ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayrettin'in sayfasındaki utanç verici yorumlar
-
oruç tutana saygısızlık, ona zorla bir şeyler yedirip icirmeye çalışmakla olur.
bunlar başkasının hayatına, inancına, inancsizligina saygı gostermeyip kendilerine mağduriyet yaratıyor.
oruç tutarak benim inancsizligima baskı yapıyorsunuz, dese ne yapacaksınız? senin inanma hakkın var da onun inanmama hakkı yok mu?
bu memlekette ne kadar çok kara cahil, yobaz var yahu!
128 milyar sorusu ihanetin maskesidir
-
''akp pkk'dan daha tehlikelidir'' ve ''erdoğan'dan hesap sormazsam namussuzum'' diyen kişinin sözleridir.
hacı senin hangi sözüne güvenelim?
sabah gazetesinin kuponla verdiği müzik seti
-
o dönem bir allahın kulu da çıkıp bu müzik setlerinden birini sabah binasının önünde yakmadıysa bunun yegane sebebi elinde çük kadar aletle sokakta dolanmaya utanmasıdır "evet ben de o kerizlerdenim" diye kendini ifşa etmekten çekinmesidir a dostlar...
fırın ile tezgah arasındaki 1 cm'lik boşluk
-
fiyonk makarna mezarlığıdır.
baba bak ben de öleceğim
-
edit; depremde hayatını kaybeden elif'in babasına gönderdiği ses kaydını dinlemek için; tıklayınız
" antakya’daki elit apartmanı’nda yaklaşık 150 kişi yaşamını yitirdi. mümtaz gövce o gece istanbul’daydı. enkaz altında kalan 10 yaşındaki kızı elif , “baba bak ben de öleceğim” diyerek ses kaydı ve fotoğraf yolladı.
hiçkimse gelmeyince kendi başımızın çaresine bakmaya çalıştık. şehir dışından getirttiğimiz kepçe ve vinçlere afad el koydu.
üç günün sonunda afad’ın bize arama kurtarmaya gelmediği yerde biz onu aramaya çıktık. karayolları’nın önünde yaklaşık 150 kepçe ve 50 kadar vincin bekletildiğini gördük.
bu neden yapıldı, bilmiyoruz. en sonunda başka yerden ayarladığımız vinç ve kepçeleri (afad el koymasın diye) ara sokaklardan dolaşarak enkazın olduğu yere getirdik.
mümtaz gövce, ailesini kurtarmak için her şeyi yaptı ama olmadı "
johnny depp
art deco
-
1920'lerde ortaya çıkan ve 1930'larda avrupa ve amerika'ya hepten yayılan dekoratif sanatta, endüstriyel tasarımda ve mimaride dönemin tarzını belirleyen akım, ismini ise paris'te 1925 senesinde yapılan arts décoratifs et industriels modernes sergisinden almıştır. art nouveau'nun stilistik tarzının ardından gelen art deco makinaya ve modernizme hayranlık duyulduğu bu dönemi tam anlamıyla yansıtır. klasik yunan ve roma sanatı, eski mısır hatta yerli sanatlarından da etkiler görünen art deco hayatımıza chrysler building'i, rockefeller center'ı, empire state building'i ve streamline design anlayışı ile tasarlanmış araçları, özellikle de trenleri katmıştır. günümüzün retro anlayışına uyan tasarımlarında sıkça kullanılan bir tarz olduğunu belirtmeden geçmeyelim, ayrıca bir art nouveau eserini bir art deco eseri ile yan yana gören herkes aradaki farkı anlayacaktır diye tahmin ediyorum, en basitinden geometrik olanını tespit etmeye çalışın, o art deco'dur.
grim fandango oynamış herkes ise şu cümleyi kurabilecektir: "ben art deco gördüm"
barda hatunla muhabbet açma klişeleri
-
lan tipsizliğimden midir, beceriksizliğimden mi bilmiyorum ama sadece bir kez denemedim. hani yanlış anlaşılmasın o da, bizim grubumuzda olan kız. ama arkadaşın kız arkadaşının arkadaşı, ilk defa görüyorum yani.
