ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dogs of berlin
-
konusu senaryosu dikkat çekici .anavatan türkiyede yaşayanlar için almanya'nın diğer yüzünü gösteriyor.herşeyin güllük gülistanlık olmadığı biraz daha anlaşılıyor.farklı bir konu izlenip hafızaya atılması gereken bir dizi
wimbledon
-
1880'lerden bu yana beyaz kıyafet giyme zorunluluğu bulunan turnuvadır. bunun sebebi ise renkli kıyafetlerin terlemeyi daha çok göstermesidir.
kraliçe ikinci elizabeth hayatı boyunca sadece 4 kere turnuvaya seyirci olarak katılsa da 1907 yılında turnuvaya katılan king george v ile birlikte, kraliyet ailesinden turnuvaya seyirci olarak katılım geleneksel hale gelmiştir. koskoca kraliyet ailesinin önüne koltuk altınızda, iç çamaşırınızda ter lekeleri ile çıkmanıza izin verilmesi zaten beklenemezdi.
ayrıca, kraliyet ailesinden turnuvaya oyuncu olarak katılan york dükü (sonrasında king george vi oluyor) bile bu kurallara uymuşken zamanında kuralı protesto eden andre agassi, 2013'de ayakkabıları değiştirmesi istenen his majesty, roger federer gibi isimler de kuralın esnetilmesine pek tabii ki sebep olamamıştır.
görsel
2014 yılında kurallar değiştirilmiş ve belli ölçülere bağlı kalmak koşulu ile biraz renk kullanımına izin verilmiştir. renk kullanımına izin verilse de kurallar gevşetilmemiş aksine daha da sıkılaştırılmıştır.
yeni kurallara göre tişörtlerin yakalarında, manşetlerde, kafa bantlarında ve şortlarda bir santimetreden daha geniş olmayacak şekilde bir “renk şeridine” izin verilmeye başlandı.
şapkaların iç kısımları ve ayakkabı tabanlarının ise tamamen beyaz olması koşulu bulunuyor. oyun sırasında görünebilecek iç çamaşırlarının ise tamamen beyaz olması gerekiyor. "beyaz" tanımı ise kırık beyaz, bej gibi tonları içermiyor.
kaynak
sözlük yazarlarının çocuklarına düşündüğü isimler
-
kız olursa asya. bi daha kız olursa zeynep. bi daha kız olursa karıyı boşarım.
tinder
-
görüşlerimi hemen yazayım.
türkiyeden tüm kadınları like ettim yaklaşık 1 ay boyunca. geri dönüş sıfır (evet yakışıklı değilim)
bir program vasıtası ile yerimi başka ülkelere alıyorum ve hergün like alıyorum. az önce norveçli iki kadınla peş peşe eşleştim.
olayın özeti şudur:
1-tipsiz iseniz türk kızları ile şansınız yoktur.
2-zengin olduğunuzu belli eden fotoğraflarınız yoksa türk kızları ile şansınız yoktur.
zaten sizde yukarıdaki iki madde varsa tindere ihtiyacınız yoktur
o yüzden türkiyede tindere gerek yoktur.
sivilce
-
sivilce ve akne problemi modern bir endişe gibi gelse de tarih boyunca bu problemi yaşayanlar için önemli bir kozmetik kusur olmuştur. bugün modern ilaç ve kremlerle, lazer tedavileri ile bu sorunları aştığımız gibi her devirde ve kültürde benzer amaçlarla bulunmuş farklı tedavi yöntemleri vardı. bu yöntemlerden bazıları bugün dönüp baktığınızda birkaç sivilce ile yaşamaktan çok daha büyük bir problemmiş gibi gözükmektedir.
antik yunan doktor theodosius, gökyüzünde kayan bir yıldız görüldüğü anda yüzü nemli bir bezle silmenin sivilceyi yok edeceğini yazmıştır. ancak kayan yıldız yöntemi haricinde ölü denizden toplanan tuzlar, akne ve sivilcenin neden olduğu yağlanmayı gidermek için ilgili bölgeye sürmek ve kurutmak için de kullanılmıştır.
