hesabın var mı? giriş yap

  • tanım: çok delikanlı bir kardeşimiz olan insan.
    3 yıllık ilişki boyunca neredeyse 2.5 yıl beraber yaşadığımız bi sevgilim vardı abi. 2.5 yıl boyunca geceleri bilfiil sarılarak uyurduk. tabi ciddi şekilde alışkanlık olmuştu o yüzden rahatsız olmuyodum. öyle uyanmasın diye kıpırdamadığım falan olmuyodu hiç. kaldı ki uyurken kımıl kımılımdir, hiç rahat durmam.baktım kaşıkta kolum ağrımaya başladı hop alıyorum göğüse, göğüse yatış sarmadı tak ben giriyorum onun kolları arasına. bi kere sarılmadan uyumadık yani. "sevince oluyo"'ya bağlamak istemezdim ama öyle galiba. neyse hafız sonuç olarak 2.5 yıllık alışkanlığımin yerinde artık yastıklar var.

  • "deniz kenarına bırakılmış bir tekne düşünelim. eğer bilinçli bir müdahale yapılmazsa zaman içinde bu tekne yıpranacaktır. mesela yüz sene sonra tekneye bakmaya gelseniz tekneden belki de eser dahi bulamayacaksınız. yani kimse teknenin bir gemiye dönüşme hikayesini beklemez."

    bu sözleriyle beni dine döndüren video. insanlar maymundan geliyorsa şimdiki tekneler neden gemi olmuyor sorusunu kendime sorunca gerçekleri anlamaya, aydınlanmaya başladım.

  • bundan 1-2 ay kadar önce playstation 3 satışa koymuştum ve bu siteden de bir ilan yayınladım. bir ay içerisinde türlü abukluklarda teklif aldım. öyle böyle değil ya. 600 lira dediğim ürüne "buna 300 veririm, bu fiyatın üstünde bulursan da şanslısın" diyecek kadar. bir süre sonra sanalpazar'da sattıktan sonra ilanımı silmedim ve gelen abuk mesajlara aynı abuklukta cevaplar verdim. bir tanesini birebir aktarayım:

    a: 400 tl (ulan öküz, bir merhaba der selam verir insan)
    b: 410 tl
    a: uyar
    b: 420 tl?
    a: olmaz
    b: :( ben de o zaman konsolu 400'e başkasına veririm :p
    a: 420
    b: yok kardeş çok kırdın beni artık 450 versen ancak satarım.
    a: tamam son fiyat
    b: sana yok ps ms satmıyorum

    çok fazla ürün satan biri olmadığım için sahibinden şöyledir böyledir diyemem ama gelen tekliflerin hemen hemen hepsi bunun gibi mezarcılığın, ölücülüğün son noktasıydı. bir de adamı keriz yerine koyma çabalarına tilt oluyorum. tek akıllı sensin allahın çomarı.

  • en bilineni 1518 dans vebası.
    bir temmuz günü frau troffea adında kadının sokaklarda çılgınca dans etmesiyle başlamış. müzik yok, kadının yüzünde dansın verdiği bir neşe yok ancak bir hafta hiç durmadan dans ediyor. insanlar eklenmeye başlamış artık. kimsenin nedenini tam olarak hala açıklayamadığı bu olaya sonunda 400’den fazla kişi dahil olmuş.

    bu olay dans vebasında bir ilk değil.:
    1020'li yıllarda, almanya'nın berburg şehrinde bir grup çiftçi sebepsiz yere çılgınlar gibi dans etmeye başlamış, şehir meydanındaki bir kilisede yapılan noel duasını bozmuşlardı. tabii dönemin ruhuna uygun olarak hadise şeytanın işi olarak görülmüş, ancak olay büyük çaplı olmadığı için unutulmuş.

    1237 yılında yine almanya'da yaşanan olayda büyük bir grup çocuk, neredeyse bilinçleri kapalı bir şekilde zıplayıp dans ederek erfurt şehrinden komşu kasaba arnstadt'a yürümüş. olay, fareli köyün kavalcısı'na ilham olmuş.

    1278 aziz vitus dans salgını belgelemiş dans salgınlarının ilk büyük ölçekli örneği, maas nehri üzerinde yaşanmış. 200 kadar insan ortada bir müzik veya etkinlik yokken sebepsiz yere dans etmeye başlamış. bir köprünün üzerine çıkan ve danslarına hız kesmeden devam eden topluluk, sonunda köprünün çökmesine sebep olmuş, yaralananlar hadiseye ismini veren aziz vitus manastırında tedavi edilmişti. yine dansın kıvılcımının nereden çıktığı bulunamamış, insanlar iyileştikten sonra neden öyle davrandıklarını açıklayamamış.

    bu hadiseden sonra yaşanan benzer hadiselere, hastaların tedavi edildiği aziz vitus manastırından esinle aziz vitus ateşi de dendiği olmuştur.

