ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 temmuz 2015 uğur ışılak'ın mecliste uyuması
-
gerçek uğur ışılak 8 haziran sabahı bir kaza geçirmiş, yerine arap emirlikleri tarafından ya sul kohun isimli android geçirilmiştir, resimdeki de pili bitmiş androiddir. bu kadar uyuyacak ne vardı?
ingilizcedeki en güzel kalıplar
-
keep the stork busy: bir sürü çocukları olmak.
busy as a cat on a hot tin roof: aşırı yoğun, çok meşgul.
sweat like a butcher: çok terlemek, aşırı terlemek.
hot enough to burn a polar bear's butt: çok sıcak, cehennem gibi sıcak.
child of a frog is a frog: armut dibine düşer.
cold as a witch's tit: çok soğuk, buz gibi.
you sleep in the bed you make: kendi düşen ağlamaz.
galatasaray'ın uefa kupasını kazanması tesadüftür
-
bu konu hakkinda sanirim yazmadim, çunku suni bir tartisma. bu suni tartismada haliyle insanlar saçmaliyor, kelimelerin anlamini bosaltiyor, mantigi bukuyor, yazmak zaruret haline geldi.
en baba yanlistan baslayalim. galatasaray'in uefa sonrasi sureçte basarisi yok, o halde tesaduf denebilir. hayir arkadasim. bir seyin tesaduf olmasi arkasinin gelmemesine bagli degildir. arkasinin gelmemesi olsa olsa basaridan sonraki yonetimin kotu oldugunu, basariya giden yolun surdurulebilir olmadigini gosterir, basarinin tesaduf oldugunu degil. basarinin kendisi, oraya varirken atilan adimlarla olçulur. galatasaray uefa kupasini aldiginda bu ulkede gorulmemis bir teknik direktor istikrari yakalamis, ondan once 88'den baslayan bir sureçte once moncao'yu, ardindan manchester'i elemis, 98'de sampiyonlar ligi gruplarinda ikinci olup o sezonun formati geregi elenmis, basarisi yok denen uefa kupasinin hemen ertesi sezonlarinda bu ulkede kendisi haricinde sadece bir kez gerçeklestirilen gruptan çikma basarisini ust uste 3 kez (2000-01 2 kez, 2001-02 1 kez, ikinci gruptan çikma sansi son maça kadar surdu) gostermis. bu sureç tesadufun antitezidir.
turk futbolunu bu sureçten bugune dek surukleyen isimleri sayalim:
- tugay kerimoglu, bulent korkmaz, hakan sukur, emre belozoglu, yildiray basturk, nihat kahveci, arda turan. kabaca bunlar. bunlar arasinda kaç tanesi uluslararasi kariyer yapti, bunu basaranlarin kaçi galatasaray alt yapisi gormus ve hangileri bu surecin alt yapsinin urunu ? hesap basit. (edit; alpay, hamit falan da var listeye takilmayin).
tesaduf olan belki o anki isimlerin tum bu basarilar hesaplanarak getirilmemis olmasidir fakat denizli'den terim'e uzanan sureçte bu alt yapi - uluslararasi kariyer - galatasaray basarisi uçlemesinin kesistigi yerde, adi almancada tesaduf anlamina geldiginden suphelenmeye basladigim jupp derwall diye bir adam vardi.
bunlari anlattim, diger yanlislara deginmek bile gereksiz...
asil tesaduf, 80'lerin sonunu 90'larin basini galatasaray'la birlikte domine eden gordon milne'li besiktas'in bunun yanindan bile geçememis olmasidir.
toni morrison
-
romanlarında her zaman doğaüstü, sihirli olaylar olan yazar. yazım şekli resim sanatını andırır; o kadar iyi çizer ve renkleri yerleştirir ki, tüm karakterleri ve ortamı gözünüzde canlandırmamak güçtür. genelde siyahi insanların siyahtan çok uzak iç dünyasını okuyucuya sunar. toplum ve çevre de her zaman değindiği önemli noktalardan olmuştur. hakkını vererek okuması kimi zaman güçtür ama okunmalıdır.
mercedes-benz türkiye'nin doğrudan satışa geçmesi
-
şimdi galericiler düşünsün
bankadan 16 milyar lira vurgun yapmak
-
hemen ekonomi bakanı yapın abimizi kafa zehir
erdoğan'ın bilim insanları yurda dönsün çağrısı
-
daha iki gün önce parasını vereyim gitsinler diyordu.
tarihin arka odası
-
erhan afyoncu: hocam, şimdi tarihte kurulan ilk türk devleti hangisidir?
ahmet taşağıl: büyük hun imparatorluğu..
murat bardakçı: tarih kaç?