bir gece kulübüne gittik, bir elimde bira var, arkadaşlardan biri de elime patlamış mısır tutuşturdu, "kıza ikram et, muhabbete gir" diyor. aldım mısırı elime, birayı bıraktım. boş elimle kıza dokundum, dönünce "mısır yer misin?" dedim ama kız müziğin etkisiyle duymadı, kulağına yaklaşıp tekrarladım, kız "istemiyorum sağol" diye haykırdı. mala bağladım sonra, elimdeki mısır paketini kıza doğru uzatıp kızı dürttüm paketle. kız yine "istemiyorum" dedi, bu sefer elini kolunu da sallıyordu. yüzündeki gülümseme de yitip gitmişti. dans ederken kıza sinsice yaklaşmaya çalıştım sonra, kız bir ceylan edasıyla kaçtı her seferinde ama.
gecenin sonunda başka bir erkekle yiyişiyordu. beşiktaş evine yine puansız dönüyordu...
ülkü tamer
-
"günü gelir dağa çıkar
yıldızlardan şiir çeker
kanımızı siler yıkar
suların en durusunda "
(bkz: ağıt)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: en komik fıkralar
36. sihirli bir kurbağa ormanda yalnız yaşıyomus. bir gün etrafı gezmeye cıkmış ve önüne ilk çıkan bir ayı ve tavşana kıyak yapmak istemiş. "3 şey dileyin benden ne dilerseniz" demis.
ayı;"bu ormandaki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi bana hasta olsun."
kurbağa hemen yerine getirmiş isteği.
tavşan; "bana bir kask ver" demiş
o da hemen olmuş ama ayı
içinden "manyak mı bu tavşan çuvalla para istesin istediği
kadar kask alsın. deli bu ya" demiş.
ikinci istek olarak ayı yine;
"yan ormandaki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi beni arzulasin" demiş.
abraka dabra !
o da tamam tavşan;
"bana bi motosiklet verin" demiş ve yerine gelmis ama ayi iyicene şaşirmis. bu tavşan deli olmalı diye düşünmüş.
sıra gelmiş son isteklere
ayi; "bu gezegendeki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi benim yanımda olsun" demiş.
kurbaga bu isteği de hemen yerine getirmiş.
tavşan önce kaskı takmış, motora binmiş ve marşa basıp motosikleti çalıştırmış.
son isteğini söyleyip gaza basmış:
" bu ayı ibne olsun!"
yerli dizilerde süreyi uzatma taktikleri
-
diyalog tekrarı: tahminen üç saniyede bitmesi gereken karşılıklı bir diyalogun sürekli tekrarlarla uzatılması yöntemiyle gerçekleşir. sadece üç kelime ile anlatılabilecek olay örgüsü işkenceye dönüşür.
-mert'i en son kemal'in evinden çıkarken görmüşler
-kemal'in evinden mi?
-evet kemal'in evinden
-evden çıkmış ve gitmiş öyle mi?
-mert kemal'in evinden çıkmış arabasına binip gitmiş
-mert'in kemal'in evinden çıktığına emin misin?
-mert'in evden çıktığını duydum, görmedim
-kemal'in evinden mert'in çıktığını görmüşler demek...çok enteresan
-evet ben de ilk duyduğumda şaşırdım. mert'in kemal'in evinden çıkarken görülmesi insanı şaşırtıyor
(allah belanızı versin)
saçlar süperken evde oturmak
-
sabah kalkınca aynaya bir bakarsın ki, saçlar hiçbir zaman olmadığı kadar süper bir formda. ama kahretsin ki o gün dışarıda hiç işin yok. dışarı çıkacak kimse de yok. bu durumda malesef üstte pijama, kafada süper saçlar, evde kendi kendine pineklersin. kimse de görmez o muhteşem formdaki saçları.
(bkz: lanet olsun dostum)