre suç...

    o zaman ben de rahmetli özgecan aslan'ın katilleri için de klip çekeyim.... sonuna da yazayım...
    "minibüsünü özgürce sürebildiğin günlerde buluşmak dileğiyle..." olabilir mi sizce??? yok böyle birşey...

    umarım klibe destekte bulunan ünlüler(!) neye destek olduklarının farkında değillerdir... en azından bir ajans veya müzik yapım şirketi tarafından bu klipte yer almaları için zorlanmışlardır... yoksa hiçbirinin bu noktadan sonra benim gözümde beş kuruş değeri yoktur... ha önceden var mıydı orası da ayrı konu...

    p.s... iskender paydaş var lan... yapma be iskender abi...

    edit: klibin operasyon açısından destek olmak için çekildiği söylenmiş, lakin klipte bu konuya hiçbir gönderme yapılmaması ile beraber üstelik de klibin sonunda "şarkılarını özgürce söyleyebildiğin günlerde buluşmak dileğiyle... " yazması ile neye destek verdiği açıkça görülmektedir...

    edit2: özgecan aslan örneği günümüze oldukça yakın, herkes tarafından bilinen ve tüm toplumun duyarlı olduğu bir konu olması nedeniyle verilmiştir... kıyaslanması için değil, ikisinin de "suç" olduğunun göz önünde bulundurulması gerekir... suç kavramının hiçbir zaman destek ile beraber aynı paydada bulunmaması gerektiğine dikkat çekilmek istenmektedir...

    edit3: uyuşturucu ile cinayeti kıyaslayan ve uyuşturucunun legalitesini savunan yazarlar olduğunu da göstermiştir... kendileri bir kere bile uyuşturucu krizine giren ve bu nedenle ölen hastalar görmemiş demek ki... uyuşturucuyu da köşedeki bakkalda satılan ciklet zannediyorlar herhalde... yazık...

  • - metallica son 20 yılda ne yaptı lan ha ne yaptı !!!!
    + çıkardığı 6 albüm de listelere 1. sıradan giriş yaptı, dünyada bu rekora sahip tek grup
    - cliff öldüğünden beri dinlemiyorum ben !!1
    + abi sen o zaman doğmamıştın bile, 92 doğumlusun
    - olsun !!!!!!!1111

  • sabah işe gitmeden hepsinin bitirebilmek için akşam yemeğinden sonra başlanılması gereken aktiviteler kombinasyonu.

    ben cuma akşamı başlıyorum, salı sabaha anca yetişiyor.

  • askeri bir terimdir. harekatın gerçekleşeceği günü sembolize eden bir terim olarak kullanılır. harekatın tarihi değişse de harekatın gerçekleşeceği günü temsil eder.

    normandiya çıkarması ile özdeşleştiği için bu çıkarmanın ikinci bir ismi gibi bilinmesi çok doğaldır zira daha sonra hiçbir harekatta d-day terimi kullanılmamıştır. öte yandan okinawa'nın işgali için l-day, general douglas macarthur'un leyte işgali için ise a-day tabirleri kullanılmıştır.

    (bkz: good day commander)

  • ortalık karışacakmış... melih gokçek'in laflarına hala prim veren var mı? allah bir dediğinde sorgulanması gereken adamların laflarını taşımayın şuraya allah aşkına ya...

  • - ücret beklentiniz ne?
    * siz ikea'ya gittiniz mi?
    - ?? evet gittim
    * bütün mobilyaların üstünde fiyat etiketi var değil mi?
    - evet
    * peki hiç mudo'ya gittiniz mi?
    - evet
    * mudo'da bir ağaç var üzerindeki fiyat etiketini gördünüz mü?
    - evet
    * işte o ağaç benim.

    dur lan sonucu yazmayı unutmuşum: bir, dayak nedir? iki, neden atılır?

  • 14. yüzyılın ilk yarısında avrupa'da yaşamak belki de sıradan insanlar* için en zorlu çağ ve coğrafyaydı.

    batı roma'nın çöküşü sonrası akın akın gelen göçler sebebiyle durmaksızın yapılan savaşlar, peşine yaşanan bubonic plague*, iberya'da müslüman akınları sebebiyle kan ağlayan avrupa'da, 1000-1300 yılları arası sular biraz durulmuştur. medieval warm period* ve artık göçlerin sona ermesi sonucu kurulan feodaliteyle birlikte oturan stabil siyasi konjonktür, nüfusun 38.5 milyondan 73.5 milyona yani neredeyse ikiye katlanmasını sağlamış. (iklim grafiği)

    14. yüzyılda ise avrupa nüfusu tekrar yarı yarıya azalmış, bunun başlıca sebebinin ise 1257'de endonezya'da bulunan samalas yanardağı'nın patlaması olduğu düşünülmektedir. milattan sonra tambora ile birlikte gözlemlenen en büyük patlamaymış. vei* ölçeğine göre 7 büyüklüğündeymiş.

