ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de iş ahlakının olmaması
-
işim sebebiyle bir devlet kurumuna iletilmiş evrakın akıbetini sormak için kurumu aramak zorunda kaldım. başka işler sebebiyle gidemedim zaten telefondan bilgi almak yeterliydi. tam 5 gün çeşitli saatlerde aradım. santral açıyor yönlendirdiği kişi açmıyor ve telefon kapanıyor. sonraki hafta işlerimi ayarladım ve kuruma bizzat gittim. haliyle genel evrak bölümüne uğradım. içerde bir kadın az sonra ilgili gelecek dedi bekledim. kadın yanında bir çocukla geldi. oturdu. çay koydu çayını yudumladı. evrakı sordum falanca hanıma git bak yukarda dedi eyvallah dedim. falanca hanım diğer hanımlarla sohbet halindeydi. ben bilmiyorum yanda filanca bey var dedi gittim. filanca bey çay içiyordu o da bilmiyormuş evrak bulunamadı. hepsine diyorum ki telefon ettim kaç kere. cevap aynı ayy çok yoğunuz!!!
evraktaki hanıma tekrar gittim. işi zaten gelen evrakları bilgisayara girmek. yani kimde nerde bulunması “ara” sekmesine iki kelime yazmasında bitiyor. offf puff dedi monitörü açtı(!) tam o sırada yanındaki çocuk kadına sordu: yaptığın iş zor mu diye. kadın da evet çok zor dedi. çocuk bir kaç saniye baktı ne var bunda ben de yaparım dedi. ben güldüm. kadın göz ucuyla bana baktı mahçup mahçup güldü. sonra bulamadı evrakı. siz şurayı arayın bi dedi. aradım. orası da yardımcı olmadı. bakın dedim fazla zamanım yok çok oyalandım. bu evrak burda biliyorum. çıkmam lazım telefon ediyorum açılmıyor buna bir çözüm bulalım. kadın tamam dedi dahili numara veriyorum. bir kağıda yazdı verdi. tam çıkarken bir baktım falanca hanımla filanca beyin dahili numarası. eee dedim buranın yok mu? offlaya pufflaya iliştiriverdi. çünkü ya onu ararsam?!
bu abla ve diğerleri memur. akşam 5e kadar çalışıyorlar. pandemi kısıtlamaları vardı hatta muhtemelen erken çıkıyorlardır o dönemde. yaptığı işin zor olduğunu düşünüyor. hani angarya falan değil dümdüz zor olduğunu düşünüyor yani gelen evrakı bilgisayara girmeyi. birçok özel sektör çalışanından fazla maaş alıyor ve işveren faktörü yok çünkü devlet çalışanı. oradan ayrılsa bu performansla özelde iş bulması imkansız. oraya girip çalışmak için deliler gibi uğraşanlar var ama o abla mutsuz. çünkü zormuş:( gerçi uğraşıp başkası gelse o da belki ablamıza benzeyecek. mevzu sadece işverende bitmiyor yani. öyle olsa devlet kurumlarımız falan en azından canavar gibi çalışırdı.
işini layıkıyla severek yapan herkesi tenzih ediyorum. öyle insanlar da varlar. keşke fazla olsalar. kimse kendisinin işini ne kadar iyi yaptığına bakmadan hep karşıya gömüyor. bu sebeple doğru önerme ve nasıl çözülür bilinmez.
babayı tv'de aziz yıldırım'ı omuzlarken görmek
-
tenis maçı seyretmek için tv'yi açmış ergenin halet-i ruhiyesini parçalayan olay.
"sharapova servis mi kıracak acaba?" diye bakarken cart diye "flaş gelişme!!!" giriyor ekrana. aziz tahliye edilmiş, çağlayan karışmış falan. taraftar başkanını omuzlara almış, ağlayanlar var. o sol taraftaki adam... lan?!
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"acaba serdar ortaç şarkıları ingilizce yazıyor da türkçeye çevirince manasını mı yitiriyor ??"
15 temmuz'u kutlamamanın ciddi sonuçları olur
-
haklı bulduğum argüman.