ahmet taşağıl: 2259
erhan afyoncu: milattan önce mi?!
lan be olsam milattan sonra derdim amk. doktor emmett brown kuruyor.
dilek öcalan'ın çok güzel olması
japonların ağaç kesmeden odun üretme tekniği
-
yerel japon halkı tarafından daisugi (sürdürülebilir ormancılık) olarak isimlendirilen ve yaklaşık olarak 800 yıldır devam eden tamamen doğayla barışık bir proje. bu şekilde ağaç yetiştirip kereste üretmenin altında, ülkenin geniş bir ormanlık alanı olmaması (toprak bakımından 377.915 metrekare) yatıyor.
asırlarca yaşayabilen bu japon sedir ağaçlarını tek seferde dikerek, sonrasıda sık ve düzenli bir şekilde budama yaparak, bir meyve ağacı misali devamlı meyve ve sebze toplar gibi ağaçlardan düzenli bir şekilde odun hasat ederek kereste üretilebiliyor.
toprağa ekili ana gövdenin tepesindeki uzun dallar sanki başka bir ağaç gövdesiymiş gibi kesiliyor ve alttaki ana gövde sürekli yeni ağaç kolları üretiyor. japon halkı birçok konuda olduğu gibi bu konuda da işini biliyor.
daisugi, japon halkının ormanlarını yok etmeden kaliteli kereste elde etmesine izin vereren asırlar önce öğrendikleri harika bir keşif. geliştirilen bu harika teknikle oldukça uzun, son derece düz ve sağlam gövdeler elde ederek istedikleri kalitedeki mükemmel keresteleri, yine doğaya ve ağaçlara zarar vermeden üretebiliyorlar.
asıl değinmek istenen konu; bu japon sedirlerinin ülkemizde yetiştirilmesinin ve bu teknikle odun ve kereste üreterek ormanların yok olmasının önüne geçilmesi mümkün mü? böyle bir projeyi hayata geçirebilmek için, ilgili sedir ağacının yetişebilmesi adına ülkemizin iklim şartları müsait mi?
böyle güzel bir çalışma hayata geçirilse ve yurdun dört bir yanına ilglili japon sediri fidanları dikilerek girişimlerde bulunulsa sizce de harika olmaz mı? ağaçlar kesinlikle hem görsel olarak harika hem de son derece faydalılar.
edit:
ekstra video ve fotoğraf.
ufak bir video
fidan dikimi yapan birinden video
fidan nakli yapılan başka bir video
yetiştiriciliğe yeni başlayan birisi video
ilgili birkaç fotoğraf:
görsel 1
görsel 2
görsel 3
görsel 4
görsel 5
aşağıdaki fotoğraflar ise kesilen ağaç kollarından elde edilen kerestenin kullanım alanlarını içeriyor.
görsel 1
görsel 2
görsel 3
görsel 4
görsel 5
kaynak 1
kaynak 2
yaran facebook durum güncellemeleri
-
barcelona'nın kurduğu baraj keban barajından pahalı amk
hakkaten lan.
(bkz: 14 ağustos 2011 real madrid barcelona maçı)
ekşi sözlük'e bir daha gelinse alınacak nick'ler
inşallah o sarayın içinde çocukları ile yanar
-
bir mazlum'un bedduasıdır.
hz. muhammed, muaz r.a.'yı yemen'e vali olarak gönderirken şöyle der: "mazlumun bedduasından sakın. çünkü onunla allah arasında bir perde yoktur." buhari, zekat 41.
daha da diyeceğim yoktur.
edit: kaynak eklendi. hatırlatma ve ekleme için hacipsilo'ya teşekkürler.
arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altı
-
ara ara dahil olduğum durumdur.arkadaş olmadığınızı bilirsiniz .ara sıra görüşürsünüz yok yere,öperken belinizden tutar. bir şey yapacaksa size de danışır. telefonda konuştuysa yanınızda,hele de kadinsa konuştuğu aciklama yapma gereği duyar çocukluk arkadaşım diye. bir hafta içinde birkaç defa yazar, halinizi hatrınızı sorar. küçük jestler yaparsınız kitap, albüm vs. alırsınız. tatlı bir flört vardır fakat bazen sinir bozucu olur. her istediğinizde yazamazsınız, sarılıp öpemezsiniz,yanında olamazsınız kıskanırsınız arkadaslariyla vakit geçirdiğini görünce çünkü sizin onunla görüşmeniz için ya biraz zaman geçmesi gerekir yada bir nedenin olmasi.arkadaş desen değil sevgili desen hiç değil. tatlıdır, hoştur fakat oldukça yorucu ve kafa karıştırıcıdır.