hesabın var mı? giriş yap

  • çalışma masanızda otururken 2-2,5m üstünüzde, tam da sizinle aynı hizada bir başkasının kabahatini yapıyor olması, üstüne üstlük bir de çalışırken kafanızın üstünde sifon çekilmesi ihtimalini ortadan kaldırdığını düşününce, belki de şükredilecektir.

  • * bakkaldan alınan topun istatistik bilimini yok sayarak sanki bilerek yapıyor gibi patlayacağı yeri bulması. patlamazsa da mahallenin en öküz adamının arabasına gelmesi.

    * buluşma yerine vaktinde gelmeyen arkadaşın acaba gelmeyecek mi yoksa gelmek üzere mi sorularıyla beynin yanması

    * bisikletin zincir atması, lastiğinin patlaması, frenlerin iyi tutmaması akabinde yapılan ayar çalışmaları.

    * karma kaset yaptırılırken a ve b yüzü olmak üzere toplam 20 şarkı seçme zorunluluğu sonucu ortaya çıkan o ciğer yakan eleme çalışmaları

    * sevdiğin klibin sonuna denk gelmek

    * atari adaptörünün aşırı ısınması. 999999 oyun sanılan kasette aslında 4-5 oyun olması. bölüm bitmek üzereyken basit bir hata sonucu son canın da gitmesi.

    * internet kafede bir sitenin 4 mevsim sonra açılması. chat odaları konusuna girmiyorum bile.

    * jölenin en lazım olduğu anda bitmesi. (tanecikli jagler jölesi olan sosyetedir)

    * kayıt üstüne kayıt yapılan kasetlerin giderek kalitesini yitirmesi. ( radyodan şarkı kaydı yapanlar derneği)

    * şehir dışına yapılacak okul gezisinin aile tarafından avrupa turuna çıkmak ile aynı muameleyi görmesi.

    * sevdiğin kızın seni geç çaldırması. bir mesajın iki kontör olması.

    * klasöre o gün lazım olacak kitap defterin sığmaması. ( bir iki sene sonra elde taşımak cool hava verecek)

    * beden dersi için sınıfta kimin giyineceği. kızlar mı erkekler mi?

    * eriğine dalınan dayının camdan sizi görmesi.

    vs...

  • silah dağıtımı (g3 ve kasatura) yapılmıştır. biraz saf bir çocuk olan kemal' in kasaturası çaktırmadan alınıp saklanmıştır. kasaturanın yokluğunu farkeden kemal, etrafındakilere sormuş ama cevap alamamıştır.
    kemal: (haykırarak) gomtanım! kılıncımı çalmışlar!
    biz: puahaha.
    uzman çavuş: gülmeyin lan ibneler, kim aldı senin kılıncını?
    kemal: bilmiyom gomtanım.
    uzman çavuş: verin lan adamın kılıncını!

  • debe editi: #115674846 afiyet olsun.

    cag kebabi %100 kuzu eti veya oglaktan yapilir.
    doner cogunlukla dana + kuzudan yapilir dana eti baskindir.
    cagda kiyma olmaz.
    bazi yorelerde donere kiyma konur bazilarinda direkt kiymadan yapilir.
    cag kebabinda reyhan olur.
    donerde olmaz.
    doner tam pismis olarak servis edilir.
    bu yuzden dik olarak takilir ve yagini daha az kaybeder.
    kuzu eti zaten cok yagli oldugundan yagini kaybetse de lezzetinde eksilme olmaz.

    birinin dik birinin yatay olmasinin sebebi budur. eskiden doner de yatay yapilirdi ancak eti kuru oldugu icin sonradan dik yapilmaya baslanmistir.

    hatta bu konu hacivat karagöz neden öldürüldü filminin ufak bir sahnesinde irdelenmistir.

    ayrica;
    cag kebabinin pisirmesinin bir kismi siste donerek bir kismi ise cag ya da bico adi verilen porsiyonluk sislerde yapilir.
    cag cok yedirtir.
    doner bir yerde tikar.

    ikisinin tadi size ayni geliyorsa kotu bir haberim var;
    muhtemelen tat alma duyunuzu kaybettiniz, korona oldunuz.

  • kutsal bilgi kaynağında başlatmayı teklif ettiğim kampanyadır. sen sormazsan, ben sormazsam azalarak biteceğini düşündüğüm ünlümsü kişileri hiç değilse sözlükte görmeyeceğimizi düşünüyorum.

  • elbette yayaya çarpmak.. ki seneler önce yaşadım.. sanırım sene 1997 idi. kör bir virajı döndüm, hızım 60-65 km/s falandı. 70 yaşlarında bir teyze yola yeni adım atmıştı. beni görünce duracağına koşmaya başladı,fren mren derken muhtemelen 20 km/s civarı bir hızla kadıncağıza çarptım. önce kaputun üstüne sonra yere düştü.. hemen indim,yanımdaki kız arkadaşıma ambulans çağırmasını söyledim. etraftan koşan esnaf kadını çekiştirmeye çalıştı, oynatmayın vs dedim. neyse,kadın hastaneye ben karakola.. sadece bacağında bir morluk oluştu ama gel de bana sor.. vicdan azabı vs eşi emekli bir diş hekimiymiş ve olayı balkondan görmüş. polise "çocuğun suçu yok, bizim hanım resmen koşup arabaya çarptı" demiş ve şikayetçi olmamışlar. ertesi gün çiçek vs yaptırıp utana sıkıla evlerine ziyarete gitmiştim.. o zamandan beri yayaya çarparım diye altıma sıçıyorum..

