ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
13 ocak 2024 5m migros kayseri rezilliği
mehmet ali erbil
-
seda sayanın suçlamaları üzerine önce iftira deyip sonra da sarmaş dolaş fotograflarını hikayesine atıp özür dileyen adam. madem sana böyle çirkin bir iftira atıldı, iki günde ne değişti de o insana sarıldığın fotografı yükledin?
öbür yandan seda sayan net bir şekilde tecavüzcü dedigi adamın kendisiyle olan fotografını nasıl bugün hikayesinde paylaşıyor?
siz nasıl pisliğe batmış insanlarsınız?
nasıl pis hayatlarınız var?
bunca sene nasıl böyle el üstünde tutuldunuz bu ülkede anlamak zor. iki gün sonra unutulmaması dileklerimle.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''kız gecelikle fotoğraf çekilmiş yüzüne 1 kilo makyaj yapmış fotoğrafın altınada 'ev halim' yazmış. hangi evdeyse artık.''
arap nüfusu %5 olan bir yere ayn el-arab demek
-
suriye sınırları içinde olup adı ayn-el arab olan şehre ayn-el arab demektir. bir ülkedeki yönetim boşluğundan faydalanıp, o şehri ele geçirip, adını değiştiriyoruz demekten çok daha insalcıl ve makuldur.
münih'te tutuklanan afgan sığınmacı
-
baska basliklarda da defaatle yazdim, afgan isgalci akini durdurulmazsa modern kavimler gocu sonucunda ulke ve medeniyetler yikilacaklar. bugun sayisi milyonlara ulasan afganlar sebebi ile turkiye cumhuriyeti'nde hic bir vatandasin tam anlami ile can emniyeti kalmamistir.
yarin cok gec olacak.
kepler-22b
-
dünyanın 2.4 katı büyüklüğündedir. o yerçekiminde değil hatun çükünü kaldıramazsın.
ikinci yeni seven kızla evlenen adam
-
durumum var çok şükür, üşenmedim okudum. lakin bir sorum olacaktı,
(bkz: sen ne anlatıyorsun lan değişik)
başlığı açıp kaçanın..
türkiye'ye gelmiş en efendi yabancı futbolcu
-
(bkz: claudio taffarel)
bir şey almadan önce ekşi sözlük'e bakmak
-
almaya karar verdiğiniz şey her ne ise ondan soğumanıza neden olacağı için yapılmaması gerekendir.
bu kış kombiyi yenileyeceğim, bütün markaların başlıklarını gezdim, bir tane doğru dürüst marka yokmuş meğer türkiye'de, vaillant'ından baymak'ına kadar hepsi dandikmiş. soba kurmayı düşünüyorum şimdi.
sadece bu değil, misal bilgisayar almaya karar verirsiniz, model beğenirsiniz, girer ekşi sözlük'e bakarsınız ne demişler diye,
"uzak durun"lar, "yanından bile geçmeyin"ler, "o markayı evime bile sokmam"lar havada uçuşur.
her marka berbattır, her markanın servisi soyguncudur, her marka aslında "çok bozmuştur."
siz siz olun, birşey alacağınız zaman girmeyin ekşi sözlük'e, içinize sinen neyse gidin alın, kötü çıkarsa da kader diyip geçin.
yoksa burada yazanların hepsini dikkate alırsanız bir şey alamazsınız.
istiklal caddesi'nde erkek erkeğe öpüşmek
-
öpüşürken sıvı alışverişi olursa oruçları bozulacaktır. iftardan sonra yapılması daha doğru olan eylem.
mutluluk
-
bu entrye yolu düşenlerle paylaşma arzusunda olduğum ilginç bir hakikat de pek çok dilde "mutluluk" sözcüğünün şans, baht, talih ve hatta kader gibi sözcüklerle ya birebir aynı olması, ya da etimolojisinde bu izleri barındırmasıdır.
hint avrupa dilleri'nde bu pek bir nettir: misal almanca’da glück bugün hem mutluluk, hem de şans anlamındadır. keza italyan, ispanyol ve portekizliler’in mutluluk yerine kullandığı kelimeler (sırasıyla felicita, felicidad, felicidade olacak) hep latince “felix” gibi köklerden uzanırlar bizlere, ki talih, baht anlamları da aynı kökün içindedir. fransızca mutluluk demek olan bonheur’ü ise modern dile rahatlıkla “iyi talih” şeklinde çevirebiliriz. ingilizce’ye gelince, happiness kelimesinin middle english’teki “hap” kelimesinden evrildiğini anlatır bize sözlükler ve perhaps, haphazard, to happen gibi kelimelerde de kendini belli ettiği üzere, “hap” başa gelen şey, şans anlamındadır. son olarak sevgili türkçe’ye dönersek görürüz ki, “mutluluk” kelimesi sonradan üretilmiş köksüz, acayip bir kelime olduğu için, şansla, talihle, kader kısmetle bir alakası yoktur, fakat en azından (farsça asıllı) bahtiyar kelimesi açık açık baht’tan türememiş midir?
bu saydığım ve bir de aşina olmadığım daha kimbilir kaç dildeki mutluluk-talih bağlantısı mutluluğun insan arzu ve iradesinin çok dışında, ancak fortuna’nın döngülerinde, bahtın rüzgarlarında, kaderin cilvelerinde bir yerlerde denk gelinebilecek bir mefhum olarak algılandığı çağların ürünü olsa gerektir. mutluluğun, ilahi lütuflarla değil de bireysel tasarrufla ulaşılabilecek ve hatta ulaşılması gereken bir hak olduğu fikrinin yaygınlaşacağı aydınlanma çağı’na daha vardır.
sözlerimi şu bilgi parçasıyla nihayetlendireyim ki, amerika ve avrupa’da yapılan araştırmalar kişinin hayatında başına gelenlerle öznel mutluluk düzeyi arasında öyle beklendiği kadar kuvvetli korelasyonlar bulamıyorlar. talih ve mutluluk öyle görünüyor ki atalarımızın varsaydığı kadar özdeş değiller, en azından asri zamanlarda, en azından batı alemlerinde...
tüm zamanların en karizmatik cümlesi
-
i am not in danger, skyler. i am the danger!
(bkz: breaking bad)