ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uzun boylu kızlar
-
hiç sevmem.
(böylece küçük bir yüzdeyi riske ederek, büyük bir yüzdenin sempatisini kazanmış oluyorum)
akp'yi destekleyen gurbetçiler
-
kendileri almaya'da sol partiye oy verir, modern dünyanın tüm nimetlerinden faydalanır, bizeyse burada tayyip'i ve arap kültürünü reva görürler.
sizin adaletinizi zikeyim!
(bkz: almanya'da sol türkiye'de sağ oy kullanan almancı)
şeyma subaşı'nın türbanlı selfie çektirmesi
-
“akşam namazımı kılmadan önce melissa’mın odasında yanına yatıp resim çektim ve sizinle paylaşmak istedim, bu kadar. yaşadığım dini gösterip biraz da olsun buna özendiriyorsam ne mutlu bana” yazmış.
valla yavrucum zengin ve evli biriyle yasak aşk yaşayıp gününü gün ederek, kolay yoldan paraya kavuşarak zaten kızlarımıza yeterli özendirmeyi gerçekleştirdin.
fakir çocuğu vs zengin çocuğu
-
her iki çocuk da birbirlerinden farklı olduklarını bilmezler.
akılları fikirleri oyundadır.
dünyayı bir panayır yeri zannederler.
sonra büyürler. bu başlığı açanın yaptığı gibi kin ve nefret tohumlarını atmaya başlar toplum onların üzerine.
fırsat buldukça birbirlerini ezmeye başlar o iki çocuk sonra.
türkiye'de bilimkurgu sinemasının gelişmemesi
-
adam gibi senarist çıkmamasından deniliyor ancak temel sorun sanatın böyle bir iki adam tarafından bir anda peydahlanacak bir şey gibi algılanmasından kaynaklanıyor bence. sanat dediğimiz mesele bir toplumun yaşayışından, siyasi hareketlenmelerinden, toplumsal belleğinden beslenir. tabi ki bunlardan beslendiği kadar bir senarist ise edebiyat, tiyatro, bilim, felsefe ve sosyolojiden (temel olarak bilimkurgu ihtiyaçları bunlardır yoksa başka disiplinlerden de beslenebilir) beslenir. şimdi bilimkurgu senaristi yok derken geçen hafta ekşi sözlükte sosyolojinin gereksizliğinin tartışıldığını unutmayalım. herhangi bir düşünce ortamı yaratmadan birilerinin çıkıp iyi bilimkurgu yazmasını beklemek saçma olur.
içeriğinde düşünce ve teoriyi çokça barındıran bir daldır bilimkurgu ve düşünün ki sosyal bilimleri ve felsefesi eksik ve edebiyatında da hiç doğru düzgün bilim kurgu olmayan bir ülkeden yola çıktığı zaman hem düşünce sistemini oturtması, hem toplumun hafızasına yönelik nokta atışları yapması, hem buraya ait olan bilimkurgu dilini oluşturması, hem sanat yönetmenine (makyajları vb. yapan kişiler) atıyorum bir uzaylının neye benzemesi gerektiğini göstermesi (görselimiz de yok bu konu da elbet, resimsiz bir toplumuz), hem de ilginç olması ve klişelere çokta düşmemesi gerekiyor. insanın ömrü yetmez.
kısacası; sanatta kendi başına peydahlanan kahramanlar yoktur, olamaz ve bu kafamızdaki sanatçı tektir, doğuştan yeteneklidir fikrini yok etmemiz lazımdır. sanatçı bir toplumla yaşar, hatta sanatçı da toplumun eseridir, onun yetenekli elidir.
edit : çokça bilimkurgu yazmaya kalkışmış ve yavaş yavaşta olsa projelerini ilerletmeye çalışan genç bir senaristin notlarıdır.
insanın ölümden korkmasının sebebi
-
ölüm bütün insanlar tarafından korkulan bir olaydır.din ya da yaşam görüşü farketmez.
ama şahsi kanaatimce insanın ölümden korkmasının en önemli sebebi diğer insanların yaşamayı sürdürüyor olmasıdır.yaşamın sürüyor olmasıdır.
tüm yaşamın sona ermesine sebep olacak bir olayın beklendiğini düşünün, hiç bir çarenin olmadığı.tahminimce insanlar sakince ölümü bekler.ama mesela afrika kıtasının bu olaydan zarar görmeyeceği bilinirse bu defa korku insanı yine tetiklemeye başlar.
belki de ondandır dinlerde kıyamet gibi yaşamın sona ereceği bir anın vaadedilişi.
boğulmakta olan kuşu kurtaran ayı
-
ayı viralidir
son zamanlarda bu ayıların kibarlıklarının olduğu videolar daha sık karşımıza çıkmaya başladı. kamuoyundaki "ayı" algısını değiştirmeye çalışıyorlar bence. ayrıca dikkat ederseniz 32. saniyede kameraya bakıyor. kesin kurgu. kameraya oynuyor.
çoraplara r ve l yazılsın kampanyası
-
"neden ingilizce?" dedigim kampanya. bence s ve s yazilsin.
motorcu atasözleri
-
"kontağı kapattığında sıradan hayat başlar"
dayıların biraz arıza tipler olması
-
dayılanmak fiili, tam da bu sebepten vardır. halbuki amcalanmak, eniştelenmek diye deyimler yoktur. dayı acayip bir şey.
hatta; (bkz: dayı dayı gezmek)
doktor maaşı
-
6binmiş..vay arkadaş.
biz piç doktorsak demek ki..
bi de bu saatte acilde nöbette okuyorum bunları.
orhan şam
-
uzun saçlı hâli kubat'a benziyordu. kısa saçlı hâli de kısa saçlı kubat'a benzemiş.