hesabın var mı? giriş yap

  • 1942-43 amerikan-japon savaşlarının baş üssüdür.

    amerikan bilim adamları tarafından çözülen, jn25 ile şifrelenmiş telsiz mesajları, pearl harbor baskınından sonra iyice coşan japon kuvvetlerinin amerikaya yeni bir saldırı hazırlığı içinde olduğunu ele verir. yine de saldırılacak noktanın şifreli mesajlar içinde bile "mi"*adıyla şifrelenmesi amerikan subaylarının saldırı noktasının neresi olduğu konusunda bir türlü emin olamamasına sebep olmuştur. bunun üzerine saldırının midway adasına yapılacağından şüphelenen amerikan pasifik kuvvetleri generali, midway garnizonundan, sularının azalmakta olduğunu belirten bir mesaj göndermesini ister.

    bir kaç gün sonra japonların şifreli mesajları arasında saldırılacak bölgenin suyunun bitmek üzere olduğunu belirten bir notun geçmesiyle, saldırılacak bölgenin midway adası olduğu kesinlik kazanır.

    bütün amerikan donanması ada çevresine yığılır ve baskın yapmak isteyen japonlara karşı bir baskın hazırlanır. yine de adaya saldırmakta olan dört uçak gemisine karşı amerikalıların üç uçak gemisi vardır ve telsiz mesajlarının çözülmesinin fazlaca zaman alması, amerika'nın enformatik üstünlüğünü de kullanmasına engel olmaktadır. amerikan generalleri japonların ne zaman, nereye, nasıl saldıracağını biliyor olmalarına rağmen savaşı kimin kazanacağını kestirememektedirler. hatta yazışmalar incelendiğinde, amerikan amirallerinin savaşın kazanabileceğine inanmadığı söylenebilir.

    4 haziran 1942 de harekete geçen jopan (evet, yanlış yazdım) birlikleri amerikan donanmasının bölgede olduğunu farketse de hava üstünlüğünü kullanarak amerikan donanmasını yarıp adaya ilerlemeye devam eder. amerikan uçak gemilerinden kalkan avcı uçaklarıyla, japon uçakları arasında şiddetli bir çatışma başlar. ne var ki adaya ilerlemeye çalışan donanma japon savaş tarihinin belki de en büyük hatasını yapar ve yüksek irtifada uçup güvenliği sağlamakla sorumlu olan uçakları zaten japon üstünlüğüyle devam eden alçak irtifa savaşına kaydırır. aynı dakikalarda yüksek irtifada neler olduğunu görmek için havalanan bir grup amerikan pilotu birazdan tüm pasifik savaşının kaderini değiştireceklerinden habersizdir.

    çok yüksek irtifada tek bir japon uçağı bile kalmaz, ne var ki az önce havalanan amerikan bombardıman uçakları, sisli havadan da faydalanarak, japon donanmasına yüksek irtifadan yaklaşmaktadır. yüzlerce düşman uçağının oluşturduğu bariyerin üstünden tek bir japon uçağıyla bile karşılaşmadan geçen 12 bombardıman uçağı, dakikalar içinde kendini japon donanmasının göbeğinde bulur. uçaklar japon uçak gemilerine doğru dalış yapıp uçak gemileri üzerine bomba bırakmaya başlar.

    japon donanması 12 amerikan uçağını, gemilere sabitlenmiş hava savunma toplarıyla rahatlıkla püskürtebilecek güçtedir. üstelik devasa büyüklükteki savaş gemilerinin gök yüzünden bırakılan bir kaç bombayla batması kesinlikle beklenmemektedir. ne var ki inen uçaklara daha hızlı hizmet verebilmek için tüm yakıt ve cephanesi güverteye çıkarılmış olan japon uçak gemileri, düşen ilk bombalarla saniyeler içinde alev topuna döner ve uçak gemilerinden 3 tanesi 5 dakika gibi komik bir sürede batar. amerikan deniz kuvvetlerinden daha güçlü olan japon donanmasının omurga gücü yüzlerce uçak, pilot ve on binden fazla askeriyle birlikte dakikalar içinde imha edilir. ertesi gün kaçmaya çalışan son uçak gemisi de japon yönetiminin, okyanus imparatorluğu hayalleriyle birlikte sulara gömülür. bu çarpışmadan sonra tüm uçak gemilerini ve deneyimli pilotlarıyla birlikte 250 kadar uçağını kaybeden japon deniz kuvvetleri savunmaya geçer. bu saatten sonra japonlar denize iki uçak gemisi daha indirse de uçaklarını ve deneyimli pilotlarını kaybettikleri için, okyanusta bir daha dikiş tutturamayacaktır. saldırı sırası şimdi amerikadadır.*****

  • inanılmaz güvenlik önlemlerinin alınmasıyla gerçekleşmiştir. caddelerin trafiğe kapanması, güvenlik koridoru oluşturulması, sinyal kesiciler, keskin nişancılar, korumalar, sivil polisler ve daha neler neler.

    isteyince güvenlik önlemi alınabiliyormuş demek.

