hesabın var mı? giriş yap

  • müge anlı'nın evden kaçan leyla'ya çok büyük ayıp ettiği program.

    kız istemeden 18 yaşında evlendirildim, okutulmadım diyor. müge anlı 'nasıl yani baban okuldan mı aldı seni sen okumak isterken' diyor. sanki türkiye'de hiç karşılaşılmıyor böyle şeylerle. çok absürt bir şey sanki.

    kız diyor ki doğum yaparken doktorlar bize bu hastanede doğum yapamaz gerekli ekipman yok, imza atın başka hastaneye yollayalım demesine rağmen kaynanam 'ölse de bu hastanede doğum yapacak' dediği için çocuğum engelli oldu diyor. müge anlı diyor ki 'devlet hastanelerini küçümsemeyelim hepimiz orada doğum yaptık'. ne alaka yahu, ne alaka?

    kız diyor ki şiddet gördüm, ailem beni her seferinde kocama geri gönderdi ben de çareyi kaçmakta buldum, imkanım olsa çocuklarımın velayetini almak isterim. müge anlı diyor ki 'öyle kaçıp çocuklarını bırakana vekalet verilmez. hem o adam da bir sürü sorumlulukla yalnız kalmış'. adamın yaşadığı zorluk aklına gelene kadar, eşine şiddet uygulayan adamın çocuklarına da şiddet uygulayıp uygulamadığı aklına gelmiyor bile.

    bunların hepsinin üstüne leyla kaçtığında henüz 22 yaşındaymış. çocuk yani çocuk. kaçtığında 2 çocuğu varmış, istemediği bir adamdan. size göre sıksaydı dişini tabii, kurtulmaya çalışmasaydı. ne olacaktı canım her gece istemediği bir adamın altına yatsa, şiddet görse, okuma hakkı elinden alınsa, di mi? kaderidir çeksin.

  • kırmızı ışıkta bekliyorum, saçımla falan oynuyorum. neyse gözüm yandaki araca daldı. siyah bir arabanın arkasındaki adamla göz göze geldik. adam elini çenesine dayamış mutsuz mutsuz bakıyor. 5 saniye bakıştık öyle sonra kafamı çevirdim çevirir çevirmez aaaa abdullah gül dedim. umutsuzca bana bakan adam abdullah gül'dü. o kadar boş bakmışım ki adamın kim olduğunu algılamadım. sonra hemen kafamı çevirdim hala bana bakıyordu ama alınmış belli bir saniye sonra kafasını çevirdi. yani öyle karşılıklı trip attık. hayat ne tuhaf lan. bir kaç ay önce yolları kapatan, konvoyla gezen adamla kırmızı ışıkta birbirimize trip attık. ışte bunlar hep akp'nin oyunu.

  • "eğer hepimiz bir yıldızın merkezinden geldiysek, her birimizin atomları da o yıldızın merkezinden gelmiş demektir... o halde hepimiz aynı şeyiz. bir kola makinası veya bir izmarit de, o yıldızın atomlarından yapılmıştır. hepsi de sizin ve benim gibi binlerce kez dönüşüme uğramıştır. bu yüzden, o dışarıdaki şey benim. peki o zaman bunda korkulacak ne var? aradığımız teselli nedir? hiçbir şey...korkacak bir şey yok çünkü, her şey biziz."

  • halbuki erkeklerin karaktere ne kadar değer verdiğini bilince gerçekten iç burkuyor.

  • katar'da 5.5 sene yaşamış ve çalışmış birisi olarak bu soruya cevap vereyim.
    katar'ın gerek rüşvet gerekse tehditle bu kupayı almaya çalışmasının öncelikli sebebi, reklam. adamlarda para bok. manhattan yarımadası'ndaki tarihi the manhattan hotel'in bile %49'u, bu adamlara ait. peki arap yağı bol bulup da orasına burasına sürmeden durur mu? durmaz.
    yıllar yılı sen hangi ülkedeydin sorularına katar diye cevap verdikten sonra her seferinde 2. cevabı da otomatik verirdim. 2. soruya o kadar alışmışım.
    -katar nerdeydi ya?
    -dubai var ya, onun yanı(bkz: swh)
    işte bu sebeple adamlar, türkiye'nin gsmh'sinin yarısına yakını harcayarak(yasal olarak harcadıkları, rüşvetleri sayarsak, rakam çok daha büyük) aldığı dünya kupasını bu sebeple aldı. tabi bu görünen kısım. muhtemelen desteklediği islami terör örgütlerinden gelen parayı aklama yöntemi, aynı zamanda da onları fonlama yöntemi olarak da kullanılmıştır. yoksa kim bilecek senin havaalanı yolu üstündeki marriott hotel'i ve çevresini kaç riyale renove ettiğini.
    gelelim asıl konuya. katar'ın fifa'ya ve kendi ülke içine stadları pazarlama şekli şu. stadlar komple bölünüp parçalanıp, tekrar birleştirilebilir nitelikte. bu yüzden portatif ve dönüştürülebilir. fifa organizasyonu bittiğinde, bu stadları parçalayıp, afrika'daki evsiz, fakir insanlara ev yapacağız. bir kısmını da bir sonraki fifa ev sahibinin ülkesine yollayacağız. ha dediklerini yaparlar mı, yaparlarsa ne kadarını gerçekten ihtiyacı olan insanlara yollarlar, o kısmın detaylarına hakim değilim. yalan sçyleyip söylemediklerini de bilemiyorum. türkiye'de ise bu duyurunun duyulmamış olmasına biraz şaşırdım. herkes rüşvet alan birkaç kişiyi suçlarken, rüşvet verenlere tek laf söyleyen olmaması da can sıkıcı.
    bu kupada suudi arabistan, arjantini yendi lan. arjantin topa sahip olma %70, suudi %30. arjantinin pas sayısı, suudların 2 katı. sonra ortaya çıktı ki messi de suudlarla anlaşmış. ama sorarsan goat. ulan dünyanın en iyi futbolcusu ünvanını almışsın. neden bu ünvanı kirletirsin be andaval. ama aynı herif vergi kaçakçılığından da yargılandı tabi.

  • bu çocuklar neden böyle oluyorlar ? çünkü kaybedecek bir şeyleri yok. o sınıfa gelene kadar hiçbir noktada kaybetmiyorlar. ilkokulda kendini geliştirmediği halde sınıfı rahatça geçiyor. ortaokulda yaptığı hiçbir yanlışın bedelini ödemiyor. notlarının hepsi düşük olsa bile sınıfını yine geçiyor. okulu haraca bağlasa bile, her gün biriyle kavga etse bile, kızları taciz etse bile hiçbir ceza almıyor. ailesi her zaman arkasında duruyor. kimse benim çocuğuma bir şey yapamaz kafasıyla yetiştiriyor. çocukta da utanma veya ben ne yapıyorum hissi oluşmuyor hiç.

    bu saatten sonra da geçmiş olsun. bu eğitim anlayışıyla 2023 te serserilik kıstasında dünyanın ilk 5 ekonomisi arasına gireriz artık.

  • el camino de la muerte de denilen yollardan bir tanesi. machu pichuya karayoluyla ulaşmak isteyenlerin de buna benzer bir yoldan geçmeleri söz konusudur. kışın nispeten daha kolay bir etap olmakla beraber yazın (güney yarım küre yazı kışı) yağışlı mevsimden dolayı öldürücülük etkisi artmaktadır. yol kenarlarında ölenlerin anısına konan haçlar adrenalini tavan yapar. memleketimizdeki dağ yolları bunların yanında otoban kalmaktadır.