hesabın var mı? giriş yap

  • bugün problemlerimi çözme politikamı belirleyen bir sözü vardı;

    -oğlum, bağırırsan duyarlar. konuşursan dinlerler.

  • patronum yeni araba aldı, hayırlı olsun çok güzel araba dedim, eğer iyi çalışır kendine hedefler koyar daha başarılı olursan seneye daha iyisini alırım dedi.

  • oyunda bulunan m4, ak ve awp dışındaki silahların kullanımına ağlayanları anlayamıyorum. madem sadece o silahların kullanılmasını istiyorlar, topluluk sunucularını, aim haritalarını niye tercih etmiyorlar? mag-7 kullanırsın "omg noob". sg, aug kullanırsın, "omg noob". scar, g3 sesi duyduğunu anda "omg noob" diye buyurur bu ağlak oyuncular. ulan noob'sa niye öldürmüyorsun, madem noob al awp öldür.

  • erkek: merhaba, bir gasp ihbarında bulunmak istiyorum.
    memur: gasp mı? olay nerede yaşandı?
    erkek: 21. sokak ve dundritch caddesinin arasında yürüyordum. bir adam aniden silahını çekerek, bana tüm paramı ona vermemi söyledi.
    memur: ve siz de verdiniz mi?
    erkek: evet, söylediğini yaptım.
    memur: yani tüm paranızı hiç direnmeden, yardım istemeden ya da kaçmaya çalışmadan mı verdiniz? bağırmadınız üstelik?
    erkek: evet, ama çok korkmuştum, beni öldüreceğini düşündüm!
    memur: hmm, ama söylediğini yaptınız. ayrıca anladığım kadarıyla bir hayırseversiniz.
    erkek: evet, hayır kurumlarına bağış yapıyorum.
    memur: yani para dağıtmayı seviyorsunuz, para dağıtmayı bir alışkanlık haline getirmişsiniz. herkese veriyorsunuz galiba.
    erkek: bunun konumuzla ne alakası var?
    memur: herkesin sizin para dağıtmayı seven biri olduğunuzu bile bile fiyakalı takımınızla dundritch caddesinde yürüdünüz ve gasp sırasında hiç karşılık bile vermediniz. kulağa, parayı isteyerek vermişsiniz de sonradan pişmanlık duymuşsunuz gibi geliyor. söyleyin bana, bir pişmanlığınız yüzünden onun hayatını karartmak istiyor musunuz gerçekten?
    erkek: bu tamamiyle saçmalık!
    memur: bu, tecavüzle aynı şey. kadınlar tecavüzcülerini adalet karşısına çıkarmak istediğinde her gün bu muameleyle karşılaşıyorlar.

    (kaynak, ertuğrul uzun)

  • bunda anlaşılmayacak birşey yok. benim anladığım tek şey kızcağızın bunu ölüm korkusu ile yaptığı. çünkü bu manyak infaz yasası ile çıkacak ilk işi de "vay sen beni hapislerde süründürürsün ha" diyerek kızı canından edecek. zavallım bence kendince canını kurtaracak bir önlem aldı. başka türlüsü düşünülebilir mi? nasıl korkuyordur şimdi o kız uykuları kaçmıştır. :(

  • bir buçuk yıldır jr backend developer olarak çalışıyorum. çalıştığım firma temmuzda enflasyon zammı da yapmadı. linkedın üzerinde başvuru yaptığım yurdışından tr ye ofis açan bir şirkette mülakata girdim ve mülakatı başarılı olarak geçtim. bana doğrudan maaşımın 2 katını teklif ettiler. bütün yan haklarımı da koruyacaklar. burada yaptığım işin birebir aynısı hiç bir değişiklik yok. sadece ingilizce şartı var extra olarak. bayramdan önce istifamı verdim. arife günü şuan çalışmakta olduğum şirket bana aynı maaşı teklif etti kalayım diye. sırf bunu yapabilecekken sesim çıkmamış diye zam yapmamışlar resmen. şimdi itimad edip kalmamı bekliyorlar. türkiye de zihniyet budur. kriz sadece kurdan kaynaklı ve yazılımcılara özgü değil, çürümüş bu zihniyetin hakim olmasından kaynaklanıyor. bu zihniyet ile memleketin neresinde çalışırsanız çalışın hep ensenizde bir soluk gibi hissedeceksiniz. çalışan olarak değer görmeyeceksiniz. kendinizi kurtarmaya bakın şirketler insanı bozuk paradan daha kolay harcıyor çünkü...

  • olayı sadece rock’a indirgemek sığ bir yaklaşım olur. klasik müzik, enstrümantal müzik, jazz müzik de gelişmiyor ona bakarsanız hatta yeni nesil türk sanat müziği, türk halk müziği de dinlemiyor artık. sebebi ise eğitim.

    hasan ali yücel klasikler dizisi kitaplarının başına iliştirdiği önsözde şöyle der; “hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi, insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar.” biz hangi okulda müziğe, resme, heykelciliğe ya da bir başka çağdaş sanata gerekli vakti verip bu bilinci öğrencilere aşılıyoruz ki? ne verdik de ne bekliyoruz.

    ne diyor aga “sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” üstüne var mı?

    edit: imla.

  • hakkında bazı bilinmesi gerekenler:

    - çekim için bile olsa gittiği her mekanda hesap öder.
    - gurme olarak tanımlanmayı sevmez, kendisini gurman * olarak görür.
    - her fırsatta büyük fast food şirketleri ve gıda üreticilerinin ürünlerini eleştirir.
    - modernleşme adı altında mutfak kültürümüzün yavan hale getirilmesine karşıdır. gelenekten ve doğallıktan kopmadan gelişmeyi savunur.

    evet barbarvari bir şekilde yemek yediği oluyor arada ama ben alıştım.

  • atakan’i uzun suredir taniyorum. isi gucu show’dur. ben burdan kendisine soruyorum: 15 temmuz gecesi neredeydin? cikip soyler misin lutfen? lafi dolandirmadan, delikanli gibi soruma cevap ver.