hesabın var mı? giriş yap

  • hayat gerçekten enteresan. bjk arsenali ciddi şekilde zorlayıp neredeyse elerken ve futbol olarak da bence daha iyi oynarken gs'li arkadaşlar "aferin bjk'ye" diyeceğine "arsenal bu sene kötü yeaaa" demişlerdi. ve o arsenal döndü dolaştı gs'nin grubuna düştü. ilk maçta dalga geçti ikincisinde ise dalga geçmekten beter ediyor. hayat gerçekten enteresan.

  • karşısına geçip "kahrolsun pilates, yaşasın pilav-patates" demek istediğim eski model hanım.

  • bir sahne düşünün;

    federer ağlıyor, nadal ağlıyor, en son dayanamadı djokovic de ağlamaya başladı,berrettini bunların arasında zurnanın sol deliği ama o da ağladı.

    döndü world team'e schwartzman ağlıyor.

    biz ağlıyoruz. aslında duygulanmamizin sebebi tam da bu.ömrümüz geçiyor ve biz bu geçişleri, kaybedişleri hayatimizda sürekli olan ve hiç gitmeyeceğini düşündüğümüz şeylerin gittiğine tanık olduğumuzda anlıyoruz.

    tam 24 yıldır orada duran tenisle alakalı alakasız herkesin kulağına ismi çalınan bir insan gitti.

    teletext döneminden ultra hızlı cep telefonlarına kadar her dönemde raket sallayan bir adamdı. biz bu döneme nice sevinçler nice kayıplar nice anılar sıkıştırdık.

    ve onun vedasıyla bu geçen tüm zamanın farkındalığı olanca gerçekliği ile yüzümüze vurdu.

    çok zaman geçmişti ve o zamanların bittiğini roger'in vedasiyla anladık. ıste hepimizin ağlama sebebi budur.

  • eğer ki bu eyleme karşılık olarak "ya sapık mısın sen ya salak şey" gibi bi' cevap alıyorsanız, bilin ki karşınızdaki bir türk kızıdır, kaçın. eğer ki melüm melüm bakışlarla birleşmiş dingin soluk alış verişler duyuyorsanız, bilin ki karşınızdaki kız ecnebidir, ingilizce konuşmayı deneyin. eğer ki siz bunu söyledikten sonra hemen kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilin ki o bordo berelidir ve merak etmeyin o sizi bulur.

  • teoman - sen geçerken sahilden sessizce, gemiler kalkar yüreğimden gizlice.
    izafiyet teorisi, albert einstein

    ibrahim tatlises - ben insan değil miyim?
    charles darwin, evrim teorisi

  • benim de sık duyduğum ama üst komşumuzun küçük çocuğu olduğu için daha önce kafa yormadığım ses.

    yalnız başlığı okuyunca ufaktan tırsmadım değil. bu ses sadece yuvarlanma sesi değil önce düşüyor sonra yuvarlanıyor. "takk prrrrrrrrrrrrrrrrr..." diye gelen bir ses.
    neyse komşunun çocuğudur komşunun çocuğu.

  • toplumdaki herkesin maske takması aşılama benzeri bir bağışıklık oluşmasını sağlıyor olabilir.

    1800 yılına kadar aşı diye bir şey yoktu. çiçek hastalığı (smallpox) kapan 3 kişiden 1'i ölüyordu. ancak kökeni orta asya'ya kadar uzanan bir yöntem vardı. bu yöntemde insanlar, çiçek hastası olan birinin derisindeki yaralardan biraz sıvı alıp kendi derilerine sürüyorlardı. bu yöntemle kendilerine virüs bulaştıran insanlar ya hasta olmuyorlardı ya da hastalığı çok hafif atlatıyorlardı.

