hesabın var mı? giriş yap

  • çocuk sesinden rahatsızlık değil mesele arkadaşlar bunun 7/24 olması. an geliyo işten yorgun argın geliyor ve sadece sessizlik istiyor insan. zihnen yorulan işlerde çalışan insanlar ne demek istediğimi anlar. çocuklu ailelerin anlaması gerekiyor ki orada sadece siz yaşamıyorsunuz, hastası olan var, ertesi gün sınava girecek olan insan var, var da var..

  • "paint terk" esprisi yapacaklara kötü haber: microsoft'un 32 yıldır ürünlerinde yer verdiği paint uygulaması windows 10'un yeni sürümünde olmayacakmış.

    türkçe kaynak

    ingilizce kaynak

    pokemon'un, nokia'nın, çocuklar duyması'nın, nintendo'nun geri dönüşüne sahne olan 2017'ye bir sen mi fazla geldin? yine bize hüsran yine bize paintbrush...

  • the underrated king!

    butun hikaye boyunca harry ne kadar tehlikedeyse, ron da o kadar aksiyonun, tehlikenin icindeydi. ustelik surekli fikirleri kulakarkasi edilen, en yakinlari tarafindan bile alttan alta "ya ron iste" denip gecilen bir profil olarak gorulmesine ragmen. herkes birini pohpohlarken ilerlemek kolay; ron ise surekli olarak "imdat cekici" gibi gorunmesine ragmen motivasyonunu kaybetmedi.

    sadece sonlara dogru harry ile (hortkuluk'un da etkisiyle) aralari acildiginda artik dayanamadigini gorduk. ancak oraya kadar en yakin arkadasinin ailesi tarafindan neredeyse kendisinden bile cok sevilmesi, sevdigi kizin surekli kendisine "yav hee hee" cekip yaptiklari gormeden "heagriey heagriey" diye kosturmasi ve bence daha da onemlisi potter'in kaybedecek hic bir seyi kalmamisken ron'un kocaman bir ailesinin olmasi ust uste birike birike gelen seyler.

    eyyamci secmen sapka bile "bir weasley daha" dedi ilk olarak. ulan sen buyulu, belli bir gorevi olan bir itemsin, yorum yapmak sana mi dustu pust. yamali pelerinler, abileri yuzunden bela olmus bir soyisim, hayvani bir fakirlik ve surekli bir horgorulmeyle bogustu ana hikayenin yaninda bu cocuk. kac kere de gotlerini kurtardi ama her seferinde sasirdilar, bir kere bile yakistiramadilar bir fikir cikmasini. sonlarda bile yaptigi ust uste efsane cikislarda hermione hala sok oluyordu.

    tum bunlar bir yana ozellikle bana gore yaptigi en muhtesem sey harry'nin surekli "benim icin sunu yapmayin", "benim icin olmeyin", "benim icin, benim icin..." diye gezdigi anda artik dayanamayip "lan oglum sen ne sikim bir gerzeksin, bu olay senden cok daha buyuk. o kadar olenler senin icin mi oldu amk" diye suratina patlattigi andi. yemin ederim hic bir sahnede daha fazla sogumadi cigerim. benim icin nirvana noktasi buydu. ama kral o kadar iyi yurekli ki bunu bile cok uzatmadan kestirip atti.

    ne zaman ne gerekiyorsa onu yapti. show, bencillik, kiskanclik vs. hic bir seyi fazla abartmadan bir sekilde cozdu ve yoluna devam etti. bu hikayede yaptiklari ile adinin hakkini vermek arasinda bir oran olsa en tepede altin harflerle ron weasley yazardi.

  • kısa yanıt verme özelliklerinin olmaması.
    22 yaşındayım, şu ana kadar annemin evet ya da hayır diyerek cevap verdiği tek cümle duymadım bilmiyorum.

    *anne ebru beni aradı mı?
    -aradı. duşta dedim. tamam teyzecim çıkınca beni arasın olur mu dedi. ben de tamam kızım ben söylerim arar o dedim. o da sağol teyzecim iyi akşamlar dedi. sen sağol kızım dedim.

    *anne hava soğuk mu?
    - ne soğuk ne sıcak. kaban alma terlersin. hırka da az gelir. şal al bi de yanına. takma şalı istersen çantanda dursun üşürşen sarınırsın.

    *anne botlarımı gördün mü?
    - gördüm tabi. atmışsın yine birini bi yere birini bi yere. aldım temizledim gazete sepetinin üzerine koydum. oradadır. sen nereye bıraktığını bile hatırlamazsın tabi. kaç yaşına geldin...

