hesabın var mı? giriş yap

  • yapması da, yemesi de çok zevkli.
    hem benim için sağlık! yumurtayı tek böyle yiyebiliyorum resmen.

    ps: ismi de n'asıl bu hale geldi bilmiyorum; ama bence bu da çok eğlenceli, annemin hediyesi bana ehee.

  • anneanne.. nene... gibi yorumlar yapanlar donup baksinlar anneannelerine nerede ne yapiyor. bu kadin bugun son albumunu cikardi, icinde muthis sarkilar var. konserinde saatlerce ayakta sarki soyluyor dans ediyor. harika klipler cekiyor vs.

    ajda pekkan'i da kiskanmazsin ya.

  • tanesine 20 lira verdiği tasarruflu ampulü yeni evine takacak olan kiracıdır. 10 ampül olduğunu düşünürsek 200 lira temiz para, hele ki ev taşıyan adama... bu adama laf diyenlere bir de lafım var; aldığın buzdolabını da bırak git o zaman it.

  • her akşam 123 (a/p) otobüslerinde yaşanan kopru yolcusu binmesin olayı yine yaşanır. yaşlı bi amca köprüde inmek ister şöför durmaz, durağı geçip amcayı indirir. herkes adama kızar adam bağara çağıra iner. indikten sonra otobüsteki biri
    - bunlar yüzünden uzaya gidemiyoruz

  • benim de desteklediğim görüştür.

    tatlı sevmediğimiz için çorbayı sürahiden içiyoz biz evde.

    edit:bazen pipet kullandığımızda oluyor tabi çorba için.

  • şimdi burda osursam, kokusunun 3 farklı camiye ulaşabileceği kadar çok ve sık aralıklarla inşaa edilmiş camiler barındıran bir ülkede, sakildir, showdur.
    ibadet değildir.

    sıçmak için yol kenarlarını değil tuvaletleri kullanıyoruz değil mi?
    eğitim almak için okulları..
    ibadet için de aynısı geçerlidir adap bakımından.. bu kadar bolluk varken...

    edit: "orda düz ayak cami yok, kocatepe te yokuşun tepesi, yaşlılar nasıl çıksın" dendi mesajla.
    buyrun, düz ayak camiler.. hepsi 2 sokak, 3 sokak arayla
    https://www.google.com/…a3aae50d:0x1ce03f0f3e9d7dbb

    edit2: aynı yerde kendi inancım gereği "nüdist şamanist" ayin yapmam mümkün değilse, kimse ibadet özgürlüğünden filan bahsetmesin. ibadetten, inançtan, kutsaldan anladığınız tek şey sünni islam amk!

    öyle olunca onun adı "özgürlük" olmuyor

  • zor zamanlarında fazla yalnız bırakılmıştır.

    "ya biliyorsun işte işim gücüm var, olmasa gelirdim yani", "ya biliyorsun para yok işte, olsa gelirdim görüşürdük eheh" diyip duran arkadaşların... "ya evladım, çocuğum sen yaparsın, hadi bakiim kolay gelsin..." diyen akrabaların nesini özleyeceksin allasen, bahanelerini mi?!

  • trafikte sürekli basıma gelen olaydır.
    başlarda gercekten özgüvenim olmadıgı icin kusurluyumdur benim hatamdır diye düsünüp hemen sag seride dogru kayıp insanları rahatsız etmeden gitmeye calısırdım.
    böyle böyle yüregim agzımda araba kullanmaya basladım ve bu durum acayip canımı sıkmaya baslamıstı. kafaya taktım bu mevzuyu
    sonra bir gün canım yine sıkkın bindim arabaya yürü kızım dedim bugun kesinlikle biriyle kavga ediceksin hadi bakalım. neyse bastık gidiyoruz basladı haydutun biri korna calmaya camdan elimi uzattım hayırdır isareti yaptım bi yanıt alınca hemen yanıma dogru sürdü aynı hizada gidiyoruz. hafif de gülüyo gevsek hosuna gitti heralde. ben göz kırparak hayırdır diyorum o da göz kırparak gülüyo neyse kırmızıda durduk boş boş gülmeye devam ediyo.
    velhasıl orda anladım bunun da yine bu erkeklerin can sıkma merakıyla ilgili oldugunu ve hicbir hatam olmadan kusursuzca araba kullandıgımı.
    yapmayın etmeyin kardesler kimsenin karısına kızına korna calıp da cesaretini kırmayın bırakın biz de sol seritte özgürce akıp gidebilelim..

  • tuhaf ve acı verici güzelleşme metotları uygulayan, etiyopya'da yaşayan kabile.

    küçük yaşlarda alt dudaklarını, çeneyle birleştiği noktadan kesiyor ve çekerek genişletiyorlar. oluşan boşluğa da tabak takıyorlar. yaşları ilerledikçe ve dudakları esnek hale geldikçe taktıkları tabakların boyutunu büyütüyorlar. evlenecekleri zaman taktığı tabağın büyüklüğü ölçülerek, erkek tarafından o kadar sığır isteniyor.

    güzelleşmek ve daha cazip olmak adına bir de vücutlarında şu şekilleri oluşturuyorlar. vücudunda en fazla şekil olan kadın, en güzel, en alımlı, en cazip kadın sayılıyor imiş.

    şekilleri yapmak için, önce sarı akasya ağacının dikenleriyle deriye kesik atıyorlar, sonra deriyi kaldırıp, içine kül dolduruyorlar ki enfeksiyon oluşsun ve deri böyle şişsin. deri şişince, bu sefer yaranın iyileşmesi ama iyileşirken de bu şişkin görüntünün muhafaza edilmesi için üzerine mangal kömürü basıyorlar. ve tüm bunları yaparken de ağlamamayı koşul koyuyorlar.

    kabul, tuhaf bir güzelleşme metodu. peki bizimkiler de öyle olamaz mı? mesela neden saçlarımız beyazlayınca rahatsız olup boyuyoruz? kavisli burnu neden çirkin bulup, ameliyat oluyoruz? belimizi ince, kalçamızı geniş tutma çabamız niye? neden saç ekimi yaptırıyoruz? kellik niye çirkinlik göstergesi? tırnaklarımızı neden uzatıyoruz? bunu niye estetik buluyoruz? neden tırnak etrafındaki etleri alınca güzel olduğumuz kanısına varıyoruz? sivri çene neden çirkin geliyor? kaşlarımızı neden alıyoruz? erkek uzun boylu değilse, neden çirkin kategorisine konuluyor?

    ve daha nicesi..

    bence tuhaf olan sadece mursi kabilesi değil.