hesabın var mı? giriş yap

  • oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :

    - bana bi tane maçarotti..
    - efendim?
    - bi tane makivetti..
    - nasil?
    - nescafe var mi?
    - yok maalesef..
    - sittir, o zaman bi tane makamotti..
    - ne?
    - ver bisi iste canina yandigim..

  • diz kapağımın arkasında ve kollarımın iç kısmında tam eklem yerlerimde minik kırmızılıklar şikayetiyle gittim doktora.. bi süre konuştuk, sonra muayene sedyesine yüzüstü uzanmamı istedi doktor..

    "işte sıçtığım an!" diye düşündüm.. yüzüstü ve sırtüstünü hep karıştırırım ben.. yüzümüzün üstüne yatınca mı yüzüstü oluyo, yoksa yüzümüz üste gelicek şekilde yatınca mı bi türlü aklımda tutamıyorum..

    bunları düşünürken, aklıma bi cinlik geldi.. dedim "önce yüzüm yukarı gelecek şekilde bi yatayım, doğruysa zaten doktor bey, muayeneye başlar.. yok başlamazsa bi de öbür türlüsünü denerim.."

    önce yüzüm yukarı gelecek şekilde uzandım..
    baktım doktor beyde bi hareket yok, yavaşça yan döndüm, sonra bi de yüzüm aşağı gelecek şekilde uzandım.. bikaç saniye sessizlik.. "yanlış oldu herhal" diye yine döndüm.. doktor öle ayakta bekliyo bana bakarak..
    "alla alla.." dedim.. "kompil karıştırdım herhalde ben!?" bi daha yan döndüm.. bu sefer ellerimi de yastık gibi kafamın altına aldım, cenin pozisyonu gibi hafif..

    hala ses yok.. "dur.." dedim "bi de öbür yana döniim".. ama stresim de artıyo bu arada.. "acaba kompil ayağa kalkıp yeniden mi başlasam" diye de düşünüyorum, tam ben yüzüstünü bulduğum sırada görememiş filan olabilir diye..

    kendi etrafımda bi tur daha attım ama ağlıcam artık.. doktor da ölee bekliyo başımda.. en son yüzüm yukarı gelicek şekilde yatarken bu da mı gol değil! bakışımla bi daha baktım doktora..

    __"napıyosun yaa??!!" dedi..

    napıcam ya napıcam??!! kabir azabı çekiyorum, yattığım yerde.. öle seyredeceğine, kolumdan tutup doğru yöne dönderiversen nolur??!

    halkın anlıyacağı dilden konuşsun doktorlar biraz!! yüzüstümüş!!1

  • yüzde 90'ı tahıl ürünlerine dayalı, protein fakiri, vücudun ihtiyaçlarının karşılanmasına değil, doymaya odaklı beslenme tipi. sonuç ince kemikler, dayanıksız iç organlar, kronik yorgunluk hali.

  • maçtan önce futbol yorumcularını, sonra maçı, sonra o maçın özetlerini, sonra futbolcuların teknik direktörlerin maç yorumlarını, sonra yine futbol yorumcularını izleyenlerin, ülke ne durumda olursa olsun her haftasonu sıradan bir lig maçının bile en çok entry girilen konu olmasını sağlayanların -derbi maçlara hiç girmiyorum bile- gelip "kadınlar işte böyle boş işlerle uğraşıyor" dediği program.

  • çocukken bu adamların gazete köşelerini okur, bunlar herhalde bizim gibi cahil insanlar değil ki köşe sahibi vs diye düşünürdüm.
    bunların bu vasatlığı ülkeyi akp’ye bıraktı.

