hesabın var mı? giriş yap

  • mezarlıktan korkmak saçma bir duygu değil, milyonlarca yıllık evrimsel süreçte atalarımızdan bize miras olarak kalmış bir hayatta kalma stratejisidir. tıpkı ağaçlarda uyudukları için rüyalarında yüksekten düşüp öldüğünü görerek uyanan atalarımızın yükseklik korkusu gibi, etraftaki tehlikeleri diğer vahşi hayvanlar gibi koku ve ses yoluyla algılayamayan ve hayatta kalması görme duyusunu en iyi şekilde kullanabilmesine bağlı atalarımızın ilkel yaşamlarından bize kalmış bir korkudur bu.

    sadece mezarlıklardan da korkmaz insanlar. ıssız ormanlardan, iyi ışıklandırılmamış sokaklardan, çevrenizde saklanmanın ve pusu kurmanın kolay olduğu her türlü alandan korkarlar. bundan kırk bin yıl önce tek bir yerleşim yerinin bile bulunmadığı, aslanlardan, kurtlardan, sırtlanlardan, çakallardan korunmak zorunda olduğunuz bir ortamda yaşadığınızı düşünün. eğer bu ortamda siz geceleri sağınızı solunuzu göremediğiniz yerlere gitmekten korkmuyorsanız büyük ihtimalle kurda kuşa yem olur ve neslinizi devam ettiremeden ölmüş olursunuz. bu durum yıllarca devam eder ve korkusuzlar kurda kuşa yem olurken temkinli olanlar hayatta kaldıkları için insan türünün bireylerinin geneli genetik olarak bu korkuyu taşıyan bireylerden oluşur. bunun kadın ya da erkek olmakla ilgisi de yoktur.

    sen erkeksin sen korkmuyorsun geceleri dolaşırken diyen bir sürü üniversiteli kız arkadaşım oldu. onlar için aşağıya bir şarkı bırakıyorum.

    https://www.youtube.com/…b_channel=ironmaiden-topic

    --- spoiler ---

    ı am a man who walks alone
    and when ı'm walking a dark road
    at night or strolling through the park
    when the light begins to change
    ı sometimes feel a little strange
    a little anxious when it's dark
    fear of the dark
    fear of the dark
    ı have a constant fear that something's always near
    fear of the dark
    fear of the dark
    ı have a phobia that someone's always there
    have you run your fingers down the wall
    and have you felt your neck skin crawl
    when you're searching for the light?
    sometimes when you're scared to take a look
    at the corner of the room
    you've sensed that something's watching you
    fear of the dark
    fear of the dark
    ı have a constant fear that something's always near
    fear of the dark
    fear of the dark
    have a phobia that someone's always there
    have you ever been alone at night
    thought you heard footsteps behind
    and turned around and no one's there?
    and as you quicken up your pace
    you find it hard to look again
    because you're sure there's someone there
    fear of the dark
    fear of the dark
    ı have a constant fear that something's always near
    fear of the dark
    fear of the dark
    have a phobia that someone's always there
    fear of the dark
    fear of the dark
    fear of the dark
    fear of the dark
    fear of the dark
    fear of the dark
    fear of the dark
    fear of the dark
    watching horror films the night before
    debating witches and folklore
    the unknown troubles on your mind
    maybe your mind is playing tricks
    you sense and suddenly eyes fix
    on dancing shadows from behind
    fear of the dark
    fear of the dark
    ı have a constant fear that something's always near
    fear of the dark
    fear of the dark
    have a phobia that someone's always there
    fear of the dark
    fear of the dark
    ı have a constant fear that something's always near
    fear of the dark
    fear of the dark
    have a phobia that someone's always there
    when ı'm walking a dark road
    ı am a man who walks alone
    --- spoiler ---

  • dün gece tekrar aradılar. artık eskisi gibi meşgule atmıyor ya da açıp suratlarına kapatmıyorum.

