ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pokemon go
-
az önce annemle aramda şu diyalogun geçmesine sebep olmuş augmented reality temalı oyun;
- ben pazara gidicem
- iyi git
- sen gelmicek misin?pokemon yakalarsın
- benim topum yok anne
- top da toplarız gel sen
pokemon kariyerimin ailem tarafından desteklenmesi sevindirici. (not: yaş 26)
evine hoşgeldin toma
super mario bros.
-
prenses'in bize yıllardır hareket çekiyor olmasını yeni fark ettiğim çocukluğumun güzel oyunu.
hasan can kaya'ya elazığ isyanı
-
hasan can kaya hiç sevmem, programını da izlemem fakat şu memleket savunma, dağdan taştan oluşan koca şehri kişileştirme mallığı ne zaman son bulacak güzel ülkemde? böyle ezikçe bir şey olabilir mi lan? ''elazığ özür bekliyormuş'' ahaha.
the ring
-
holywood versiyonunu, cogu insanin korku filmi izlenmesini bilmemesi veya senaryonun akisina cok fazla onem vermesinden dolayi anlayamadigi, mukemmel korku gerilim filmi. orijinal versiyonu, ringu, kat kat basarili olmasina ragmen, dreamworks tarafindan yapilan yeni versiyonu gorsel acidan su gune kadar izledigim en guclu filmlerden biri olmakla kalmamis, ayni the blair witch project'te oldugu gibi filmi izlememden saatler sonra ortaya cikan ve bir hafta kadar devam eden bir paranoya ve korku hissi yasatmistir, herkese tavsiye edilir*.
(bkz: ring)
(bkz: ringu)
cenk & erdem
-
susayım diyorum da olmuyor.
cenk erdem ikilisini yutubır sanan ergenler peydahlandı son dönemde dayanamayacağım iki laf edeceğim. yahu adamlar bu ülkede geyik muhabbeti kavramının mucidi, imalatçısı ve distribütörü. siz suya bu derken bu adamlar asrın geyiğini profesyonel mecralarda yapıyorlardı.
utanmıyorsunuz da anasını satayım. komik bulursun bulmazsın ona karışmam da adamların kim olduğunu neler yaptığını bir araştır anla ondan sonra bok at. vallahi yaşlandım artık kuşak çatışması yaşıyorum sözlükçülerle.
bok gibi lan yeni neslin mizah anlayışı.
üstelik tembeller de
sokayım sizin gibi yeni nesle.
kalt ekibi dışında beni sarsan birileri de çıkmadı son 10 yılda türkiye'den mizah anlamında. onlar da olmasa dükkanı toptan kapatıp gideceğiz.
bir kadına söylenebilecek en kötü şey
-
çok konuşuyorsun
bilimin zahmetle bulduğunu sahiplenen yaratılışçı
-
çalış,
- denizin 50 metre altına techizatla dal, dalamadığın yere başka bilimsel çalışmaların ürünü teknik araçlar gönder, vakit ve kaynak tüket. kaynağın içinde ömrün de olsun...
- yeni tütmüş volkanın dibine kadar gir. "dürtsem ısırır mı?" tedirginliğine denk bir tedirginlik yaşa. zehirli gazın içinde kaybol. binlerce santigratlık volkan damlaları arasında örnek topla...
- 7. kat balkonundan bakmaya korkan insanların olduğu bir dünyada, gezegenin yörüngesine gir, gözlem yap. kainatın sırrına erişir gibi ol.
- fırtına, kasırga, boran, tayfun kovala. felaketin hızını, çapını ölç.
- kimsenin görmediği, görse de anlam veremediği, anlam verse de yorumlayamadığı mikroskobik canlıların uğruna hayatını ver. evladından çok bu tipsiz tek hücreli canlıları gör. sanki bir aşk doğacakmış gibi virüs, bakteri incele.
- birkaç rakamın ve sayının, birkaç harfin ve işaretin oluşturduğu bir grafik dizilişin (formül) karşısında acz içinde bekle, düşün, kafa yor: "belki şu ana kadar fiziğe dair bildiklerimiz yalandı" şüphesinden dolayı.