  • şimdi bir tarikat düşünün:

    * 1950'li yıllarda mürit toplamaya başlasın.
    * waco, teksas'ta bir tepeye kilise kursun ve bu kilise çevresinde yayılmaya başlasın.
    * kilisenin kurulduğu tepeye eski ahit'teki bir dağın (bkz: carmel) adını versin.
    * 1959 yılında, tarikat liderinin karısı "çok kısa bir zaman sonra isa mesih yeniden dünyaya gelecek" desin.
    * müritler satsın savsın, tepeye yerleşip isa mesih'in gelişini beklesin.
    * isa mesih gelmeyince, tarikat yönetimi el değiştirsin. yeni lider lois roden, kendi çocuğunun (bkz: george roden) ileride tarikatı yönetemeyeceğini düşününce, kilisede gitar çalıp şarkı söyleyen vernon howell adlı genci tarikatın başına geçirmeye kalksın.
    * bunu duyan george roden, vernon howell ve yandaşlarını carmel dağı'ndan kovsun.
    * bununla da kalmasın, ölen annesinin cenazesini mezardan çıkarıp; vernon howell'a, tarikata olan bağlılığını göstermek için meydan okusun.
    * vernon howell, polise şiyakette bulunsun. polis şikayetini belgelemesini istesin. howell yanına silahlı adamlarını alıp, carmel dağı'na ceset fotografı çekmeye çıksın. çıkarken polise yakalansın.
    * bu arada, wayman dale adair adlı bir tarikat üyesi george roden'e "ben mesih'im" desin. roden, "sen misin bunu diyen" diyip adair'in kafasını baltayla parçalasın.
    * roden, tımarhaneye kapatılsın.
    * vernon howell, para biriktirip carmel dağı'nın mülkiyetini satın alsın.
    * 1992'de ups kargo görevlisi, şerifi arayıp; tarikata gönderilen bir pakedin nakliye sırasında açıldığını, içinde silahlar ve el bombaları olduğunu söylesin.
    * tarikatın adı branch davidian, liderinin adı mahkeme kararıyla david koresh olsun.

    filmini çekseler "olur mu böyle şey" der ve beğenmeyiz değil mi?
    asıl film şimdi başlıyor.

    ups'in ihbarını değerlendiren atf (bureau of alcohol, tobacco and firearms) ekipleri, tarikatın yaklaşık 150 parça silaha ve binlerce mühimmata sahip olduğunu öğrenir. silahların çoğunluğu ar-15 denen, bazı modifikasyonlarla m-16'ya dönüştürülebilen yarı otomatik tüfeklerdir. tarikat binaların yakın oturan komşular, zaman zaman otomatik silah atışları duyduklarını atf yetkililerine bildirir. atf'nin amacı koresh'i dışarıda yakalamaktır. ancak koresh, tekkeyi bekleyen bir yapıya sahiptir. atf, carmel dağı'na operasyon kararı alır. ajanlar, bu tür operasyonlar konusunda deneyimsiz olduklarını düşünmüş olmalılar ki, operasyondan önce iki gün boyunca özel kuvvetler'den saldırı eğitimi alırlar.

    atf, 28 şubat 1993'te saldırı kararı alır. atf ekibinden bir personel, postacıya tarikatın adresini sorunca bütün sürpriz bozulur. postacı, koresh'in kayınbiraderidir. koresh, silahlı adamlarını çoktan mevzilere yerleştirmiştir.

    atf; 75 personel, 3 helikopter, bol miktarda silah ve mühimmatla binaların etrafını kuşatır. ilk atışı kimin yaptığı taraflar arasında hâlâ bir tartışma konusudur. ancak koresh'in ilk çatışmada yaralandığı bir gerçektir. tarikat üyeleri, helikopterlere ateş açar ve vurmayı başarır. koresh'in odasına yaklaşan atf personelinden biri öldürülür, diğeri yaralanır. atf, el bombası atar ve binanın içine girer. içeriye giren personelden biri daha başına isabet eden kurşunla hayatını kaybeder. bir diğer atf personeli, bina dışında çatışırken vurulur ve ölür. iki saatin sonunda, atf'nin cephanesi bitmeye başlamıştır ama branch davidian'da daha çok vardır. atf'nin iki günlük özel kuvvetler eğitimi, kıyamet gününe inanan bir tarikatla başa çıkmaya yetmemektedir. ilk gün 4 atf ajanı hayatını kaybeder.

    kuşatmanın bitmesi için, 50 gün daha vardır.