19 mayıs, 30 ağustos, 23 nisan gibi türk devriminin bir kilometre taşı olan gerçek vakalar, derin izleri ve sonuçlarıyla bugünün yaratıcısı. herhangi bir "inanan"a ihtiyaç duymayan, özgül değerleriyle var olan tarihi gerçekler.
oysa 15 temmuz, kutlanmadığı anda yok. 0.
sabah deniz çarşaf gibiydi diyen amca
-
amca mamca diyerek yaşlandırmak istemiyorum ama babam abi bu. 3 4 günlük tatile gidersin, son gününde öğlen yola çıkılacaktır, sabah 7'de kalkar bir kahvaltıdan önce girer, kahvaltıda bu cümleyi sarf eder, sonra iki posta da öğlene kadar girer denize. bu tespiti buraya armağan eden arkadaşı can-ı gönülden kutluyorum.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"gelenin gideni aratmadığı tek yer victoria secret defilesidir"
23 aralık 2020 diyanet başkanlığı'nın açıklaması
-
yani demiş ki; sizin aklınız ermez, biz sizin yerinize okuduk yorumladık siz kafanızı yormayın böyle şeylere.
peki ahirette hesap verirken bize tercümanlık yapacak mısınız sayın diyanet işleri?
bjk taraftarının takımına yüklediği içi boş mana
-
iyiden iyiye insanı güldüren manadır.
hele bu sözde 'mana'yı dile getirirken takındıkları o ciddi tavır yok mu ahaha ya tamam sizsiziniz amk siz.
-büyük beşiktaş taraftarı he de hödödür
-şerefli beşiktaşız biz renkliler anlamaz.
-onurlu duruşumuz var bizim.
blabla
yok ebesinin örekesi afedersin. taraftarsın ulan sen ne bu oligarşiye savaş açmış don kişot tavırları, ne bu jan darc havaları, ne bu takımına laf geldiğinde kendisine ''tavuk'' denmiş marty mcfly ciddiyeti.
yapmayın komiksiniz.
nurgül yeşilçay'ın son hali
-
size hoş görünmek için bu yaşta acilen yemeden içmeden kesilmesi gereken ünlü.
çünkü siz çok şeysiniz.
türk yazılım geliştirme standartları
-
- fontlar bold ve italik olsun
- pencere ekrana gelirken boyle yoktan varolur gibi gelsin resim falan ciksin
- onay butonu ye$il vazgec kirmizi olsun ki kullanici hangisi hangisi ayirdedebilsin
- skin destegi olsun muhasebe programi da olsa
- boyle sihirbaz gibi bi$ey yapalim kullanici programi kolay kullansin
- mouse'la butonun ustune gelince ustune geldigimizi anlayabilelim rengi degi$sin etrafindan kirmizi i$iklar sacsin
- minimum pencere ebadi 1024x768 olsun zaten daha du$uk cozunurluk kullanan yok bizim mu$terilerde
- acilir acilmaz ekrani kaplasin millet ba$ka $eylerle ilgilenip dikkati dagilmasin
- enter'a basinca sonraki giri$ alanina gecsin dos'ta oyle gorduk biz cobol'cuyum ben
- butonlar buyuk harfle yazilsin kucuk harfli olunca muhasebecimiz hilmi bey okuyamiyor
- $oyle resimler koyalim internet explorer'daki gibi toolbar olsun kolay fonksiyonlara ordan eri$im saglansin
- hakkinda penceresinde ismimiz kaysin
- demirdokum logosu ekranda ortalansin bi de sag altta koc amblemi olsun sayfa acilir gibi kurumsal standart bu
- kendi icinde hesap makinesi olsun hesap makinesi acmak zorunda kalmayalim
- kendi icinde muzik calabilsin muzik calmak icin kullanici programdan cikmak zorunda kalmasin
- kendi icinde internet tarayicisi olsun boylece programi kullanirken interneti gezebilsin
- kopyalanamasin ozel disket istesin 2 yil sonra disket bozulunca kapimiza dayansin para teklif etsin
- kullanici ekran renklerini degi$tirse bile bizim program kurumsal renklerimizi kullansin degi$tirilemesin
- ekranlar kagittaki formun aynisi olsun elemanlarimiz o forma ali$ik
- esc'e basinca program kapansin direk
- programin icine oyun gibi bi$ey koyalim muhasebeci cani sikilinca oyun oynayabilsin cok ho$ olur
- hizli her tur kritere gore arama olsun. kullanici her $eyi arayabilsin.
- 1 yil cali$tiktan sonra program kendini kitlesin $ifre istesin
- ozel bir $ifreyle biz istedigimiz zaman mu$terideki programa girebilelim
pablo neruda
-
yol
bir gün bile uzak olma gün uzun
gün uzun anlatamayacağım kadar
trenler bir yerlerde uyuduğunda
insanlar garlarda nasıl beklerse, öyle beklerim seni
bir saat bile gitme gidersen uykusuzluk
damla damla birikir o saatte
ve bir evi arayan bütün duman
yitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de
kırılmasın kumun üstünde görüntün
göz kapakların bensiz uçmasın
bir dakika bile gitme sevdiğim
bir an
bile uzaklaşsan
dünyayı dolaşırım yalvarmak için sana
ya dön ya da bırak öleyim diye
p. neruda