hesabın var mı? giriş yap

  • bilinçaltınız, farkında olamayacağınız, tahmin bile edemeyeceğiniz kadar çok ayrıntılı bilgi ile doludur. bilinçli olarak bunları hatırlamak isteseniz, kendinizi zorlasanız bile hatırlayamayacağınız, hatırlamayı aklınıza bile getirmeyeceğiniz bilgilerdir bunlar.

    yatak odanızdaki perdede kaç tane kelebek deseni olduğunu bugüne kadar hiç saymamış, buna kesinlikle dikkat bile etmemiş olsanız bile beyniniz zamanında siz farkında olmadan o kelebekleri saymış ve bilinçaltınıza yazmıştır. şimdi biri size sorsa "yatak odandaki perdede kaç tane kelebek var" diye, "yatak odamdaki perdede kelebek mi varmış?" bile diyip şaşırabilirsiniz. sayısını bilmeyi bırak, kelebek olup olmadığının dahi farkında değilsinizdir belki.

    ama uykunuzdayken, rüyanızda yatağınızdan doğrulup odadaki perdeye baktığınızı, perdedeki kelebekleri, kaç tane olduğunu görüp, heyecan içinde uyanıp perdedeki kelebekleri saydığınızda, sayının doğru olduğunu da gördüğünüzde "aha astral seyahat yaptım, uyurken ruhumu ayırıp perdedeki kelebekleri bile doğru saydım" diyorsunuz.

    hayır uykunuzda bedenden falan ayrılmadınız. kıçınız açıkta kaldı rüya gördünüz. rüyanızda da, bilinçliyken farkında bile olmadığınız ama bilinçaltınızda yer alan bir ayrıntıyı gördünüz.

    hepsi bu.

  • marsa yapılacak yolculuk konusunda fikirlerime ışık tutmuş teorem.

    öncellikle görsele bakarak ön fikir elde edelim.

    mars yolculugu

    56 milyon kilometrelik bir merdiven yapıyoruz. aslında dünya mars arası mesafe 55 milyon km ama ne olur ne olmaz fakirlik yapmayalım diyerek uzunluğu 56 alıyoruz. sonra biraz matematik katıp merdiveni zamanlı itiyoruz. yoksa mars döndüğü için merdiven aşağı düşer veya ay' a venüs' e falan takılır. o yüzden zamanlı itmek çok önemli. ayrıca karanlıkta nasıl tırmanacağız diyenler için merdivenin saplarına ledli ışıklardan takabiliriz. boğaz köprüsü gibi. teşekkürler, iyi çalışmalar.

  • ya ben zaten 600 tl bağkur haraçı ödüyorum her ay.

    bir de zorunlu emeklilik yapmaya kalkarlarsa vallaha billaha kendimi sahte bi cinayete kurban gittirir öldü diye raporlattırır bir de cenazemi kaldırır nüfus kaydında "öldü" diye işletirim.

    kimliksiz biri olarak yaşarım hayatımı. abdden aldığım ehliyet vardı yolda trafik çevirmesinde falan soran olursa abd vatandaşıyım derim

    valla yeter ya. bir tc pasaportu bu kadar yük getirir mi içine ettiğimin dünyasında ya. türküz diye ebemize yüklene yüklene doymadınız be.

  • ortaya çıkmak üzere olan sorundur.

    pendik kurtköy bölgesi (yenişehir, çamlık, harmandere) yoğun olarak sitelerden oluşan düzenli bir yapılaşmaya sahip. gözlemlerim yoğun olarak ikamet ettiğim bu bölgede ancak ataşehir/şerifali bölgesinde de olduğunu biliyorum.

    genel olarak sokaklarda uysal köpekler, sitelerin içlerinde ise kediler yaşıyor. sorunun kaynağını da sokaklarda yaşayan köpeklerin iyi niyetle beslenmesine yardımcı olmaya çalışılması oluşturuyor.

    sitelerin aralarında yer yer boş arsalar yer alıyor. bu arsalar insanlar köpeklerin yemesi için yemek, et vs bırakıyor.

    ancak bu yiyecekler hava kararmaya başlarken ortaya çıkan onlarca sıçanı besliyor. o kadar arttılar ki artık havanın kararmasını dahi beklemeden ortaya çıkmaya başladılar ve 25-30 cm'lik boylara ulaştılar. arsalarda onlarca sıçan deliği rahatça görülüyor.

    sıçanlar, ısırıkları ve sidikleriyle 70 ten fazla bakteri bulaştırabilen, asyada her yıl onlarca ölüme ve felce yol açan hayvanlar.

