hesabın var mı? giriş yap

  • -nüfusumu kaybettim
    +git kaybettim de verirler. ama ceza ödeyeceksin.
    -yok bee kardeşim sobaya atmış yandı diyeceğim ben.
    +senin kardeşin yok.
    -olsun nereden anlayacaklar ?
    +orası nüfus müdürlüğü.

  • bu adam son 20 yılda iddia ettigi tezlere, verdiği demeçleri bakarak söylüyorum gelişmiş medeni bir ülkede yemin ederim meczup diye kimse ciddiye almaz iş vermez, kız vermez, askerlikten muaf tutarlar

  • "çiçekler narindirler, saftırlar. tek yaptıkları kendilerine güvenmeye çalışmak. dikenleri olunca, korkunç göründüklerini sanıyorlar..." cümlelerini barındıran canım kitap.

  • o dönem bir büyüğümüz çıkıp da piyasada 99999 tane oyun olmadığını söyleseydi biz de bunun para tuzağı olduğunu, aldatmaca olduğunu anlar, içinde adam gibi tek oyun olan kasedi alırdık. bizim metro halk pazarında saatçi bir amca vardı, iyi adamdı ama 99999 in 1 kasetleri değiştirirken 250 yerine 500 bin alırdı. çünkü onda daha çok oyun varmışmış.

    (bkz: siz saat yapın hep saat yapın sadece saat yapın)

  • komutana maeve binchynin yalnız kadınlar sokağı* kitabını okurken yakalanan askerin yaşadıkları:

    - asker!
    - emredin komutanım!
    - napiyosun oğlum?
    - kitap okuyodum komutanım.
    - ne kitabı lan?
    - roman komutanım.
    - adı yok mu bu romanın?
    - yalnız kadınlar sokağı komutanım.
    burada komutan biraz durup düşünüyor ve sonra daha sakin bir ses tonuyla:
    - nerdeymiş bu sokak lan?
    - onu bulmak için okuyorum komutanım.

  • üşümeyen kızdır. senin benim gibi duraklarda otobüs metrobüs beklemez. herhangi bir yere yürümez. dışarıda olması da gerekmez çoğu zaman. soğukla temas ettiği ender zamanlar arabasına ya da onu bekleyen arabaya, taksiye yürüdüğu zamanlardır. sen de dışarıda elinde istanbul kart bilmem kaç dakikadır gelmemiş otobüsü bir tarafların donarak beklerken bunlar nasıl üşümüyor diye düşünürsün.

  • bir durum ne kadar korkunç veya zor olursa olsun, insanların olumlu bir zihniyet sürdürmesi gerektiği inancı.

    toksik pozitiflik, pozitif düşünceyi aşırı genelleştirilmiş bir uç noktaya taşır. bu tutum sadece iyimserliğin önemini vurgulamakla kalmaz, aynı zamanda mutlu veya olumlu olmayan insan duygularını en aza indirir ve reddeder.

    toksik pozitiflik, insanları, karşılaştıkları şeyle başa çıkmak için ihtiyaç duydukları gerçek desteği reddeder. örneğin kötü bir şey olduğunda şu gibi şeyler söylenir: "pozitif kal", "işin iyi tarafından bak", "her şeyin bir nedeni vardır" veya "mutluluk bir seçimdir."
    bu tür ifadeler genellikle iyi niyetlidir. insanlar başka ne söyleyeceklerini ve nasıl empati kurulacaklarını bilmiyorlardır ama sonuçta bu gibi sözler zararlı basmakalıplardır.

    toksik pozitiflik aslında zor zamanlardan geçen insanlara zarar verebilir. gerçek insan duygularını paylaşabilmek ve koşulsuz destek alabilmek yerine, insanlar duygularının reddedildiğini, görmezden gelindiğini veya tamamen geçersiz kılındığını düşünebilir.

    toksik pozitiflik genellikle belirsiz olabilir, ancak işaretleri tanımayı öğrenmek, bu tür davranışları daha iyi tanımlamanıza yardımcı olabilir. bazı işaretler şunları içerir:

    -> sorunlarla yüzleşmek yerine onları savuşturmak.
    -> üzgün, kızgın veya hayal kırıklığına uğramış olmaktan suçluluk duymak.
    -> gerçek duygularınızı sosyal olarak daha kabul edilebilir görünen iyi hissettiren sözlerin arkasına gizlemek.
    -> gerçekten nasıl hissettiğini saklamak.
    -> sizi rahatsız eden diğer insanların duygularını minimuma indirmek.
    -> olumlu tavırları olmayan diğer insanları utandırmak.

  • kafamda gıcık olduğum insanlardan seçtiğim bir cinayet listesi var, bir gün ölümcül bir hastalığa yakalanırsam hepsini öldürüp öyle gidicem. bazen bu durumu onlara açıklasam mı acaba diyorum, hiç olmazsa sağlığım için dua ederler.