- ada ada, tepe tepe, okyanus deniz gez. kuş gözlemle, kertenkele incele, fil tedavi et, at takip et, gorille dostluk kur...
sonra hıyarın biri ömründe ilk kez tanık olduğu bu gerçeğe, bilgiye, düşünceye sahip çıkıp desin: "bu yazıyordu zaten"
bir sabah kırk erkekle birden uyanmak
-
(bkz: askerlikte ilk sabah)
enes kara'nın babasının açıklamaları
-
ölen evladını suçlarken kendisine ve oğlunu kucağına attığı cemaat yurduna leke sürdürmediği açıklamalardır. ahiretine faydalı olmak istemiş... umarım o çocuk ahirette yakana yapışır da yaşatmadığın günlerin hesabını sorar sana...
siyasetçisi, seçmeni, göz yuman işbirlikçisi, cemaati, şeyhi ve şarlatanı... hepiniz bir olup gençlerin hayatını çaldınız... geberip gittiğiniz gün bu ülkenin en büyük 2. milli bayramı olacak..
daha önce yazmışım, aynen bırakıyorum:
"misket oynayıp, bisiklete binmesi gereken çocukları ekonomist yaptınız, dersleri ile ilgilenip ilk kız/erkek arkadaşlarını edinip, sosyal ilişkileri öğrenecek gençleri hukukçu yaptınız. üniversite sınavına hazırlanacak gençleri gelecek kaygısına boğdunuz, üniversitede okuyan gençleri özgürlükleri ile sınadınız.
gençleri ülkeden kaçıp gitmeyi düşünecek hale getirdiniz. kendinizden ve destekçilerinizden nefret ettirerek büyüttünüz.
ülkenin bugününü çaldınız, geçmişine ihanet ettiniz, geleceğine ambargo koydunuz, peşkeş çektiniz...
geberip gittiğiniz gün bu ülkenin en büyük 2. milli bayramı olacak..."
yasin börü
-
ölümü ölümle kıyaslamadan samimi duygularla: masum hayatını şerefsiz ellerce kaybeden dünyanın mazlum çocuklarından bir diğeri.. güzel uyusun masum çocuk..
berkin elvan da güzel uyusun..
mısırlı esma da güzel uyusun..
israil'in plajda vurduğu 3 masum güzel filistin çocuğu da güzel uyusun..
hamas'ın katlettiği 3 isralli genç de güzel uyusun..
yasin börü de güzel uyusun..
çocuk ölümlerinden siyasi saldırı, siyasi malzeme yapan bu zihniyet de yere batar umarım! sizin zihniyetiniz dünyaya hakim oldukça ölümler devam eder insanlığını bırakmış tuhaf yaratıklar sizi.
"bana her berkin diyene senin adını söyleyeceğim" diyor. samimiyetine sıçayım senin.
edit: ulan ölen her çocukta sizin zihniyetinizin benzeri zihniyetlerin payı var. insanlığınıza, vicdanınıza ayrı ayrı sokayım. paramparça olmuş çocuk bedenlerinden nemalanmaya çalışmayın. alevi ölünce susup sünni ölünce konuşmayın. noldu, zoruna mı gitti israilli, alevi, senin dininden olmayan gençleri korumam? çocuğun dini mi olur, ırkı mı olur yüreğine tükürdüklerim?
yaran olaylar
-
yer akmerkez:
altmışlı yaşlarda kodaman bir dayı avmye gelir girişte çantasını xray cihazına bırakır. çanta geçerken güvenlik tedirgin olur. tehlikeli birşey görmüştür çünkü. efendi bir ses tonuyla dayıya sorar:
-beyefendi silahınızın ruhsatı var mı?
-var
der dayı ve çantasını alıp yoluna devam eder. arkadan güvenlik koşturur beyefendi ruhsatınızı görebilir miyim acaba diye. ancak dayı hiç tınlamaz yürümeye devam eder. güvenlikte fazla bulaşmak istemediğinden olsa gerek geri döner. o sırada dayı arkasını döner ve gitmekte olan güvenliğe seslenir:
-hey niye geri dönüyon
-ruhsatı göstermediniz efendim
-göstermediysem senin görevin beni buraya sokmamak değil mi?
-ama efendim:((
dayı hemen çantasını açar ve silahı alıp güvenliğe doğrultur. güvenlik korkudan altına yapacakken dayı tetiğe basar çaattttt.
silahın ucundan bir alev çıkmıştır. dayı:
silah değil bu yeğenim çakmak çakmak.