ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
personal jesus
-
(bkz: personelden isa abi)
emniyet müdür yardımcısının gazeteciye vurması
-
bu emn müdürü kiyafetinin içine saklanmış çakma delikanlının adi ömer parıltı. bir gün o kıyafetleri olmadan o arkadaşın anasına kufretsin görelim delikanliligini, o tafrali kulhanbeyi yuruyusunu.
sadece ideal bir dünyada girilebilecek diyaloglar
-
içinde yaşadığımız dünyanın dertlerinden kederlerinden endişelerinden uzak diyalog türleri.
*
- çay içer misiniz?
- tazeyse alayım.
- değil. 4 saat 27 dakika oldu yapılalı, bokum gibi.
- ouuvv anlıyorum, almayayım o zaman tişkürler.
*
- seni başka kimsenin sevemeyeceği kadar çok seviyorum ve bir ilişkiye başlamamız için bu yeterli sanıyorum.
- madem seviyorsun çıkalım o zaman, tamam.
*
- pike vereyim mi oğlum üşüme öyle.
- yok anne iyi böyle istemem pike.
- tamam.
*
- pike vereyim mi oğlum üşüme öyle.
- yok anne, puyol ver.
- puyol gerçekten bir efsane ya, puyol bir giggs iki. bu ikisini çok seviyorum. atalım mı bir pes?
*
- bence beni işe almalısınız, işsizlik çok canımı sıkıyor, üzülüyorum. para da lazım.
- haklısın valla, tamam işe alındın, hayırlı olsun.
*
- alo show tv mi? sizin doktorlar diye bir dizi vardı ya eskiden, onu artık her gün yayınlar mısınız? günde 10 saat doktorlar verin, bol bol kutsi verin, dayayın kutsi'yi olur mu?
- olur.
*
sonuncusu araya karışmış olabilir ama yine de can sıkan her diyalogun bizim için ideal olan bir başka dünyada karşılığı olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor, mutlu oluyorum. leibniz, haksızdın dostum diyorum, seviniyorum.
sözlük yazarlarının benzetildikleri ünlüler
eski sevgilinin attığı mesaja alternatif cevaplar
-
gelen: konuştuklarımızı sözlüğe yazmaya utanmıyor musun,sözlüğe malzeme olarak mı görüyorsun bizi?
giden: dur ya bunları da yazayım.
sokak köpeği
-
az önce bunlardan tamamen zararsız bir tanesine durduk yere amelenin birinin (mesleği amele) taş attığını ve taşın hayvanın sırtına isabet ettiğini gördüm. hep böyle internette falan bu hayvanlara işkence edenleri görüp iç geçirirdim, "şunlardan biri bir gün elime düşecek" diye, o gün bu günmüş. kendisini nazikçe (!) uyardım, bir daha yapmayacağına dair söz verdi yalvarırcasına (?). kıyamam (!).
izmir metrosu
-
şu haberde görüldüğü gibi, istanbul metro inşaatı için onay üç günde çıkarılırken, kendisine yedi aydır onay çıkmayan metro inşaatıdır.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22840838.asp
yüklenici firma parasını alamadığı için inşaatı durdurmuş. bakanlığın önünde iki yol var. ya sözleşme feshedilecek 2014'e uzayacak ya da onay verecek, inşaat sürecek. tahmin edin bakalım hangisi olacak. yıllardır izmir'e, izmir belediyesine bok atanlara tokat gibi haberdir kendisi. düşün artık izmir'in yakasından.
hükümet ışid'e silah yardımı yapıyor palavrası
-
ışid'in baş düşmanı amerika'dan sonrasını okumadığım palavra.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: bedelli askerlik
sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı,
ver 18 bin lira fukara kurtarsın vatanı.
8 ocak 2002 istiklal caddesi fotoğrafı
d-100'de makas kazası
-
eğer bu kazaya audi değilde reno neden olsaydı muhtemelen bu haber; d-100'de maganda dehşeti olarak olarak verilirdi. şimdi haber çok masum d-100'de makas kazası olarak geçiyor.
klasik bir habercilik mantığı; zengin ailenin çocuğu kazaya neden olursa şablon şu: iki ay sonra okulundan mezun olacaktı ama olamadı, sevgilisi son yolculuğuna gözyaşlarıyla uğurladı, daha hayatının başındaydı gibi gençlik vurgusu, gülümseyen hayat saçan fotoğraf seçimi.
sıradan gariban biri kazaya neden olursa trafik canavarı oluverir. öldü de allahtan kurtulduk toplumca gibi bir bakış açısıyla haber veriliyor.
iki yüzlü bir toplumun iki yüzlü bir medyası da olur haliyle...
the matrix resurrections
-
fragmanı kendi adıma biraz cincon bulduğumu tekrar belirtmekle beraber tekrar tekrar izledim
hadi bi sallıyorum bi benzetme yapalım;
ulan bir tek bana öyle gelmemiştir, baştaki mavi gözlüklü psikolog aslında mimar, gülümseyen kırmızı gözlüklü kadın 3. filmteki sati, yani yeni sürüm kahin. fragmanın sonunda iş adamı triplerinde "bunca yıl sonra yeniden matrixe dönmek ha" diyen merovingian olmalı, e ama oyuncu kadrosuna bakıyorum, 3'lemedeki merovingian'da var. 2. filmdeki agent johnson yine var. niobe'de var. belli ki morph reis öldü veya uncredited gelir belki bilemem. tamam bu film alternatif bir evren değil, lineer olarak 3. filmde'ki son sahneden sonrasının devamı fakat hala garip;
seçilmiş kişiyi kim seçiyor? niye kaynağa dönüp, tekrar programlanıp geri geliyor, gelmek zorunda? ( mimara göre, hani y tane erkek ve x tane kadın seçip yeni zion'u kurmakla yükümlü, belli ki bu 6 defa böyle olmuş. taa ki son filme kadar )
mimar iki dünya arasındaki dengeyi tutmayı amaçlıyor. kahin ise bu dengeyi bozmayı. tamam kırmızı ve mavi, makinelerin savaşının sembolü gibi bir şey artık ne haltsa. ama seçilmiş kişiyi diriltmeleri anlaşılır ama sevdiği kadını diriltmeleri? veya aslında diriltmediler, o sadece bir ilüzyon, sadece seçilmiş kişinin aşkla bağını hiç başlamadan kırmak için yapılmış bir kılıf. ki mimar'ın istediği olsun. fragmandan belli olduğu kadarıyla ilk filmin farklı bir zaman çizelgesi üzerine kurulmuş remake'ini izleyeceğiz.
mimar 2. filmde "bu zion'u 6. kez yok edişimiz olacak demişti" yalan söylemiyordu. iyi de kahin geçen sefer zafer elde etti. mimarın kahin'in üzerindeki zaafı nedir anlamıyorum. hepsinden çok kahin'in olayı kafamı kurcalıyor. kahin bir program, mimarsa iyi olmazsa kötü de olmaz, kötü olmazsa iyi de olmaz diye kendi kendine felsefe mi kastı nooldu amk
edit: son sahnedeki merovingian değil, smith galiba