hesabın var mı? giriş yap

  • bugün itibariyle resmi olarak başlattığım kampanyadır. madem her gün ne kadar denyo, ne kadar öküz bir millet olduğumuzdan dem vurup duruyoruz, bugün ben kendi adıma üzerime düşeni yapmaya başlıyorum daha "insan" gibi bir toplum için. yapacağım şeyler şunlar;

    öncelikle, özellikle sosyal alanlarda - metro, otobüs, bilet gişesi vs - çalışan insanlara mutlaka selam verip kısaca hal hatır soracağım.

    yolda yolakta bekleşen, oturan, bir işle meşgul olmayan insanlara gülümseyerek "merhaba" diyeceğim.

    toplu taşıma araçlarında veya bekleşilen yerlerde dertli gibi görünen insanların yanlarına sokulup "merhaba, iyi misiniz?" diyeceğim.

    gün sonunda aldığım cevapları ve tepkileri paylaşacağım.

    bakarsın destek veren çok olur, "sen de merhaba de!" kampanyası falan başlatır genşler.

  • müş. siyah ekran çıktı efendim
    ben. yazın kullanıcı adınızı
    müş. yazdım
    ben parolanızı da girin
    müş taman
    ben. garip karekterler akmaya başladığında klavyeden f7 ye basın
    müş. elimle mi?
    ben. eee siz bilirsiniz

  • bana dediler ki; zeki alasya'nın cenazesine gittik siz yoktunuz neden gelmediniz? bilmiyorlar ki ben aynı gün annemi uğurladım sonsuzluğa hem de aynı mezarlıkta.. zeki alasya benim kardeşim bir parçam gibiydi nasıl böyle bir şey düşünürler? ben oraya gelsem bile kemal'in cenazesindeki gibi kameralardan uzak kalmayı tercih ederdim yani beni yine göremezdiniz.. zeki'yi defnettikden sonra metin akpınar ve orhan gencebay'ın neden ortadan kaybolduğunu hiç merak ettiniz mi? etmediniz ben söyleyeyim bizim aile kabristanlığına geldiler hem de koşa koşa annemi toprağa verirken oradaydılar definden sonra zeki'nin mezarına gittik kimsecikler yoktu peki siz oraya zeki alasya için mi gittiniz? yoksa gelen ünlüleri görmek için mi? gözleriniz beni aramışsa belli ki gelen ünlüleri görmek için..
    aklıma nejat uygur'un son şiirindeki ilk dizeler geldi birden:

    biliyorum cami avlusundaki bu kalabalık bana değil
    gelen ünlüleri görmek için
    aa o da burda şu da burda deyip
    beni musalla taşında unutanları görüyorum
    hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum...
    çünkü kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum...

    şener şen

  • bugünkü teknoloji 2000 yıl önce olsaydı bugün olacaklar:

    iki bin yıl önce insan nüfusu yaklaşık 300 milyondu. yapılan uydu görüntülemeleri ve bilgisayar modellemeleri ile bakıldığında, atalarımızın, bugünküne benzer bir fosil yakıt kullanımı ve artan nüfusları nedeni ile iklimi ve dünyada yaşamın büyük kısmını yok edeceklerini düşünebiliriz.

    bunun sonucunda bugün muhtemelen tamamen yeşil bir teknolojiye ulaşacağımız varsayılabilir. muhtemelen tüm araçlar elektrikli, tüm güç kaynaklarımız ise yenilenebilir olurdu. dünyamıza en az şekilde zarar verecekler şekilde planlanmış yerlerde, dağlar, çöller ve okyanuslar arasında inşa edilmiş kapalı şehirlerde yaşıyor olurduk.

    giysilerden, evlerin duvarlarına, yollardan, araçlara kadar her şey birbiri ile görünmez bir veri ağı ile bağlı olurdu. (bunların çalışması halihazırda yapılıyor.) bilgisayarlar hayatımızda çok daha büyük bir rol oynardı.

    teknolojimiz, bağışıklık sistemimizi yapay olarak güçlendirerek neredeyse tüm hastalıkları iyileştirip sağlıklı kalmamızı sağlarken, beyin-bilgisayar ara yüzleri sayesinde sadece düşünerek etrafımızdaki cihazlarla iletişim kurabilirdik.

    şehirler arası ulaşım, yeraltı vakum tüplerinde ilerleyen trenler aracılığı ile 8.000 km/s hızla hareket edebilirdi.

    kaynak: science focus

  • - abi lost diye bi dizi keşfettim, süper!
    - ...
    - noldu abi sustunuz bişey desenize?
    - ...valla bir tavır takınacaktık sana ama, ondan bile vaz geçtik.

  • biz bu takımlara olan sevgimizi metin oktay'dan, lefter'den, baba hakkı'dan aldık. çocukluğumuzda sokak aralarında top oynarken, sert bir şut çekip gol atınca "hamiiii" diye; frikikten gol atınca "prekaziiiii" diye; çalım atıp da gol attığımızda "rıdvaaan" diye; gol kurtardığımızda "schumacher" diye sevinç naraları attık. hangi takımı tuttuğumuzun önemi yoktu. sonraları hayatlarımıza aziz yıldırım'lar, ünal aysal'lar, demirören'ler, hacıosmanoğulları, melo'lar, emre'ler, volkanlar girdi. futbol bütün masumiyetini kaybetti. şu geldiğimiz hale bakın. bu durumdan memnun olup da hala futboldan zevk alan varsa gölge etmesinler başka ihsan istemem.