  • uzun vadede cok buyuk hasarlara yol acacak bir donum noktasi. acik acik geri gitmeyi tercih etmek. boyle seylerin turkiye'de olmasi cok aci ve uzucu. gelecegini karartiyorlar ulkenin.

  • yakın zamanda bir yerli akıllı telefon şiarıyla tanıtımlara başlayan ve hükümet tarafından da göklere çıkarılan vestel'in durumudur.

    yazılımı, merkezi işlem parçası vs. amerikan yapımı bir telefon olan venus, raks'ın dışarıdan getirip üzerine kendi etiketini yapıştırdığı cep telefonu ne kadar yerliyse, o kadar yerlidir.

    yıllarca batının eski teknoloji ürünlerini amerikalı iş ortaklarıyla yaptığı anlaşmalarla ülkemizde üretip "yerli üretim" diye halkımıza kakalayanların geleneği aynen devam etmektedir.

    nasıl ki koç, vakti zamanında anadol'un motorunu ingiltere'den kent motor'dan alıp, getirtip, türkiye'de ürettiği saca takıp, yerli otomobil diye reklam yapmışsa, vestel de aynını kendi ürünlerinde yapmaktadır.

    vestel'in değil cep telefonu, ürettiği televizyonun içerisinde bile yurt dışı üretimi pek çok parça vardır. vestel'in ürettiği buzdolabının motoru bile italya'dan gelmektedir.

    koç, sabancı, zorlu vs. bunlardan yüzde yüz yerli nitelikte herhangi bir kalkınma hamlesi beklenemez. çünkü bunlar bütün yatırım ve üretim kararlarını uluslararası iş ortaklarından icazet alarak yapıyorlar ve asıl düşündükleri şey de bu ülkenin kalkınmasından önce kendi lüks yaşantılarının devamıdır.

    bu kadar basit

    emperyalizme bağımlı kapitalist türkiye'de daha fazlasını beklemek sistem değişikliği gerektirir.

  • abdülkerim: aynı şeyleri söylüyoruz. niye birbirimize bağırıyoruz ki???

    sdfsdlkhfkjsdfhks

  • işin aslı bekarların evli arkadaşları ile az görüşmesidir.
    üç aşamadan oluşur.
    giriş: özellikle evlilik hazırlıkları sürecinde araya soğukluk girmeye başlar. mobilyalarından, yemek takımından, hayalindeki gelinliğinden, düğün organizasyonundan, vb ıvır zıvırdan başka hiç bir şey konuşmazlar. sabırla dinlersin. ne de olsa kaç yıllık arkadaşlık, dostluk var, vefalı olmak lazım, heyecanını paylaşalım dersin.

    gelişme: evlendi hadi gözümüz aydın dersin "kocişko" hikayeleri bitmez. vıcık vıcık romantizm hikayeleri, yeni gelin ablaklıkları, koca nasıl eğitilir, kayınvalde, görümce nasıl yola getirilir taktikleri hikayeleri hiç bitmez. evliliği sadece iki kap yemek ve hijyenik barbie evi gibi algıladığından hep yoğundur. sürekli evinden ve evliliğinden bahseder kısıtlı sürede. şikayetler bitmediği gibi bir de iyi biri karşına çıkarsa evlen akılları bitmez. sürekli dedikodu. tahammül etmek zorlaştığından mesafe koyarsın.

    sonuç: arkadaşınız o muhteşem evliliğini bir bebekle taçlandırmak ister. sohbetlere artık bebek yapma çalışmaları da eklenmiştir.
    hamilelik gerçekleştikten sonra nasıl ki erkeklerin askerlik anıları bitmez kadınların da hamilelik ve doğum anıları bitmez. bebek cinsiyet duyurma partisinden sonra bir daha görüşülmez.

    eğer görüşmeye devam ederseniz daha baby shower, doğum organizasyonu, kokulu sabunlar, çiçek kurabiyeler, bebek mevlidi, diş partisi, doğum günü, ilk kaka partisi vb. bir çılgınlık dünyasında bulursunuz kendinizi. yol yakınken kaçın kurtulun.

    işin garibi bunları sadece varoş, sonradan görme kezbanlar yapar sanıyordum. festivalden festivale koşan, sergileri gezen, kariyer delisi eğitimli, kültürlü kadınlar da bunları yapıyor. galiba yüzük takınca bir yerimizde bir şeyler aktive oluyor sözlük, çok korkuyorum.