    önlem alınmaması halinde ciddi hastalıklara yol açabilecek ve bir sonraki felaket olarak gündem oluşturma potansiyeli olan bir sorundur. umarım yetkililer bir an önce önlem alırlar.

  • gorevine son verilmesini uzun vadede yanlis bir karar olarak goruyorum fakat bu karari alanlari da anlayabiliyorum.

    efes sezon basinda caylak bir koca giderek gorece risk almis gibi gorunebilir ancak unutulmamali ki efes yonetimi xavi pascual and pablo laso gibi elit koclarla da gorustu ama onlari ikna edemedi. daha iki sene once sampiyon olmus ve o cekirdekten bazi onemli oyunculari hala kadroda olan takimin bu koclari heyecanlandiramamis olmasi asil kritik nokta. kaldi ki efes organizasyon olarak da avrupa'nin en rahat kuluplerinden birisi. butun bu artilara ragmen, pablo laso bayern gibi daha alt seviyede olan bir kulubu insa etmeyi uygun buldu. bence bunun sebebi bu kadronun uyumlu olmadiginin ve kisa vadede basarili olmasinin zor oldugunun cok acik olmasi. uyumdan kastim clyburn'un takimdaki rolu ve sezon basindaki sikintili uzun rotasyonu. kaldi ki yonetimin orta vadede butceyi azaltmak istedigi de biliniyor. butun bu verilerle birlikte erdem can bence dogru bir hamleydi. fakat yazin kampta yasanan olaydan sonra uzerine anlamsiz bir baski kuruldu. bu tarz baskilari asmanin yolu sahada kazanmaktir. malesef orada da onune sakatliklar ve uyumsuz kadronun getirdigi zorluklari cikti. bunlari mazeret olarak soylemiyorum, ben efes taraftariyim ve benim icin onemli olan isimler degil takimim. fakat ben gercekten de kocun sanssiz oldugunu dusunuyorum.

    az once bahsettigim butun negatif olaylara ragmen bir de sporun ve rekabetin getirdigi gercekler var. efes'in kadrosu ne olursa olsun onemli yildizlarla dolu ve avrupa'nin en pahali takimlari arasinda. ben bir taraftar olarak sezon basinda play off yapmanin yeterli olacagini, play in yapamamanin ise kabul edilemez oldugunu dusundugumu yazmistim. efes su anda lig tablosunda sadece alba ve asvel'in onunde ki bu takimlarin euroleague'deki konumlari ve algilari ortada. bu tablo tek basina sakatliklarla ve takim uyumsuzluguyla aciklanamaz, o kadar da degil malesef.

    iceride kazanilan virtus ve barcelona maclarindan sonra erdem can bundan sonra her mac bizim icin artik final demisti. monaco maci bence bu surecte en can yakan maclardan biri oldu ama en azindan son topa kaldi. fakat dun aksam kaunas'ta takimin maca basladigi konsantrasyon hic de finale cikan bir takim goruntusunde degildi. kolay top kayiplari, fiziksellikten uzak hemen sinen bir hucum ve defans ile maca basladi efes. bu durum da dogal olarak koca yaziyor. dun aksam maci salonda takip ettim. mac oncesinde konustugum litvanyali taraftarlar macin 50-50 oldugunu, saha avantajindan dolayi zalgiris'in belki 51-49 onde oldugunu soyluyorlardu. salonda olan hic kimse macin ilk bes dakikasinda olanlara inanamadi. hatta bir ara oyle bir noktaya geldi ki maci kahkaha atarak izlediler.

    erdem can zor ve riskli bir gorevi kabul etti sezon basinda ama bence kendisini euroleague seviyesinde kanitlamasi icin de olabilecek en dogru yerdeydi. ve malesef basarisiz oldu. ben hala iyi bir koc oldugunu, en azindan potansiyelinin yuksek oldugunu dusunuyorum fakat bazen isler istediginiz gibi gitmez. yolu acik olsun, her seye ragmen ben koctan raziyim. uzun vadede kendi kadrosunu ve felsefesini kurabildigi bir efes'i izlemeyi gercekten cok isterdim. umarim tekrar bu seviyede bir sans daha bulabilir. ve belki bir gun bizler de biraz daha sabirli olmayi ogrenip, kendi ulkemizin degerlerini bu kadar cabuk yok etmek arzusunu yenebiliriz.