hesabın var mı? giriş yap

  • siyaset müthiş bir şey değil mi lan. istediğini söylüyorsun ama yapmak zorunda değilsin. bol keseden salla gitsin aq, sanki git mi diyecekler. bende yarın amerika'ya girecem devlet baba. bakalım yani allah büyük *

  • dün akşam kızımı okulundan alınca her zamanki gibi gün içinde yaşadıklarını konuştuk, kreşte erkek çocuklardan biri çantasını kız çocuklarından birinin suratına atmış.

    kızın gözünün altı kızarmış ve muhtemelen bugün morarmıştır, kızım çantayı atan çocuğun çok şımarık olduğunu ve hep böyle şeyler yaptığını anlattı.

    sabah okula gidip öğretmeniyle konuyu konuşmak istedik, sonuçta sınıfta şiddete meyilli bir çocuk varsa ailesini uyarsinlar ve gerekli tedbirleri alsınlar diye.

    öğretmen erkek çocuğunun aşırı derecede şiddete düşkün olduğunu kendisine dahi abuk subuk kelimeler kullandığını anlattı, laf bir an gözü moraran çocuğa geldi. ailesi ne tepki verdi diye sorduk ve öğretmen kız çocuğunun annesinin ve babasının olmadığını sosyal esirgemeden geldiğini anlattı, hani hayatımda hiç böylesine şiddetli şekilde boğazımın düğümlendiğini hatırlamam.

    bu yaşta bile canım yandığı zaman ah anam derim düşünün ki bir çocuğun canı yandığı zaman hayatında sığınacağı bir ailesi yok...

    neyse uzun süredir eşimle kızıma bir kardeş yapıp yapmamayı düşünüyorduk ama sanırım artık kızımın bir kardeşi oldu bile.

    bugünden sonra hayatımızda yeni şeyler öğreneceğiz, sırasıyla çocuk esirgeme ile görüşüp koruyucu aile konusunda bilgi alacağız.

    henüz kızlarımızın bundan haberi yok, sanırım ailemiz çok güzel şekilde büyüyecek.

    sabah içimiz buruktu ama şimdi eşimle beraber karnimizda kelebekler uçuyor.

    debe edit; öncelikle güzel duygularını paylaşıp mesaj atan herkese teşekkürler.

    koruyucu aile olma konusunda herhangi bir bilgimiz veya tecrübemiz yok ama insan yaşamı boyunca öğrencidir ve her yeni gün bir derstir, dün akşam ilk adımı biyolojik kızımızı bu duruma hazırlamak için attık, oyun oynadığımız sırada ufak ufak ona yeni kardeşiyle ilgili sorular sorup sınıfta aralarının nasıl olduğunu anlamaya çalıştık. konusunda uzman ve kızımızla ilgili konularda sürekli görüştüğümüz pedagog doktorumuzla önümüzdeki günlerde görüşmemiz var, bu görüşmede her iki kızımıza nasıl yaklaşmamiz konusunda bilgi alacağız.

    önümüzdeki hafta sosyal esirgeme ile ön görüşme yapıp kızımızın durumu hakkında bilgi edinmeye çalışacağız, yani sonuç ne olursa olsun bu yola baş koyduk ve çok heyecanlıyız.

  • son osmanlı padişahı vahdettin'i, bütün tarihi gerçekler ortadayken, hakandı, halifeydi, şahbabamızdı, milletine aşıktı vs.. diyerek övmenin tek sebebi kendisinden sonra kurulan cumhuriyetten, ve özellikle ülkenin laik bir karakterde olmasından nefret etmek olmalı. yoksa kendisine en büyük sempatiyi duysanız bile hakkında yapabileceğiniz en insaflı objektif yorum 'hiç beklemediği halde kendini oturur bulduğu tahtı dolduracak kapasitede biri değildi' olabilir.