    yaralardaki virüs hasta kişinin bağışıklık sistemi tarafından zayıflatılmış olduğu için bir insanı hasta edecek kadar güçlü değildi, ancak aynı zamanda bağışıklık sisteminde bir tepki oluşturacak kadar da güçlüydü. bu yöntem osmanlı'da da kullanılıyordu, yazının sonuna ekleyeceğim makaleden okuyabilirsiniz.

    bu ilkel aşılama yöntemi işe yarıyordu ancak yeteri kadar başarılı değildi. derideki yaraları vücuduna bulaştıran kişilerden bazıları hastalığa yakalanabiliyordu. 1700'lü yılların sonuna gelindiğinde edward jenner adlı bir doktor bir şey keşfetti. smallpox yani çiçek virüsünün ineklerde çiçek hastalığına neden olan cowpox adında bir kardeş virüsü vardı.

    jenner, inek sağan köylü kızlarının çiçek hastalığına yakalanmadıklarını farketti. hasta ineklere temas eden kızlar insandaki çiçek hastalığına karşı da bağışıklık kazanıyorlardı. bu yöntem çok daha güvenliydi çünkü ineklerdeki çiçek hastalığı insanları hasta etmiyordu. bunun üzerine jenner ineklerdeki yaralardan bir parça alıp kendi oğlunun derisine sürdü. oğlu hafif bir hastalık geçirip atlattı ve çiçek hastalığına karşı bağışıklık kazandı.

    böylece aşılama bulunmuş oldu. bu yüzden aşı anlamına gelen vaccine kelimesi latince inek anlamına gelir. her yıl milyonlarca kişiyi öldüren çiçek hastalığı yeryüzünden tamamen silinen ilk bulaşıcı hastalık oldu.

    yani aşılamanın olması için vücuda hastalık yapamayacak ancak bağışıklık sistemi tepkisi oluşturabilecek kadar zayıf bir hastalık etkeninin alınması gerekiyor.

    peki bunun covid 19 ile ilgisi ne?

    new england journal of medicine'de yayınlanan bir makaleye göre toplumda herkesin maske takması ilkel aşılama benzeri bir duruma neden oluyor olabilir. yaygın şekilde maske takılan topluluklarda vakaların asemptomatik olma olasılığının çok yüksek (%95'e kadar) olduğu görülmüş. yani basitçe insanlar hastalanmadan virüs kapıp atlatıyorlar ve bağışıklık oluşturuyorlar.

    çünkü herkes maske taktığı zaman insanların aldığı virüs miktarı o kadar az oluyor ki onları hasta etmeye yetmiyor. ancak öte yandan bağışıklık sistemlerinin virüsü tanıyıp bağışıklık oluşturacağı kadar da virüs almış oluyorlar. yani maske takmak ilkel bir aşılama yöntemi olabilir. ancak bu bağışıklık tepkisinin ne kadar güçlü olduğu ve ne kadar sürdüğü tam olarak bilinmiyor.

    ayrıca maske takan kişilerde viral yük, maske takmayanlara göre daha az olduğu için hastalığın hafif seyretme ihtimali daha fazla oluyor.

    bahsi geçen makale.

    bu da ilkel aşılama yönteminin 1650'li yıllardan beri osmanlı'da ve diğer doğu toplumlarında kullanıldığını anlatan makale.

  • ne diyorsa tam tersi olarak anlayın işte

    iki ay sonra gelen edit: raflar fuhuş yatağına döndü. işte feraset.

    bir yıl sonra gelen edit: fiyatlar 500%'e varan oranda arttı.

  • aldığı 10 liralık kahve yüzünden çeşitli yaftalara maruz kalan tiptir.

    yönetilenin yöneteni seçtiği bir düzende eleştiri hakkı kadar normal bir şey göremiyorum.

  • entry'lerin altına şükela favori butonlarının ayrı ayrı gözükmesine sebep olmuştur.
    (bkz: neden acaba)

    edit: bunun en beğenilen entrylerimden biri olmasıyla ne kadar sikimsonik yazılar yazdığımı öğrenmiş oldum. bu gerçekle yaşayamam.