    çünkü bunu yapınca illaki hemen başkalarına yöneliyorlar.

    açtım telefonu. evet yeni dükkan açtım internet bağlatacağım dedim. il sordu. farklı bir il söyledim. cadde sordu. google'la hemen girip o ilden bir cadde söyledim. numara sordu. salladım tuttu. isim sordu kemal muktedir dedim.

    o sırada tabi en az 20 dakika sesiniz gelmiyor, kesik kesik geliyor dedim. orada bir şeylerle sürekli uğraştı. şimdi geliyor mu dedi evet dedim. tam paketi anlattı fiyat diyecekken sesiniz gelmiyor paketi duyamadım dedim. tekrar anlattı.

    neredeyse tüm paketleri tekrar tekrar saydırdım. şu paket kaç cikaboyttu sordum. modem sordu. modem olmadan internete bağlanamıyor muyum ? dedim. olmayan kişilere seslendim. onlarla konuşur gibi yaptım ve onu hatta beklettim. tekrar ona dönüp kaldığı paketten tekrar sordum. 50tl'lik paket hangisiydi sordum. 1500 cikaboytlu paketiniz var mı diye sordum.

    sonra neyse vazgeçtim dedim kapattım. tekrar arasınlar yine işi gücü, yemeği, cenazeyi ortada bırakıp yine açacağım. bütün cikaboytları burunlarından fitil fitil getireceğim.

    ben kemal. geliyorum.

  • 90li yillarin sonunda kara harp okulu nda kullanilan oksuruklu saat yontemi filmlere konu olacak duzeydedir ve uzun sure kullanilmasina ragmen cozulememi$tir. bu kopya yonteminin cozulmesinden sonra kara harp okulunda her hangi bir saat ile sinava girmek yasaklanmi$tir. bu metodu kullanip geli$tiren ki$iden dinledigim kadariyla aktarayim.

    oksuruklu saat yontemi

    turu: grup halinde (sinava girenlerin tumu)
    zorluk derecesi: cok kolay
    risk faktoru: cok du$uk
    kullanım alani: tüm testler (sayisal veya sozel)

    sinava girmeden once herkes saatlerini ayni olacak $ekilde saniyesi saniyesine kadar ayarlar.

    bu kopya metodunda ortak bir siralama kurali $arttir. ornek olarak; sayisal bir sinavda sorular $iklarinin en kucuk degerlerine gore siralanir, sozelde ise $iklarin alfabetik siralamasi goz onunde bulundurulur. siralamanin herkes tarafindan ayni $ekilde yapilmasi gerekmektedir. bu i$in ba$langic kismidir.

    siralama bittikten sonra o derste iyi olanlar sorulari hizli hizli cozerler. sorularin cozulmesi bittikten sonra kararla$tirilan an beklenir.

    kararla$tirilan an gelince sorulari cozen ki$i veya ki$iler belli zaman araliklarinda oksurmeye ba$larlar. $oyle ornek verebiliriz; dort $iktan olu$an testte her soru icin 20 saniye ayrilir, herkesin bekledigi andan itibaren saatler takip edilir ve be$er saniyelik zaman dilimlerinin kacincisinda oksurulmu$se cevap o $ik olur. be$inci ve onuncu saniye arasinda oksurulmu$se cevap "b" $ikkidir. bu yontemle tum cevaplar yakla$ik 100 ki$inin oldugu sinav salonunda okunur.

    siralama dogru yapilmi$sa ve takip iyiyse i$lem tamamlanmi$ demektir. bu yontem uygulanirken istenmeyen tek durum hasta olan bir ba$ka ki$inin kendini tutamayarak oksurmesi veya hap$irmasidir.

    bu yontem uzun sure ba$arili bir $ekilde kazasiz uygulanmi$tir. ogrencilerin bir $eyler yaptigindan $uphelenen ogretmenlerin tum cabalari ise bo$a cikmi$tir. hatta bir sinav esnasinda gozlemci subay isyan edercesine "siz bir $eyler yapiyorsunuz ama anlayamiyorum" $eklinde bagirmi$tir.