    sığındığı ingilizlerin himayesinde yaşasaydık, bağımsız olmayaydık da yine de başımızda bir halifemiz bulunaydı gibi düşüncelere kapılan arkadaşlara ingilizlerin aynı dönemde (birinci dünya savaşı sonrası) hindistanda yaptıklarını, çin'de japon-ingiliz çekişmesini ve çinlilerin çektiklerini okumalarını tavsiye ederim. eğer hala ingilizlerin insaflı efendiler olacağını düşünüyorsanız belki şu anektod o dönemde batının osmanlıyı nasıl gördüğünü anlatır size:

    vahdettin ingiltere'ye sığındıktan sonra ünlü amerikan şovmeni, barnum&baily sirkinin sahibi p. t. barnum ingiliz kralı 5. george'a telgraf çeker, 'size sığınan padişah ve karılarını sirkimde sergilemek istiyorum, kendileri için çok iyi ücret öderim' der. kral george buna çok güler, telgrafı pek çok insana okutur, epey eğlenir. (kaynak: lord kinross'un osmanlı tarihi)

    bugün barnum'un sirki yok, ama vahdettin'in peşinden şevkle gitmek isteyenler kendilerini internette sergileyip kimilerine eğlence kaynağı yaratmaya devam ediyorlar.

  • asıl sorun nusretin o an sahada olabilmesidir. nasıl girdi, kime kaç riyal akıttı bilen var mı?
    edit: fifa başkanı gianni infantino nusretin kankitosuymuş. insan böyle hayırlı dostlar biriktirmeli işte.

  • sarkinin sozleri kemalettin tugcu tarafindan turkceye de cevrilmistir.. ustadin 'hunhar suclu' adli eserinden aynen aktariyorum:

    pencereye yanastigi vakit
    bir de ne gorsundu
    cresendoya kesmisti ortalik
    kizcagizin evine girmis
    halida kan lekeleri falan
    anlatilir gibi degil yani
    yavrucak masanin altina saklanmis
    caresiz bir haldeymis
    usuyormus ayaciklari
    oradan yatakodasina seyirtmis
    sonu gelmismis minik yavrunun

    ayse iyi misin evladim
    ayse iyi misin
    iyi misin ayse
    ayse iyi misin
    evladim iyi misin
    iyi misin ayse
    ayse iyi misin
    iyi misin ayse
    sana diyorum ayse
    iyi misin
    ayse iyi misin
    iyi misin ayse

    ayse iyi misin
    ayse konusur musun lutfen
    bir isaret var pencerede
    bagirttirmis seni herhalde
    ayseeee!
    kizcagizin evine girmis
    halida kan lekeleri falan
    anlatilir gibi degil yani

    seyirtmissin yatakodasina
    ne fayda
    vaden yetmis aysecik

    ayse iyi misin
    cocugum iyi misin
    ayse iyi misin
    iyi misin
    hunhar bir suclunun
    saldirisina ugradin

    avluya gelmisler
    gunlerden pazarmis
    ne kara bir gun, yazik
    suni teneffus mu dersin
    usuldan kalp atislari mi
    kar etmemis
    ahh ayse ah
    ayse iyi misin
    evladim ayse iyi misin
    iyi misin ayse
    ayse iyi misin

    ayse konusur musun lutfen
    iyi misin

    ayse iyi misin
    cocugum iyi misin
    iyi misin ayse
    ayse iyi misin
    iyi misin ayse
    hunhar suclu
    vurdu seni

    tamam, tantana yaratmayin
    toplanmayin lan dagilin

    iyi misin aysecik
    gulec yuzlu cocuk
    iyi misin
    ayse iyi misin

  • "düğünde tüm gözler üzerindeyken çıkışta eniştesinin kartalına binip annesinin kucağında eve dönen genç kız gibi bakıyorum hayata..."

  • orfoz son derece ürkek bir balıktır. kendisi için tehdit olarak algıladığı en küçük şey için bile yuvasının derinliklerine kaçar. bu noktada önemli olan balığı vurmak değil vurulan balığı yuvasından dışarı almaktır. şöyleki vurulan orfoz solungaçlarını açarak kafasını şişirir. ve dışarı çıkarılması çok güç bir hal alır. bu yüzden orfoz avcılık açısından kolay değil zor bir balıktır. 94 yılında avı yasak değilken vurduğum 8 kiloluk bir orfozu yuvasından dışarı almak için 3 saat uğraştığımı bilirim...
    sanılanın aksine bu balığın neslini serbest dalış ile balık avlayanlar değil, gece ve tüple avlananlar kurutmuştur. ağırlığı 1 kiloyu bulmayan orfozcukları kolay para için vurup turistik restoranlara satmaktadırlar. bilinçli zıpkıncı 5 kilonun altındaki orfoza zıpkın sıkmaz. sıkarsa seneye o bölgeden orfoz alamayacağını bilir çünki.