    bu patlama sonucunda çin'in sichuan ve yunnan bölgelerinde salgın hastalıklar vuku bulmuş ve moğol hanı möngke bile bu hastalıktan yakasını kurtaramamıştır. moğollar'ın çin fethi gecikmiş ve bu payeye kubilay han vakıf olmuştur.

    aynı zamanda kore ve japonya'da da kıtlık baş göstermiştir. kore'de büyük bir tahıl kıtlığı görülmüş ve sonucunda moğollar'a vassal olmuşlardır. japonya'da da durum benzerdir. budizm'in bir kolunu kuracak olan rahip nichiren, dönemi şöyle anlatmıştır:

    "son yıllarda, imparatorluğun her köşesini etkileyip tüm ülkeye yayılan garip olaylar, kıtlık ve salgın hastalıklar var. öküzler ve atlar sokaklarda cansız bir şekilde yatıyor. nüfusun yarısından fazlası yaşamını yitirdi ve her ailede biri yas tutuyor."

    zaten bu 1300-1350 arası öyle lanet bir dönem ki avrasya'da önce buzullar kıtanın çoğunluğu kaplamış. 1300'lerde kuzey avrupa'da sıcak bir yaz görülmemeye başlamış, radyokarbon testleri bitkilerin buzul yüzünden öldüğünü gösteriyormuş. 1315-1317 arası ise o kadar çok yağmur yağmış ki fransa kralı x. louis, low countries'e yaptığı seferi yarıda kesmek zorunda kalmış. çünkü o bölgeyi, olduğu gibi sele kapılmış ve bataklık halinde bulmuş.

    avrupa'da tarlalarda çalışacak kimse kalmamasından dolayı hayatta kalabilen serfler, lordlara karşı birtakım haklar elde etmiş. etmiş etmesine ancak önce dondan, daha sonra ise durmak bilmeyen yağmurlardan dolayı yiyecek kıtlığı had safhaya ulaşmış. o kadar ki ingiliz kralı ii. edward, kırsalda bulunan st. alban katedralini ziyarete gittiğinde kendisi ve şurekası için ikram edilecek bir ekmek bile bulunamamış.

    tam her şeyi atlatıp rahat nefes alacağız derken asya'dan(en eski örnekler kırgızistan'da bulunmuş), daha doğrusu cani bey han'ın genoalıları* kuşatırken, mancınıkla vebalı askerleri düşmana fırlatmak suretiyle önce kefe, oradan da italya ve avrupa'ya taşınan kara vebayla birlikte nüfusun 3'te 2'si kırılmış. hastalığın yayılım haritası

    fransa ve ispanya'nın bazı kırsal kesimlerinde 1300 öncesindeki popülasyon yoğunluğu günümüzde bile erişilememiş durumdaymış.

    gel gelelim, kara veba'nın da ortaya çıkışında en önemli etkenin, meşhur tambora patlamasının sebep olduğu little ice age'ten önceki küçük buz çağı olduğu düşünülüyormuş. havaların soğuması sebebiyle(bkz: yukarıdaki iklim grafiği) hastalıklı pirelere sahip fareler, insanların korunaklı barınaklarına hücum etmiş ve dolayısıyla hastalığın insana geçişi gerçekleşmiş. evet fareler değil, farelerin taşıdığı red rat flea cinsindeki pireler bu hastalığı taşıyormuş. (bkz: adi sıçan piresi)

    bütün bu felaketler sonrasında deliye dönen insanlar, günahları yüzünden bunların olduğunu düşünerek kerbela'da yapıldığı gibi kendilerine işkence etmeye başlamış ve tanrıdan merhamet dilenip kefaret ödemişler. o kadar moda haline gelmiş ki kendini sokaklarda kırbaçlamak, kilise önce ses çıkaramamış. daha sonra dönemin kutsal roma imparatoru iv. karl'ın "aman hocam bunlar kendilerini deli gibi yaptı" ısrarıyla papa bu bedel ödeyen bdsmcileri heretic ilan etmiş...görsel görsel

    e haliyle avrupa insanları, kilisenin üst üste yaşanan felaketlere karşı işlevsizliğini görünce, kilise otoritesini ilk sorguladığı dönem bu dönem olmuş. bu kadar felaket yaşayıp din adamlarından bir fayda göremeyince kiliseye karşı ilk isyanlar baş göstermiş. önce ingiltere'de lollard hareketi (bkz: john wycliffe), sonra bohemya'da* hussite hareketi (bkz: jan hus) kilise otoritesine karşı ayaklanmış. bütün bu hareketler elbette martin luther ve reformasyon'a temel oluşturmuş.

    edit: imla ve birtakım düzeltmeler.