    http://www.nolm.us/…uploads/dans-salgini-nolmus.jpg

    1374'de sınırları aşan ilk salgın olmuş. yine sebepsiz yere bir grup insan dans etmeye başlamış, ardından yüzlercesi onlara katılmış. danslara bu kez manastır rahipleri de katılmış. kısa sürede köln, yakınlardaki flaman şehri utrecht, fransız şehri metz ve strasbourg, ve sonunda luxemburg'a kadar yayılan dans salgını can alıcı boyutlara ulaşmış. dans etmekten yorgun düşüp ölenler rapor edilmiş, olay 1375 ve 1376 yılına kadar artçı şoklarla devam etmiş. kilise yaşanan bu hadiselere anlam verememiş. herkes işin içinde ilahi bir dokunuş olduğunu düşünmüş. bu uzun süreli salgın bir görünüp bir kaybolarak 1381 yılına kadar sürmüş.

    http://tojuzbylo.pl/…0-480/medieval-dance-mania.jpg

    1418-28 arasında strasbourg'da uzun süren kıtlık döneminin ardından bir anda başlayan bu dans salgını, insanların çileli bir dönemin ardından yaşadıkları rahatlamayla, kolektif histeri ile açıklanmaya çalışıldı. 1428'de almanya'da yaşanan olayda bir rahip ölene kadar dans etmişti. aynı yıl zürih'te bir grup kadın sebepsiz yere sokaklarda çılgınlar gibi dans etmeye başlayınca cadılıkla suçlandı.

    otoriteleri harekete geçiren ve en çok katılımın olduğu olay 1518 dans vebası, bu nedenle de en çok bilineni. bundan sonra 1536'da basel'de yine çocuklarda görülmüş ancak çok yayılmadan sonlanmış. 17. yüyzyıldan bu yana da bir daha görülmemiş.

    http://www.webteresan.com/…1naro5_1280-1024x754.jpg

    neden?
    bir teoriye göre dans salgınlarına arpa gibi tahıllarda görülen bir çeşit mantar yol açmış olabilirdi. bu o yıl aynı ürünü hasat eden insanların aynı durumdan muzdarip oluşunu da açıklıyordu. buradan hareketle küçük çaplı, sadece aileleri ve bir mahallenin sakinlerini kapsayan küçük 'dans-mania' hadiselerine de doğadan toplanan vahşi mantarların yol açmış olabileceği söylenebilirdi.

    17. yüzyılda bu vakalarla karşılaşan tıp profesörü gregor horst şu notu almıştır;
    “her yıl, farklı farklı kadınlar aziz vitus gününde, aziz vitus şapelini ziyaret ediyordu… bütün gün bütün gece yorulana kadar dans ediyorlardı. ”
    neyin sebep olduğuna gelince, ilk başlarda bu laneti aziz vitusun gönderildiğine inanılıyordu. ancak 17. yüzyılda bu salgın epilepsinin bir kolu olarak kabul edildi ve aşağıda resmi olan thomas sydenham tarafından sydenham dansı olarak tanımlandı.

    şöyle örnekler var: 1 2

    günümüzde bazı uzmanlarsa bunun gibi olayların toplu histeriyle açıklanabileceğini düşünüyor.

    daha fazla bilgi: https://line.do/…i-hadiseleri/mjv/vertical/moment/1

    (bkz: choreomania)

  • izmir seferihisarda yaptım askerliğimi. asteğmen olarak yapıyorum, öğretmen kökenli olduğum için nöbet tutmayan askere ceza vermek yerine, tutana ödül vereyim dedim. boyoz alıyorum sabaha karşı 4-6 nöbetinin ilk saatinde nöbet kulübelerine uğruyor bırakıyorum. bir süre sonra iki kişilik nöbet yerinde beni bekleyen 6-7 asker olmaya başladı. hoşuma gitti tabi bu böyle devam etti, çaylar demleniyor falan. bir gün askerin biri boyozdan bir lokma ısırdı çaydan bir yudum aldı, döndü bana dedi ki, komutanım top oynarken anamın verdiği domates peynir ekmekle, sabahın köründe senin verdiğin boyoz yarışır, ikisini de ömür billah unutmam dedi. o zaman fark ettim, anlatacaklar bunu yıllarca. boyozu askere dağıtıyorum diye ucuz veren fırıncı sen de sağol.

  • 1)baba
    2)abi
    3)erkek kardeş
    4)dayı
    5)amca
    6)annenin babası
    7)babanın babası
    8)kocanın babası
    9)kız kardeşin oğlu
    10)erkek kardeşin oğlu
    nikah düşmüyor. asla evlenilmez.

  • tespitteki bahsedilen tipler bu ülkenin sırtındaki kamburudur. yok olması gerekir.

    debe editi: böyle kekoların üstünden debeye girmek istemezdim.