ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
travesti komşudan gece 2'de zeytinyağı istemek
-
garipliğin travesti komşudan istemek değil, gece 2'de zeytinyağı istemek olduğu eylem.
dayak yiyen zabıtanın facebook paylaşımı
-
işte o heykeli yapılan adamın savunduğu değerler
sayesinde seni rencide eden adam yalandan da olsa yaptırımlara maruz kaldı. umarım anlamışsındır kenan kardeş.
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
-
deniz kenarında tatil yapma, deniz manzarasına bakma veya denize bakıp huzur bulma fikrinin son birkaç yüzyılda çıkmış olması.
edit: birileri deniz-nehir farkını bilmeden kendince ayar vermeye çalışmış. bu yazıda nehirlerden değil denizden bahsediyor. nehirler tarih boyunca tarımsal sulamada kullanıldığı ve içme suyu sağladığı için için zaten kutsal bir yere sahipti. denizlerle nehirler aynı şey değil. daha en basit coğrafya bilmeden ve okuduğunuzu anlamadan başkalarına ayar vermeye çalışmayın.
100-150 yıl öncesine kadar yazılmış neredeyse hiçbir eserde ve anlatılmış hiçbir hikayede denizden "huzur veren" bir şey olarak bahsedilmez ve deniz manzarası neredeyse hiç övülmez. genelde insanlar için deniz 2 anlam ifade etmiştir. ya ticaret ürünlerinin ve su ürünü yiyeceklerin geldiği bir kaynak ya da düşman askerlerin, işgalcilerin, korsanların, sellerin ve tsunamilerin geldiği felaketler kaynağı.
tarih boyunca insanlar denizi iyilik veya kötülüklerin geldiği tanrısal bir kaynak olarak görmüşler ama hiçbir zaman huzur veren bir manzara veya tatil yapılacak bir şey olarak görmemişler. aynı zamanda deniz kenarındaki araziler tuzlu olduğu için fazla verim vermediğinden köylüler deniz kenarında yaşamayı tercih etmemişler. tarih boyunca krallar ve padişahlar sevmedikleri şahısları ceza olarak hep deniz kenarlarına veya adalara sürgün etmişler.
mesela robinson crusoe ıssız adaya düştüğünde hikaye boyunca hiç deniz manzarasına hayranlıkla bakıp huzur bulmaz. 2 yıl okul tatili kitabında çocuklar hiçbir zaman deniz manzarasının güzelliğinden bahsetmez. ıssız adalarda geçen hikayelerde bile deniz ya felaket kaynağı ya da kurtuluşun geldiği yerdir ama hiçbir zaman manzarasına bakılıp da huzur duyulan bir şey değildir. eski mısır yazıtlarında nil nehrinden bir bereket kaynağı olarak bahsedilir ama akdeniz'den hiç övgüyle bahsedilmez. antik yunan yazılarında dağlar taşlar bile övülür ama denizin verdiği huzurdan hiç bahsedilmez. eski şiirlerde, ilahilerde ve kutsal metinlerde hiç denizin huzur verdiğinden bahsedilmez.
1800'lerden sonra avrupa ve amerika'da zengin kesim deniz kenarlarında arazi satın alıp buralara yazlık villalar ve tatil köyleri kurmaya başlayınca deniz manzaraları kıymete binmeye başlamış. eğlence için plaja gitme kavramı da bundan sonra başlayan bir şey.
kaynak soran olmus.
https://www.smithsonianmag.com/…al-place-180959538/
https://www.washingtonpost.com/…going-to-the-beach/
https://dailyhistory.org/…ory_of_going_to_the_beach
https://www.theatlantic.com/…r-of-the-beach/279175/
21 temmuz 2020 türkiye yunanistan gerginliği
-
umalım da düzgün ve dirayetli bir diplomasi süreci ile yönetelim.
