hesabın var mı? giriş yap

  • okudum. çok uzun diyenlere özet geçiyorum. her rezalet gibi buraya yazacağım aklima gelmezdi diye başlıyor. pizzada böcek yok, kil yok, gramaj yerinde. soğuk hava bahane edilerek pizza geç gelmiş kurye ile tartışma çıkmış.laf sokmuş kurye. bedava yemek istiyorsan git cami var karşıda orda ye demiş.
    arkadaş sinir yapmış buraya yazmış.
    pek rezalet değil.

  • mesajlarını izinsiz yayınlamasından ve ayrıca mobbingden şikayet etsin.sendikasına da sorsun -varsa- sendika avukatı yardımcı olur. kararın iptali için de dava açsın.

    çolu çocuğu hakim savcı yaptılar yazık.

  • demiş ki, normalde bu parayı ensar'a vermek istiyoruz. ama öyle yaparsak direkt cebimizden çıkıyor.

    "halihazırda harcamış olduğumuz parayı vermiş olsak, devletin kasasına gireceğine, ensara gitsin. o zaman kızılay'a yollayayım, oradan ensar'a yollarım. "

    sonuç: devlet ensar'ı 7-8 milyon fonlamış oldu. normalde vergi denetçileri bu adamları asmalı.

  • mekan: iddaa bayisi

    - lan naci namaza başlamışsın diolar doğru mu?

    - he valla başladık abi, hakkımızda hayırlısı..

    - 5 mi la?

    - ne 5 mi abi tabi 5 vakit alla allaaa

    - sistem 4-5 yap lan naci bi vakit kaçırsan da günlük sevabı kurtarıyon tek vakitten yatma bak!

    kompil bayii : tehaha tehahahaa vir eyle kahkahatül tufaaaan!

  • 1995 yılında hitnet yazılarımdan ilkini (bkz: #2940055) yazarken kullandığım saçma bkz'lara bakıp "içinde en saçma sapan şeylerin bile en ince ayrıntısına kadar var olduğu bir bilgi kaynağı olabilir mi?" diye düşünüp "yok be imkansız ahahha" diye gülüp geçmiştim.

    1997 yılında disq'in irc'den yolladığı douglas adams'ın the hitchhiker's guide to the galaxy romanını bilgisayar ekranından okudum. "e ilk ben akıl etmemişim ki bunu" dedim.

    1999 yılında ise internet'te içerik yayınlamanın zorluğu yüzünden ekşi sözlük'ü birkaç saate kodlayıp 16 şubat gecesi yayına geçirmiştim. o sırada ilk entry ne girsem diye düşünürken masamın üzerinde klavyenin yanında duran penaya gözüm takılmış ve #1'i yazmıştım.

    bugün ekşi sözlük'ü her ay 19 milyon kişi ziyaret ediyor. her gün douglas adams'ın tüm romanlarının toplamı kadar içerik giriliyor. şimdi 1995 yılında düşündüğüm şeyin hayal edemeyeceğim kadar büyük boyutlarda gerçekleştiğini görüyorum. biz "2010'da sözlük" diye başlık açıp "mars'tan entry girilir hahah" gibi fantaziler kuruyorduk. 2010'u fırladık geçtik back to the future'daki geleceğe geldik bile.

    20 yıl önce gülüp geçtiğim bir hayalin, hayal bile edemeyeceğim kadar büyük bir boyutta, hayal edemeyeceğim sonuçlara vesile olmuş olması beni her sene daha çok şaşırtıyor, hayran bırakıyor. her seferinde konunun benle pek de ilgili olmadığını daha iyi anlıyorum. ekşi sözlük'ün kültürü ve dinamizmi bir toplumun yıllardır açlık çektiklerinin, içine attıklarının dışavurumundan geliyor, benzersiz bir mizahla harmanlanıyor. pek çok şeyini tasvip etmediğim oluyor, kızdıklarım oluyor. ama bu dinamizmin bir benzerini başka mecralarda görmüyorum. tamamen bize ait, bizim kusurlarımızı eksiksiz taşıyan, bizi eksiksiz anlatan bir ortam.

    umarım hikayemizin katipliğine uzun yıllar devam eder. 12 yıl önce dediğim gibi bir gün aniden ortadan kaybolsa bile sonrasında torunlara bahsedecek acayip bir masalımız olacağı kesin.

  • çekya ile çok da önemli bir ilişkimiz olmadığını düşününce şu çıkarımı yapıyorum; adamı resmen devletin imkanlarıyla tatile göndermişler.

  • insanlar hakkinda ortada hic bir sey yokken dedikodular cikartip, sonrasinda da "herkesin kendi ozel hayati" demek hangi seviyede gerizekalilik oluyor kim bilir.