  • 39 derece ateşle yatan 6 yaşındaki yeğenim dedesiyle konuşmaktadır:

    dede:
    -gel kızım sana bir okuyayım da, allah şifa versin benim güzel kızımaa.

    dede içinden duasını okur bitirir. torun sorar:
    -okudun mu dede?
    -okudum kızım.
    -ne yazıyormuş?

  • 18 yaşında bir neo-nazi'nin '' göçmenler bizi ele geçiriyor '' tepkisiyle siyahilerin yoğunlukta olduğu bir süpermarkete gidip rastgele 10 siyahiyi öldürerek yaptığı saldırıdır.

    saldırgan manifestosunda motivasyonlarını şöyle açıklamış:

    - göçmen saldırısı altındayız. siyahlar işlerimizi elimizden alıp çoğunluk olacaklar.

    - afrika'da yaşayan siyahlarla problemim yok ancak bu topraklara gelen hepsi işgalcidir.

    - sokakta yürüyen masum siyahi bile; çocuk doğurup benim çocuğumun geleceğini çalacağı için benim düşmanımdır.

    - ırklar arasında farklar olduğuna inanıyorum.

    manifestosunda desteklediği hiçbir grup adı göremedim. medyada ki sağcılardan nefret ediyor. ancak özellikle tekrar ettiği bir isim var; (bkz: brenton tarrant)
    yeni zelanda'da camii saldırısını yayınlayan bu adamdan etkilenmiş ve 2 sene önce niye böyle bir saldırı yaptığını araştırmaya başlamış. araştırdıkça beyazlar arasında ki doğum oranının azlığını ve göçmen istilasının ciddiyetini fark etmiş.
    burada benim, ekşi sözlük yazarı olarak altını çizmek istediğim brenton'un zamanında ukrayna'da azov batallion kamplarını ziyaret ederek orada zaman geçirdiği.
    şirketleşmiş batı medyasında bu haberin önemine dair tek kelime bulamazsın.
    neo nazi azov'un söylemlerine baktığın zaman da bu saldırganla aynısını görürsün. (lgbt bir hastalıktır vs)

    https://youtu.be/fy910fg46c4

    ben henüz saldırı yayınını izleyemedim (link olan varsa atsın)
    ancak saldırganın internete yüklediği manifestoyu okudum. ve saldırı anında ki screenshot'tan gördüğüm kadarıyla silahın üstünde '14' yazılı. ve manifestonun giriş resmi, ukrayna ordusunun parçası olan azov battalionun'da kullandığı siyah nazi güneşi. (bkz: black sun)
    2 gün önce taksim meydanında açılan 'azovu destekleyin'deki azov. zelenskyy'nin can yoldaşı olan azov.
    14 ise, ünlü (bkz: fourteen words)

    https://twitter.com/…ton/status/1525636176090120193

    amerika, bu neo naziler ile iyice boka batmış durumda. sokakta yürürken direkt olarak hedef olup saniye içinde başından mermi ile vurulabiliyosun 18 yaşında bi manyak tarafından.
    ancak abd'nin problemi, yıllardır ırkçı motivasyon ile olan bu saldırılara 'yalnız kurt' yakıştırması yapıp 'terör' olarak ele almamak. yıllardır kaçıyorlar bu terimden.
    üstüne üslük, nasıl ki orta-doğu'da kendi işlerine yarayan cihatçıları desteklediler, doğu avrupa'da nazileri açık açık destekliyorlar.
    ve olay dönüp dolaşıp; bir cumartesi akşam üstü market alışverişine çıkmış sade vatandaşın canına mal oluyor.
    otomatik silah alımına kontrol getirmemeleri ayrı bir olay zaten. ona girmeye gerek bile yok.

    siyah güneş sembolünün ukrayna ordusunun 4'te1'nin omzunda işi ne?
    nato, niye instagram hesabından neo-nazi askerinin resmini paylaşıp ukrayna'ya destek ister? niye zelenskyy 2 haftada bir siyah güneş sembollü asker fotosu paylaşıp siler?
    fox tv gibi ulusal bir kanalda neden sürekli 'beyazların doğum oranları' gibi haberler konuşulur?
    abd'de supreme court neden kürtaj yasasını değiştirmek için hamle yapar?
    abd niye 2 ay içinde milyarlarca dolar askeri yardımı ukrayna ordusuna gönderir?

    bu gibi soruları sormadan bu saldırı hakkında konuşmak bana çok ama çok boş geliyor.
    ve bilin bakalım olaydan sonra fbi, savcı,şerif vs toplaşıp ilk basın toplantısında
    30 dakika ne konuştular v?
    evet, doğru bildiniz. hepimizin başı sağolsun, bu halkı bölemeyecekler goygoyu ardından bir papaz ile yapılan toplu dua seansı.

    https://youtu.be/-hqtt6srvns

  • yaratıcı değiller. sürekli aynı kalıpları kullanarak birbirlerini gazlıyorlar.

    - çok mu güzeliz ne..
    - o senin güzelliğin canım..
    - ee çekene de bakmak lazım..
    - çok ösledim canım ya, bi ara buluşalım..
    .
    .
    .
    böyle gider bu..