hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle tabaktaki miktarı azaldıkça alması/hükmetmesi zorlaşan tüm yiyeceklerin bana verdiği yetkiye ve bende yarattığı sinire dayanarak "varoş sensin kaşık da sana girsin" deyip sözlerime devam etmek istiyorum.



    çoban salatası (şöyle suyunu iyice doldurarak)

    makarna (bir tarafına yoğurt iliştirerek)

    cacık (buzlu, zeytinyağlı ve naneli olarak)

    pilav (özellikle bulgur pilavı. şöyle bol domatesli, sebzeli)

    bunları çatalla yiyen adam hıncaldır, uluçtur, pespayedir, ılıktır...



    there is no spoon sadece matrix'te var olabilecek bir olgudur...

  • çift dil bilmenin beyne yararları nedir

    filmleri alt yazısız izlemenin yanı sıra, iki veya daha fazla dil bilmek beyninizin tek dil bilen birinin beyninden daha farklı görünüp daha farklı çalıştığı anlamına gelir.

    dil becerisi tipik olarak iki aktif bölümde, konuşma ve yazma, iki pasif bölümde, dinleme ve okuma, ölçmektedir. durumlarına ve her bir dili nasıl kullandıklarına bağlı olarak, üç sınıfta genelleme yapılabilir.
    karma çift dil bilen bir insan örneğin üç yaşında yerel dilin farklı olduğu bir ülkeye göç eden bir çocuk iki dilsel kodu da aynı anda geliştirir. etrafındaki dünyayı deneyimlerken iki dille deneyimler.

    eşgüdümsel çift dil bilen biri iki kavram setiyle çalışır. örneğin okul çağında farklı ülkeye göç eden bir çocuk evde başka, okulda başka dil konuşması gibi.

    ikinci dereceden çift dil bilmek göç eden ailenin ebeveynleri ise önce kendi ana dilleriyle düşünüp filtreden geçirip sonra ikinci dile çevirirler.

    beyin görüntüleme teknolojisi (bkz: nörobilim) çift dil bilen beyin için şu gelişmeleri görmemizi sağladı:
    beynin sağ lobu duygusal ve sosyal alanlarda aktifken; sol lobunun mantıksal süreçlerde daha aktif olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. kesin bir bölünme olmamakla birlikte beynin fonksiyonları yaşla gelişirken, dilin iki lobu da geliştirmesi bazı hipotezleri doğurdu. bu teoriye göre çocuklar daha kolay dil öğrenir, çünkü gelişen beyinlerinin esnekliği onların dil öğrenirken iki küreyi de kullanmalarına izin verir. ama çoğu yetişkinde dil tek bir kürede ( genellikle sol lobda) öğrenilir.
    bu yüzden daha küçük yaşlarda dil öğrenmek: dilin sosyal ve duygusal kavrayışını kazandırabilir.
    diğer taraftan son araştırmalar gösteriyor ki: yetişkinlikte ikinci dil öğrenen insanlar, ikinci dillerini kullanarak problemleri çözdüklerinde kendi dillerinde çözdüklerinden daha az duygusal ve daha mantıklı bir yaklaşım gösteriyorlar.
    hangi yaşta ikinci dil öğrendiğinizden bağımsız olarak : beynininiz çoğu nöronu ve sinapsınızı barındıran gri madde daha yoğundur.
    alzeimer ve bunama gibi hastalıklara akalanma ihtimali daha azdır.
    çift dil bilmek sizi daha zeki yapmasa da beyninizi daha sağlıklı, karmaşık ve aktif kılar.

  • "atatürk dahili ve harici bedhahlarımız olacağını söylemişti de, halkla bu kadar taşşak geçeceklerini hiç söylememişti..."

  • yavşaklar buzulların altındaki biyolojik oluşumları deşiyorlar, aslında çok tehlikeli.

    o solucanın üzerindeki bir bakteri veya virüs insanlığın binlerce yılda geliştirdiği bağışıklığa uymadığında ne olacak ? beraber yaşadığımız hayvandan geçen visrüste şaftımız kaydı. adam başka zaman diliminden canlı getiriyor.

    entrydeki üslup sorununa takılmazsanız ki takılmayın, buzul kazmak çok ciddi ve sıkıntılı iştir.