  • bir süredir takip ettiğim tattoo sanatçısı. uygun koşullar sağlandığında muhtemelen kendimi dövdüreceğim sanatçı. berlin'de ikamet ediyor ve önümüzdeki iki yıl dolu. işin tuhafı sadece 2-3 senedir dövme işi ile uğraşıyor ve sanırım akademi vs mezunu da değil. ama motifleri, vücuda konumlaması... olağanüstü

    websitesi;

    http://www.dotstolines.com/

  • buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun new york
    uzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya
    dusurur ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin
    tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. "pardon. ben
    neredeyim acaba?" diye sorar. "yerden 500 feet yukseklikte bir balonun
    icindesin"der adam.
    yonetici sinirlenir: "sen muhendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?" "cunku basim belada ve sana bir
    soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yoneticisin degil mi?" "evet sen nereden bildin?" "cunku
    yerden 500 feet yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun. pusulan yok,
    berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."

  • eğer rahat ve huzurlu bir yaşam istiyorsanız, "çok fazla parada gözüm yok" diyorsanız, ihtiraslarınızın değil keyfinizin kölesiyseniz; bölüm olarak tek tercihiniz resim öğretmenliği olsun.

    * işsizliğin kol gezdiği türkiye'de, en çok personel alımı yapan kurum millî eğitim bakanlığı'dır. resim öğretmeni, her okulun ihtiyacıdır. olmazsa olmaz.

    * mezun olduktan sonra ilköğretim okulunda çalışmaya başlarsanız; 90 gün kafa, 15 gün şubat, 23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos, 29 ekim, 9 gün ramazan, 9 gün kurban, 48 gün cumartesi, 48 gün pazar tatili yaparsınız. bir de rapor çakarsanız sizden güzeli olmaz. yanaklarınız al al olur; semiz, gürbüz bir insan olursunuz.

    * bir öğrencinin resim, heykel gibi sanat dallarına yeteneği yoksa, velisi bunu olgunlukla karşılar. matematik kötüye gidiyorsa; veli okulu istila eder, öğrencileri rehin alır, müdürü yakar, hademeyi keser.

    * müzik öğretmeni her pazartesi sabahı ve cuma akşamı okulda hazır bulunmak zorundadır. gecede 30 bin dolar para alan şarkıcı müsveddeleri "ay sabah sabah sesim hiç çıkmıyor" derken, müzik öğretmeni, her pazartesi sabahı "koooork maaaa" diye ses vermektedir. beden eğitimi öğretmeni okulun kadrolu bodyguard'ıdır. resim öğretmeni "yapma yavrum" dese yeterlidir. hatta onu bile demese olur.

    * ödev vermek, ödevleri okumak -daha doğrusu bakmak- kolaydır. resim ödevlerinin %96,78'i* yavrucağın annesi tarafından yapılmaktadır. tam not verirseniz; hem yavru, hem annesi hem de sülalenin geri kalanı memnun olur.

    * tahminimce öğrenciliği zordur, ama istikbâli parlaktır. millet hastanelerde, plazalarda, fabrikalarda tırmalayıp, 7 günlük iznin hayalini kurarken, siz izinleri kuru bamya gibi dizip balkona asarsınız.

  • savaş çanları çalmaya başlasın dedirten olay.
    beyler şimdi sıçtınız işte.
    gelsin ayrılıklar.

    edit: bilal'e anlatır gibi yapıyorum.
    1 tık mesaj senden server'a gitti beklemede
    2 tık serverdan karşı tarafın telefonuna gitti( telefon stand-by da ise notification kısmında görülmüşse açılmamışsa ne olmuşsa olsun kesinlikle okundu denilemezdi!)
    3tık ( 2 tık + mavi ) okundu sıçtınız.

    edit2:
    kişisel tavsiyem notification barında görebildiğiniz kadarıyla görüp mesajı açmayın, sonrası dırdır bilionuz.

    debe editi:
    yıllardır iki tıkın karşı tarafın mesajı [caps lock=on]okumadığını[caps lock=off] insanlara anlatmaktan baygınlık gelmişti, yine anlatayım dedim debe'ye girdi, ekşi itiraf ayrılan yalnız insanlarla dolu, hep bir suçlama hep bir hedef gösterme, ulan sen sevgiline güvenemiyorsun mutlu olmayı neden hakedesin ki?

  • çok daha korkutucu olanı şu açıklamadır:

    "kasar köyü civarındaki ölçümlerin ardından görüştüğümüz köprübaşı ilçesi akp’li belediye başkanı zafer mergen, seçim sürecinde bu türden bir çalışmaya sıcak bakmadığını söyledi. mergen, ilçesinin adının böylesi bir çevre sorunu ve radyasyonla anılmasının ilçeye zarar vereceğini ileri sürdü."

    zafer mergen'in söylediklerinden anlıyorum ki radyasyonun bahsi, radyasyonun kendisinden daha fazla zarar veriyor. söz konusu yerel seçimse kanser teferruattır!

  • başlık: geçen abilerdeyiz namaz kılıyoruz

    1.secdeye yattık hamza abi hapşurdu kafamı kaldırdım çok sev dedim. cemaatden atıldım fotoğrafımı bütün abi evlerine dağıtmışlar şansımı birde ablalarda deniycem