    yontemi anlayamayan ogretmenler grup sayisini artirarak onlem almaya cali$mi$lardir. ba$langicta a ve b gruplariyla sinava giren ogrencilerin kar$isina artik a,b,c,d,e ve f gruplari cikmi$tir. fakat sorulan sorularin neticede ayni olmasi sebebiyle, bu onlem metodun uygulanmasi acisindan i$e yaramami$tir ve kopya yontemi tikir tikir i$lemeye devam etmi$tir.

    en sonunda okuldan atilmakla kar$i kar$iya kalan ogrencinin olayi aciklamak zorunda kalmasiyla yontem aciga cikmis ve her turlu saatin sinavlarda kullanilmasi yasaklanmi$tir. muhtemelen bu yasak hala devam ediyordur.

    edit: devam ediyormu$...

  • zarar vermedikçe her şey yapılabilir mottosuyla dans eden insan. özgürlüğü sindirememiş toplumlarda tepki çeker.

  • üstad ilber ortaylı'nın ifadesi. link

    türkiye'de herkesin üniversiteye gitmeye merak salması çok yanlış.

    işte ilber hoca'nın bu konuda söyledikleri:

    * türklerin yanlış bir anlayışı var: herkes üniversiteye gider. hayır. herkes üniversiteye gitmesin. herkese tabii ki kara cehaletten kurtaracak bir eğitim verirsin, herkese iş yapacak bir eğitim verirsin, zanaatçı olur, başka bir şey olur. ama herkesi üniversitede okutamazsın.

    * aynı ananın babanın üç çocuğu birbirine benzemiyor. bu bir vergi... siz yetenekli bir çocuğun bulunduğu bir yeri, öbürüyle dolduramazsınız.

    * herkesin üniversiteye gitmesinin acısını tadacaklar. müthiş paralarla okuyanlar, iş bulamayacaklar, ancak daha basit, daha pratik dalları öğrenmek için de geç kalmış olacaklar. çok hazin şeyler bekliyor türkiye'yi.

    * her çocuk bürokrat olmak istiyor, genel müdür olmak istiyor, savcı olmak istiyor. oysa iyi bir marangoz, iyi bir tesisat tamircisi, iyi bir elektrikçi çok daha önemlidir. herkesin hekim ve göz hekimi olması şart değil. optik alanında çalışan ustalar çok daha önemlidir. herkesin üniversiteye gitmesi demek şu demek: genç yaşta öğrenilecek bir dolu meslek varken oyalanmak demek.

    * bu kadar işletmeciyle ne yapacağız, çok merak ediyorum. bu kadar çok sosyologla ne olur çok merak ediyorum. liseden sonra herkesi tarih fakültesine yollamanın manası nedir?

    bizdeki üniversite, üniversite değil

    her ile üniversite açılması konusunda da ilber ortaylı çok dolu.

    bunun yanlış olduğunu söylüyor.

    * dünyanın neresinde 70 ilde 70 üniversite diye bir şart var. böyle şart olur mu? ille de taşrada üniversite yapacağım diye bir şey olmaz. taşrada üniversite olabilecekse olur, olmayacaksa olmaz.

    * bir üniversitenin üniversite olabilmesi için her şeyden evvel laboratuvar ve kütüphane lazım. var mı bunlar? en merkezdeki üniversitelerde bile yok.

    * iyi bir üniversite için iyi öğretim kadroları gerekir... iyi bir üniversite için medeni eğitim ve yaşamı sağlayan kampus gerekir. bunlar olmadan üniversite olmaz.

  • bizim hastalığımız bu işte!!

    hiç yaşamadığımız durumlar için yargıyı dağıtmak/eleştirmek/hüküm vermek!!!