  • oyunu yaklaşık 4 saat oynadım.

    oyun harika olmuş. zaten iyi bir oyun geleceğini bekliyordum fakat beklentimin ötesinde. daha iyisi yapılamazdı herhalde. grafikler harika. şehirde boş boş ağ atıp dolaşmak bile acayip zevkli. oyuna bir fotoğraf editör bölümü koymuşlar sırf onla uğraşmak bile başlı başına bir zevk. öyle ki spider'man'e selfie çektirebiliyoruz. selfie esnasında gözünün kısıklığına kadar ayarlayabiliyoruz.

    oyun müthiş olunca tabi hikayede pek ilerleyemedim. haritada ne kadar yan görev çıkarsa allah ne verdiyse yapıyorum oyun süresini uzatmak için. yan görevlerde şehirde gerçekleşen rastgele suçlara spidey-cop olarak müdahale edebiliyoruz. değişik değişik senaryolar var. bazısında bu suçlular hareket halinde bir arabada oluyor. ağ ata ata aracı takip ediyoruz. üzerine zıplıyoruz etkisiz hale getiriyoruz vs. inanılmaz. backpack denilen çantalar var haritanın değişik yerlerinde. bu çantalarda spider-man dünyasına ait çeşitli eşyalar vs. bulunabiliyor. hoş olmuş. şehirdeki landmarkların fotoğraflarını çekiyoruz. bunlar bize landmark puanı veriyor. rastgele suçları engellediğimizde crime point kazanıyoruz. bu puanlarla yeni suitler, yeni suitlere ait skiller, gadgetlar vs. geliştiriliyor. oyunun daha başlarında olduğum için daha sonra açılacak şeyler de var. onları göremedim. bayağı sindirerek oynuyorum.
    her şey çok iyi düşünülmüş.

    oyunun tek eksisi türkçe altyazı olmaması olmuş. ne olurdu la şu oyuna türkçe altyazı ekleyeydiniz?

    velhasıl, oyun ps4'te oynadığım en iyi ilk 3 oyun arasına girer. god of war'ı da çok beğenmiştim mesela. ama spider-man'i oynarken ki kadar büyülenmemiştim. yılın oyunu olmaya aday gerçekten.

  • yıl 1978 niğde'nin bor ilçesinde lise öğrencisiyim o yıllar. yaz tatilinde kendi dükkanımıza gitmeden önce bir kırtasiyeci kasetçi abimiz vardı. onun gazeteleri motosikletiyle dağıtması için ben onun dükkanını 1-2 saat kadar beklerdim. bir gün benden yaşça büyük bir abimiz dükkana geldi tommiks, teksas, kaptan swing gibi resimli romanlardan üçer tane aldı. bende bu kitapların kim için aldığını sorduğumda " benim çocuklara " alıyorum dedi. bende "bu kitapların çocuklara bir yararı yok şiddete yönlendirir bence sen red kit almalısın hem red kit amerikan toplumuyla kapitalizmle dalga geçer eğlendiricidir " gibisinden bir sürü lüzumsuz laf ettim. adam sinirlendi " sana ne kardeşim, ne kadar bunların parası" dedi aldıklarnın parasını verdi gitti. ertesi gün gene kırtasiyeciye yardım için gittiğimde " aman gelme dün ülkü derneği başkanı dernekte milliyetçi mücadele öğrensinler diye kitap almak istemiş sen dalga geçmişsin red kit önermişsin sana çok kızmışlar aman evine git ortalarda gözükme seni dövecekler" dedi. yirmi gün kadar korku ile evde geçirdim. sonra okullar açılınca bu olayı unuttum bir gün okula giderken ensemden bir yumruk yedim. arkasından karnımdan yediğim yumrukla yere düştüm. bir anda etrafımda neredeyse 20 kişi vardı. tekme tokat öyle bir dayak yedimki gözümü bor devlet hastanesinde açtım. tedavi sırasında sigara içmeye koridoro çıktığımda doktor ve hemşireler başımdan geçeni öğrenmiş elimde sigara gördükleri için adımı red kit koymuşlardı. bu olayda fecaat olan ülkü derneklerinin milliyetçi mücadelenin nasıl olacağını öğretmek için resimli roman kullanmalarıydı.

  • ben burada ortağa değil katil olan adama aciyorum keşke ikisinin de dünyasını mahkemelerde karartsaydi ama başa gelmeden konuşmak kolay