antik mısırlılar ve mezapotamyalılar gibi, antik yunanda da kükürt içeren karışımlar da sivilce tedavisi için kullanılmıştır. kükürt çok kötü kokan bir çözüm olsa da ciltteki yağı emer, cildin ph dengesini düzenler, tıkanmış gözenekleri açar ve bakterileri yok eder. bu yüzden de aşırı olduğu kadar da etkili bir çözümdü. bugün bazı modern cilt bakım ürünleri (cildiyecilerin eczacılara yaptırdığı kremler) kükürt içermektedir.
çin'de şeftali çiçekleri sivilceye sebep olan iblisleri kovmak için kullanılırken, fas'ta toz haline getirilen azurit, bakır içeren karbonat karışımları gibi daha sorgulanabilir yöntemler kullanılmıştır.
antik mısır ise kozmetik konularında başarıları ile tanınır. hem kleopatra hem de nefertiti cilt bakımlarının rutin bir parçası olarak aloe vera kullanmıştır. genç kral tut (tutankamon)'un doktorları ergenlik dönemindeki cilt problemleri için balı önermişlerdir. hem aloe vera hem de balın akne tedavisindeki etkileri kanıtlanmıştır. kral tut için temiz bir cilt o kadar önemlidir ki öldüğünde bal kavanozları da kendisiyle beraber gömülmüştür.
roma imparatorluğu, mısır'ı ele geçirdikten sonra nil nehri kıyısında yaşayan, hem saygı duydukları hem de avladıkları timsahlar konusunda takıntılı hale gelmişlerdir. timsah derisinden miğfer ve zırh yapıp, timsah eti tükettiler. aynı zamanda akne tedavisi için timsah etini cypress yağı ile karıştırıp kullanmışlardır.
bununla birlikte en iğrenç cilt bakım teknikleri 16. ve 17. yüzyılda avrupa'da kullanılmıştır. elizabeth devri ingilteresi'nde insanlar hemen hemen her şey için kurşun ve cıva kullanmışlardır. buna cilt bakımı da dahildir ve bu uğurda pek çok ölüme ve beyin hasarına sebep olmuşlardır. gülü seven dikenine katlanır demek için bile aşırı bir sonuçla güzel ölmüşlerdir...
17. yüzyıldan kalma "the encyclopedia of folk medicine" (tıbbi halk ansiklopedisi) adlı kitap ise sivilce ve akne tedavisi için idrar kullanımını önermektedir. kitaba göre, sivilce ve akneden kurtulmak için günün ilk idrarını beyaz bir beze toplayıp bu bez ile sorunlu bölgeyi silmek, hatta bebeklerin çişle ıslanmış bezlerini kullanmak etkilidir.
kaynak: history daily
ben danla bilic sorularınızı bekliyorum
yurtta pijama giymenin yasaklanması
-
nasil lan ciplak mi dolasacak herkes?
8 köpeğin saldırısına uğrayan kadın
-
çocukların karnı acıkmış, oyun oynamak istemişler. ne vardı biraz müsade etselerdi de kadını yeseydiler.
kırşehir şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
yemek bulamazlarsa kek yesinler
dünyanın en kısa iq testi
-
türkçeye çevirenin iq'sunun tek haneli olduğu kesin olan test.
"yarasa ile top" derken ne alaka diye düşündüm sonra bat'in hem yarasa hem topa vurulan sopa olduğu aklıma geldi
trajikomik
edit : haha ntv sakinleri ekşiyi takip ediyorlar herhalde. ilk soru başlık açıldığında "bir yarasa ile topun toplam fiyatı" şeklindeydi. şimdi baktım bir sopa ve top olarak düzeltmişler
ido tatlıses'in çılgın dansı 2
-
kafasından bu mu vuruldu babası mı çözemedim.
ebru gündeş'e hediye edilen 1 milyon tl'lik tablo
-
(bkz: sıçtığımızınresmidir.jpeg)