ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kızların bir kez evleniyorum şımarıklığı
-
ortalama bir düğünle yine standart bir ev düzme masrafını toplayıp kendilerine yatırım yapsalar belki hayatları değişecek çiftlerin dramıdır. herkesin ihtiyaçlar hiyerarşisine kimse karışamaz ama siksok bir televizyon ünitesiyle yemek takımına vereceğin parayla dil kursuna yazılabilirsin hiç olmadı. o parayı orta direk olarak sitcom dekoruna gömüyorsan o zaman başka şeylerden mahrum kalıyorsun hiç beni yeme. uzun süre o evden çıkamamayı garantiledin bir kere.
doğrudan aile evinden çıkıp evlenenleri bir kenara koyarsak hep şunu merak etmişimdir, bu insanlar bu zamana kadar mağarada mı yaşıyorlardı? yani iyi kötü birer televizyonları, çalışır halde çamaşır makineleri, oturacak koltukları yok muydu da her şeyi baştan aldırıyorlar? ben olsam düşünüyorum da evden kitaplarımı iki üç sevdiğim eşyamı alırım, ya da karşı taraf ne lazımsa getirir hangi evde yaşanmaya devam edilecekse yerleşilir, zaruri eksikler tamamlanır oturulur. çok istersen istediğin model alırsın bir şeyler. iki kişiyiz ona göre gardrop düşünelim denebilir, ekstra bir çalışma masası alınır. olan perdeyi atıp yenisini almak nedir biri bana bunu izah etsin mesela. o parayla git kendine istediğin kıyafeti al üstünde paralansın.
velhasılı çok acayip ve hafiften de çakallık kokan işler bütünüdür bu evleniyorum şımarıklığı. ailelerin sırtına yük, o da olmadı borç batağıdır. ele güne gösteriş yapmak için değer mi sevdiğin insanla strese girmeye diye düşündürür. gümüş takımda yemezse, sıfır çarşafta uyumazsa ölecek hastalığı olan misafir gelmesin zaten. o paraya piyano alınır, gitar alınır, tatile gidilir... çok acayip, anlamadığım, anlamadığım için de yaşıtlarımca salak olarak değerlendirilmeme sebep olan acayiplikler silsilesidir.
istanbul valiliği makam odası dekorasyonu
-
altın suyuna odayı komple batırmışlar
çirkin bir evlada sahip olmak
-
"babam sözlük yazarı mı oldu lan?" diye, anlık stres yaşatan başlık.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
doksanlı yılların sonu olsa gerek, ayakkabı satan küçük bir dükkanda çalışıyordum yazın. malum zor durumdaydık, yoksa neden çalışsın bir çocuk bütün gün, dört gözle beklediği yaz tatilinde...
dükkanın sahibi haftalık verirdi bana. yemek paramı da yine haftalık olarak verirdi. yemek parası dediysem öyle matah bir şey değil. bir ihtimal esnaf lokantasında kuru-pilav yersin. velhasıl o paradan da ne kadar arttırırsam kardır diye, caminin önünde duran tostçuya gidip,
"abi boş tostu ne kadara yaparsın" diye sormuştum.
"boş tost"
öyle ekmeğin üzerine biraz sulu salça sürüp ısıtıp verecek. verdi de. 3 ay o boş tostla doyurdum karnımı. çeşmeden su bir de. anneme de haftalığıma zam yaptılar dedim. karnımı lokantada doyurduğumu, köfte pilav falan yediğimi söyledim hep. hala bilmez canım benim. bilmesin de.
kimse bilmesin boş tostun yavan tadını. hele çocuklar hiç bilmesin. onlar köfte yesin hep. çok mu zor?
30 mayıs 2018 habertürk muharrem ince canlı yayını
ismini vermeyeceğim o 4 kişi gol attık
-
bir emre belezoğlu beyenatı.
emre, trt'de yayınlanan bir dini programda inançlı olmanın faziletlerini anlatıyor:
--- spoiler ---
“mallorca maçı öncesi odada dört oyuncuyuz. isimlerini söylemeyim. o gün maçtan önce odada bulunan diğer abilerle birlikte dua ettik. namaz tesbih işte… o gün maçı 4 golle biz kazandık. golleri de odanın içindeki 4 kişi attı. o zaman duanın önemini bir kere daha anladık. allah’a hamd olsun”
--- spoiler ---
nasıl bir kafa anlayamadım doğrusu,
maç sanki seyirci ve basına kapalı oynanmış gibi..
neyse, memleket yangın yeri.. bu da böyle bir saçmalık işte
ilgili haber
aramaya inanmak
edit: link ölmüş, düzelttim.
true detective
yaran başlıklar
namazla boyun ağrılarından kurtuldum
ekmeleddin ihsanoğlu bu toprakların evladı değil
-
bir gürcü'nün iddiası.
tarihe not düşülsün.
30 ağustos 2021 yenikapı'da vals görüntüleri
-
insanı hüzünlendiren görüntülerdir. 20 yıldır ne çektik be, eko başgaaaan.