bir anlık gaz ile hesapsız çıkışlar sonucu s-400 mevzusuna dönmesin. sonra navtex ilan edip de bozcaadayı verip kapatmayalım konuyu.
edit: 50 tane mesaj geldi, yok onlar ismet zamanındaydı, yok siz chp'liler ne korkaksıznız, yok türke kefen biçenin ölümü pek olur.
ulan s-400'ü nasıl aldık? uçak düşünce herkes sıraya girdi, birbirleri ile kavga ettiler "emiri ben verdim" diye. sonra rusya höyt çekince fetö yaptı, pelikancılar yaptı, ben uyuyordum haberim yoktu e tamam ver bi kullanamayacağımıuz s-400 barışalım diye ben mi satın aldım?
ver papazı al papazı diye, `bu fakir bu görevde olduğu müddetçe o teröristi alamazsın` diyip de papazı ben mi verdim abd'ye?
ırak'ta askerlerin başına çuval geçirildiğinde tek parti mi iktidardaydı?
en yakın örnek eşek adası olayı. selfie çekince arkada aydın il sınırı tabelası görünüyor amk onu da mı ben verdim yunanistan'a?
ne kadar çemçük ağızlı var konuştukça konuşuyor ya.
çanakkale savaşının asıl kahramanı liman paşadır
-
o da paşa, ben de paşayım, sen de paşasın.gel öpeyim.
mario gomez
-
türkiye liginde gösterdiği performansla alman milli takımının euro 2016 kadrosunda kendisine yer bulacak ve şampiyonluk yaşayacaktır. (muhtemelen yarı finalde gol de atar). sonrasında türkiye'ye döneyim mi dönmeyeyim mi diye ikileme düşecek, almanlık ne güzel şey diyerek memleketinde kalmaya devam edecektir.
sonra biri gelecek ismiyle ekşi sözlükte nick alacaktır.
20 sene önce olduğu gibi.
(bkz: stefan kuntz)
denizde 2 kilometre açılabilen esrarengiz amcalar
özgür demirtaş'ın porsche marka arabası olması
-
fakir ekonomist eşittir şişman diyetisyen, olması gerekendir. hem bu adam ben fakirim falan mı dedi bir yerlerde?
yine çenemizin yorulduğu başka bir başlıktır.
pfizer biontech covid-19 aşısı
-
abd gida ve ilaç kurumu "fda"'in hakkinda 53 sayfalik raporu ile acil durum kullanim izni verdigi asi.
raporun tamamini okumak isterseniz, pdf formatindaki dokumana burdan ulasabilirsiniz.
rapor asinin etkisi hakkinda ne diyor ?
raporda gorulebilecegi gibi ikinci dozdan sonra, asi %95'lik bir basari yakaliyor.
yan etkiler hakkinda rapordan ne ogreniyoruz ?
rapora gore, yan etkileri normal bir asilamanin yan etkilerinden farkli degil. bunlar sirayla: enjeksiyon yapilan yerde lokalize reaksiyonlar (%84), yorgunluk (%63), bas agrisi (%55), kas agrilari (%38), usume ve soguk ter dokme (%32), eklem agrilari (%24), ates (%14).
peki, abd'de herkes bu asiyi olabilecek mi ?
rapora gore asinin bazi risk gruplarindaki etkisi uzerine elde yeterli veri yok. bu risk gruplarini en fazla immundeprese veya immunsuprese (bagisiklik sisteminde bir problem bulunan) hastalar olusturmakta. diger yandan, daha once sars-cov2 virusu ile enfekte olmus bireylerde, asi yapmanin yarari olup olmayacagi da anlasilabilmis degil.
hamile kadinlar ve pediyatrik populasyon ile ilgili de yeterince veri yok. rapor, bu populasyonlar icin ek bir calisma yapmanin onemini vurguluyor.
ozetleyecek olursak, fda'in raporu, asinin guvenli ve 16 yas uzeri hastalarda etkili oldugunu belirtiyor.