hesabın var mı? giriş yap

  • başlığa geliyorsun bilgi almak için, herkes espri sıçmaya çalışmış.

    yok kediymiş, yok zaten kuran'da varmış, yok adana daha sıcakmış, yok kim osurmuş, adem ile havva varmış gibi ilkokul seviyesinde bile olamayacak espiriler.

    her gün müge anlı'nın, survivor ve master chef gibi sikko programların, galatasaray ile ilgili saçma bir entrynin debe olmasından da anlaşılacağı gibi, kutsal bilgi kaynağı dediğimiz platform saçma sapan bir yer haline geldi ülkedeki insan kalitesi ile doğru orantılı olarak.

    bu konuda bari espirilerinizi kendinize saklayın, adam gibi bilgi verecekseniz ya da soru soracaksınız gelin yazık.

    tanım: şu ana kadar bildiğimiz ve kabul ettiğimiz bazı bilgi ve varsayımları kökten değiştirecek gibi gözüken keşiftir.

    konuyla ilgili olanlar bugün saat 18:00'de evrim ağacının açıklamasına katılabilir: https://twitter.com/…tatus/1305322627951718401?s=20

    konuyla ilgili evrim ağacı haberi biraz fikir verebilir:
    https://evrimagaci.org/…n-kesfedilmis-olabilir-9340

  • rte'nin kızı esra ile ilgili anlattığı olayın yalan olduğunu kemal kılıçdaroğlu'nun ortaya çıkardığı olay.

    olay nedir diyenler için rte 'nin anlatımıyla : ... gece 1-2 öyle geliyoruz eve .. o zamanlar mücadeleler şimdiki kadar rahat değil , daha zor sıkıntılı dönemler 80 öncesinden bahsediyorum .. -buraya dikkat 80 öncesinden bahsediyormuş- .. ve bir gece yatak odamızın kapısına bir pusula büyük kızım esra asmış 'babacığım bir geceni de bize ayır'.

    80 öncesinden bahsediyor ama kızı 83 doğumlu adam boşuna demiyor yalan makinesi diye..

  • bolulu teyzenin mantarı için: - "çok güzel. fransa'da bunu şaraplı lüdon sosu ile yaparlar." teyze: - "o da güzel olur."

  • müzik kataloğunun telif haklarını 225 milyon dolar karşılığında satan şarkıcı.

    bu sene justin bieber da aynı şeyi yapmıştı. starların telif haklarını satmasının birden fazla sebebi olabiliyor.

    1- bu karar “paramı alıp köşeye çekileyim, hayatımı yaşayayım” anlamı da taşıyabilir, özellikle yaşlı sanatçılar mirasçılarını uğraştırmadan vasiyetini rahatça planlamak isteyebilir.

    2- amerika’da uygulanan vergi sistemi nedeniyle, sanatçılar kataloğunun gelirleri için her yıl ciddi miktarda gelir vergisi öderken katalog satışında tek seferde çok daha düşük miktarda vergi ödeyip kurtuluyor. bu da her yıl vergi olarak ödenecek milyon dolarların sanatçının cebine kalması anlamına geliyor.

    3- günümüzde sanatçıların en büyük gelir kaynağı turne. pandemi döneminde turneye çıkamayan sanatçılar diğer gelirleriyle kendisini ve ekibini döndürmekte zorlandı, ciddi bir gelir kaybına uğradılar. şu anda kapsamlı bir turne programı bulunmayan, birtakım sebeplerden büyük turnelere çıkamayan sanatçılar kataloğunu nakde çevirme yolunu izledi.

    4- diğer bir sebep, sanatçı kendi popülaritesinin zamanla düşüşe geçtiği gerçeğini göz önünde bulundurup dalgalı seyreden müzik kataloğu değerini izleyerek doğru bir anda iyi fiyata satmak isteyebilir. zamanla değeri düşebilir de düşük bir ihtimalle artabilir de, demek ki katalogun değerinin artık düzenli bir düşüşe geçeceği düşünülmüş.

    her halükarda bir sanatçı işinin haklarını bir başkasına devrederek aslında işinden elini eteğini çekmiş, geleceğe dair büyük hedefleri ve beklentileri kalmadığını deklare etmiş oluyor. katy’nin prime dönemine şahit olmuş insanlar için resmî olarak bir dönem kapandı.

    debe edit: çok şaşkınım, teşekkürler :)

  • hitler'in kendisini tebrik etmediği iddiaları şeklindeki propaganda o kadar gerçekle özdeşleşmiştir ki, microsoft'un encarta encyclopedia'sında bile yer bulmuştur. olayın gerçek dışı olduğunu jesse owens zaten açıklamıştır ve tam detayları şöyledir:

    hitler olimpiyatların ilk gününde (2 ağustos 1936) yarışları izlemiş, ve 1896'dan beri madalya kazanan ilk alman atlet hans woellkeile başlayarak diğer madalya kazanan sporcuların bazılarını (hem alman hem de alman olmayanlardan) tribünde kendisine özel ayrılmış bölüme davet etmiş ve kutlamıştır.

    ancak ertesi gün, uluslararası olimpiyat komitesi başkanı comte baillet-latour kendisini uyarmış, ve yaptığının olimpiyat komitesi kararlarına aykırı olduğunu bildirmiştir. bunun üzerine hitler aynı davranışı bir daha sergilemeyeceğini ve kazananları halkın önünde tebrik etmeyeceğini belirtmiştir. yani owens'ın tebrik edilmemesinin iddia edildiği gibi siyah olmasıyla bir alakası yoktur. zaten owens kendi ağzından da bu iddiaların yalan olduğunu söylemiştir.

    ek olarak, owens'ın zaferlerinin nazi aryan ırk üstünlüğü teorisini altüst ettiğini iddia etmek de zordur zira 1936 olimpiyatlarında almanlar 89 madalya kazanarak birinci olmuş, ikinci olan amerika birleşik devletleri 56 madalya kazanmıştır.

    ironik bir not olarak, o dönemde seçim çalışmalarını sürdüren franklin d. roosevelt owens'ı beyaz saray'a davet ederek tebrik etmemiş ve bu da owens'ın "kendisini küçümseyenin hitler değil roosevelt olduğunu" ifade etmesine yol açmıştır.

  • siyasal islam boktur.
    siyasal islam bok çukurudur.
    siyasal islam içi irin idrar ve bok dolu bir çukurdur.
    kim bundan besleniyorsa boku ve irini yudum yudum içmektedir.

  • muzaffer izgu'nun su an adini hatirlayamadigim bir oykusunde anlatilmistir bu.

    kahramanimiz, otobuse biner. otobus kalabaliktir. yer bulup oturur, kitabini acar. ancak oturacak yer arayan yaslilar ve kadinlarin hedef tahtasi olur, "biz yer ariyoruz, bu oturmus kitabini okuyor" minvalinde soylenirler. bu kez ayaga kalkar, ayakta durdugu yerde rahat okumak icin pozisyon bulmaya calisir, bulur bulmaz da bir eliyle askiya tutunur bir eliyle de kitabini tutar. bu sefer de diger insanlara yaranamaz. "burasi kutuphane mi, git evinde oku, amma israr etti canim" laflari havada ucusur. itiraz etmeye kalktiginda da soforun ve diger baska herkesin tepkisini ceker, darp edilmek uzereyken otobusten kendini zor atar.

    otobuste ondan baska kimse kitap okumamaktadir. buyuk ihtimalle hayatlarinin akisinda kitap okumaya yer de yoktur. bu nedenle adama, belki kendilerinin dahi bilmedigi bir nedenden oturu tepki gostermektedirler.