hesabın var mı? giriş yap

  • bir şişko olarak desteklediğim önerme.eğer aptal insanlardan daha fazla vergi alınması kabul edilirse bunu da pekala kabul ederim. her yıl aptal insanlar ölmesin diye uyarı işaretleri vs kullanılıyor. benim verdiğim vergiler bu aptal tabelalara,uyarı levhalarına falan gidiyor. bu güzel uygulamayı başlatıp herkese örnek olalım hadi.

  • 50 metreye pas atamıyormuş kendisi. adam kaleye 30-35 metre mesafede topla oynuyor. topla orta sahada buluşsa en uzak adam kendisinden 20 metre uzakta oluyor. ne yapsın topu stadın dışına mı göndersin? tabi türkiyede sabri reyizin ortalarını, defanstan forvete şişirme topları izleyen adamlar herkesten aynısını bekliyor.

  • gençler bir avukatla görüşüp şahsa dava açsınlar. uğraşsın biraz. hakaret var, halkı galeyana getirme var, kişinin özgürlüğüne müdahale var. avukat arkadaşlarımız bir ton detay görmüşlerdir. lütfen yardımcı olun çocuklara :)

    kıskançlıktan çatlamış birinin repliği.

    edit: tck 125 diye msjlar gelmiş.

  • erken osmanlı tarihi denildiğinde akıllara gelen en hatırı sayılır düşmanlardan birisi olan ve arnavutluk'un en önemli halk kahramanlarından iskender bey'i de bünyesinde barındırmış debre ve krujë merkezli ve arnavutluk prensliği'ni tesis etmiş olan hanedan.

    ülkemizde koştur, koştor ve koştu soy isimlerine sahip insanların da büyük ölçüde kökeninin bu hanedana ya da en azından bu hanedanın mensup olduğu soy ağacına dayandığı düşünülmektedir.

    tarihte bilinen, daha doğrusu kayıtlara geçmiş olan ilk üyesi 1360'lı senelerde tiran'ın kuzeyinde yer alan mat kentinin baronu olduğu bilinen kostadin kastrioti mazreku olan hanedanın arnavutluk'ta söz sahibi bir aile olmaya başlaması da bir sonraki kuşakla gerçekleşmiştir. 1389 senesinde kesin osmanlı zaferiyle nihayete eren birinci kosova savaşı'nda osmanlı ordusuna karşı savaşan bloğun içerisinde yer alan ve savaşta hayatını kaybeden pal kastrioti, kuvvetle muhtemel kostadin'in oğludur. pal'ın oğlu olup debre ve rostuşa lordu unvanına sahip olduğu napoli krallığı ile yapılmış bir dizi yazışmadan anlaşılmakta olan gjon ise meşhur iskender bey'in ya da nam-ı diğer gjergj kastrioti'nin babasıdır.

    ii. murat döneminde sarayda iç oğlan olarak hizmet ettiği bilinen iskender bey ise tartışmasız hanedanın en meşhur üyesidir. senelerce osmanlı sarayı ve ordusunda kayda değer hizmetlerde bulunduktan sonra arminius'un zamanında roma imparatoluğu'na yaptığına benzer bir şekilde bölgenin valisi olarak atanır atanmaz ihanet çalışmalarına başlayıp babasının yakın arkadaşları olan pek çok arnavut soylusunu osmanlı'ya karşı isyan için kışkırtma yoluna gitmiştir. ayrıntılarına girmenin apayrı bir entry konusu olacağını söyleyebileceğim yaklaşık yirmi beş sene süren bitmek bilmez gerilla savaşlarıyla osmanlı'ya ve bilhassa fatih sultan mehmet'e büyük problemler çıkarmış olan ve bir dönem bağımsız arnavutluk prensliği'ni de ilân etmiş olan iskender bey ise 1468 senesinde sıtma nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

    arnavutluk, iskender bey'in hayatını kaybetmesinin ardından kısa süre içerisinde osmanlı'ya bağlı bir toprak halini almış ve bu hanedanın pek çok üyesi de soluğu napoli krallığı vasıtasıyla italya'da almıştır. ailenin tarihi kayıtlarda kendisine yer bulmuş olan kayda değer son üyesi ise iskender bey'in oğlu ii. gjon ile soylu sırp irini brankoviç'in oğlu olan ve 15'ncı asrın sonlarında isernia piskoposu görevini ifa ettiği bilinen costantino castriota scanderbeg'dir. 1500 senesinde ve sadece 23 yaşında hayatını kaybetmiş olan costantino'nun ardından kastrioti hanedanı'nın soylu bir aile olarak da tarihi anlamda pek bir ehemmiyeti kalmamıştır.

  • bunlar böyledir, kim güçlüyse ondan yana olup mevcut iktidarı över durur, hiçbirşeyine karşı laf etmez, en sonunda yurtdışına kaçar ülkeyi bize kitler gider, bunlar böyledir..

  • aralarındaki tek ortak özellik ikisinin de erkeklerden hoşlanmasıdır, bunun dışında taban tabana zıttırlar, mesela nur içinde yatsın zeki müren ünlü ünsüz herkese aynı saygıyı gösterirdi, bülent ersoy ise ünlü ünsüz herkese aynı saygısızlığı gösteriyor.

  • sağlık bakanı fahrettin koca, henüz ülkeye gelmeyen aşıdan günde 2 milyon kişinin aşılanacağını söyledi. acaba yanlış mı okudum diye baktım, yooo basbayağı doğru okumuşum. günde 2 milyon kişi demiş. eğer aşılama bu hızla yapılırsa ortalama 2–3 ayda herkes aşılanacak demektir. haber

    peki bizimle hemen hemen aynı nüfusa sahip, ekonomisi ve altyapısı bizden çok çok iyi olan almanya'da aşılama planı nasıl olacak..

    –almanya sadece organizasyon için 2 milyar 700 milyon euro ayırdı.
    –442 aşılama merkezi kurdu.
    –aşılama merkezleri içinde; stadyum, konser salonları, kapalı spor salonları, buz pateni pistleri var.
    –aşılama için; 3 milyon adet şırınga ve 3,5 milyon adet alkol tamponu şimdiden dağıtıldı.
    –aşılar gizli depoda tutuluyor ve ordu koruyor.
    –aşı (pfizer/biontech)ücretsiz olacak
    –nüfusun yüzde 70'nin aşılanması gerekiyor. yani 60 milyon kişi. kişi başı iki doz olacağı için 120 milyon aşı gerekiyor. şimdiden 136 milyon doz alınmış durumda.
    –aşı satın almak için 6 milyar euro ayrılmış durumda.
    –aşı için; yaş, meslek ve sağlık durumlarına göre gruplar oluşturulmuş durumda. herkes sırasını bekleyecek. kesinlikle torpil olmayacak.
    –nüfusunun tamamının aşılanması bir yıl sürecek. günde 150 bin kişi aşılanacak. kaynak

    tüm bu ekonomik güç ve sağlam altyapıya rağmen; ingiltere günde 25 bin, almanya 150 bin kişi aşılamayı planlıyorken ve becerebiliyorken, biz nasıl oluyorda 5 adet maskeyi bile dağıtamamış bir sicile sahipken günde 2 milyon kişiyi aşılayacağız acaba?