hesabın var mı? giriş yap

  • merhaba, yine bir askerlik anısı ile karşınızdayım. bu satırları fethullahçı, sorosçu, sırp dölü ve yobaz olduğum için yazıyorum, arz ederim. kuş gribi ile tsk arasında nasıl bir bağlantı var demeyiniz, vardır. bunu aslında çifte standart, padişahlık gibi başlıklara da yazabilirdim. her yere uyar.

    bu kuş gribi hastalığı beni tavuktan daha doğrusu beyaz etten soğutmuştur. askerden geldikten sonra uzun süre tavuk ve yumurta yemedim. şöyle ki: aralık 2005-mayıs 2006 tarihleri arasında 307. kısa dönem olarak askerliğimi yaptım. sanırım 2005'in ekim kasım aylarında bu kuş gribi yine nüksetmişti. hal böyle olunca tavuk fiyatları dibe vurmuştu. üreticilerin elinde aşırı miktarda işlenmiş tavuk birikmişti. bunlar çöpe gidecekti ki üreticinin kara gün dostu tsk toplu alım yaparak depoları tavukla doldurmuştu. 26 günlük acemiliği saymıyorum, hava kuvvetleri karargahı'nda 130 gün askerlik yaptım. 130 kahvaltı boyunca yumurta çıktı. 130x2=260 öğün öğle ve akşam yemeği yedik. bu 260 öğünün ortalama 250'sinde tavuk ve hindi vardı.

    rütbeliler bizi rahatlatmak için bile bir açıklama yapmıyordu, ara ara mutfakta çalışanlar, temiz canım, pişince mikrop kalmaz, askere bir şey olmaz gibi önlemleri bizimle paylaşıyordu.

    peki sorun nerede? aynı dönemde ben karargah restoranında çalıştığım için biliyordum, yazılı bir emirle komuta mutfağına tavuk ve yumurta girmesi yasaktı. ikinci emre kadar. komutanlar bu süre içinde tavuklu hiçbir şey yemediler, tatlıları yumurtasız olanlardan yapıldı.

    madem kuş gribi tehlikesi komutanlar için vardı, mehmetçik için neden yoktu? mehmetçik tavuk yumurta yiyorsa komutanlar neden yemiyordu?

    bu sorunun cevabı türkiye'de tsk'nın konumunu, askerî vesayetin vatandaşa bakış açısını açık etmektedir:

    çünkü tsk mensupları hanedan mensubudur, vatandaşlar ise canları ile hanedanı yaşatan reaya. bu rejime tüm dünyada feodalite türkiye'de cumhuriyet denmektedir.

    afiyet olsun.

  • uluslararası uzay istasyonuna roket fırlatıldı ama nasıl ilerleyecek ve istasyona nasıl varacak bunu detaylı anlatalım;

    elon musk'ın sahibi olduğu spacex'in uzaya yollayacağı falcon-9 roketi 30 mayıs 2020'de türkiye saati ile 22.22'de uzaya fırlatıldı başarılı şekilde. yaklaşık 19 saat içinde uluslararası uzay üssüne sabitlenmesi bekleniyor. yani 31 mayıs'ta türkiye saati ile 17.30'da uluslararası uzay üssüne varacak ve birleşerek sabitlenecek.

    bu arada, falcon-9 roketi 1969 yılında aya gönderildiği düşünülen apollo11’in fırlatıldığı yerden fırlatıldı.

    peki bu nasıl oluyor ve olacak ;

    falcon-9 roketi fırlatıldıktan sonra yerden 8 km yüksekliğe 01:00 dakikasında
    30.km'ye 01:50 dk
    50.km'ye 02.12 dk
    100.km'ye 02.56 dk
    150.km'ye 03.48 dk
    200.km'ye 05.46 dk ulaştı.

    yerden 200 km yüksekliğe ulaştığı anda o yükseklikte kaldı. 200 km'ye ulaştığı ilk anda hızı 12000km/h idi. sonra hızı 27000km/h oluncaya kadar 200km yükseklikte kalmaya devam etti. yaklaşık 3 dakika sonra kalkıştan 08.38 dakika sonra hızı 27000km/h oldu ve yörüngeye sabitlendi, yani dünya yörüngesine.

    uluslararası uzay istasyonu(iss) standart olarak dünyanın yörüngesinde yerden yaklaşık 400km yükseklikte saatte 27600km/h hızla ilerliyor. yörüngesi yerden 330km-435km arasıdır. neden bu mesafede geziyor uluslararası uzay istasyonu çünkü bu mesafeler alçak dünya yörüngesi(ady) içinde bulunuyor. yapay uydular yani iss ve falcon-9 roketi gibileri için ady yüksekliği genellikle 300 km'den daha az değildir çünkü daha az yüksekliklerde atmosferik sürüklenmeye karşı yörüngeyi sabitlemek fazladan yakıt harcanması gerekeceğinden elverişsiz olacaktır.

    alçak dünya yörüngesinde dengeli bir konum elde edebilmek için gerekli olan hız 7.8 km/s değerindedir ancak yörüngenin yüksekliğinin artmasıyla dengeli konum için gerekli bu hızın miktarı azalmaktadır. örneğin 200 km yükseklikteki dairesel bir yörünge için gerekli hız miktarı 7.79 km/s (28000km/h) ve 1500 km yükseklikteki dairesel bir yörünge için gerekli hız miktarı 7.12 km/s (25632km/h) olarak hesaplanmaktadır. alçak dünya yörüngesine erişmek için gerekli olan hız değişimi 9.4 km/s civarında başlar. ady yörünge hızı olan 7.8 km/s (28,080 km/h) değerine ulaşmak için gerekli olan, fırlatma aracının hız değişimi değerinde atmosferik ve yer-çekimi kaynaklı sürüklenme sebebiyle 1.5–2.0 km/s kadar artış olur.

    şimdi falcon-9 roketi 200 kilometreye 05.46 dakikada ulaştı ve 08.38 dakikada 27bin km hıza ulaştı ve yörüngeye sabitlendi ufak hız değişimleriyle. sonra kademeli olarak dünya yörüngesinde yavaş yavaş yükselmeye devam ediyor. yaklaşık 3 saat içinde yerden yüksekliği 420 kilometreye ulaştı. uluslararası uzay istasyonu o sırada yerden 425km yükseklikte idi.

    falcon-9 yörüngeye sabitlenip uluslararası uzay üssünü takip etmeye başladı. aralarındaki mesafe türkiye saati ile 02.43'te 634km iidi. saatte yaklaşık 42km yaklaşarak 17.30 civarında iss kapsülüne yerleşmesi bekleniyor.

    bir iki ufak bilgi daha ekleyeyim;

    falcon-9 roketi şuan yerden 415km yükseklikte, çıkacağı max yükseklik 745km civarı. daha yükseğe çıkamaz. ady yani alçak dünya yörüngesinin irtifası 160km-2000km arasıdır. şuana kadar çıkılan en büyük yükseklik -aya gittiği varsayılan apollo11 hariç- yerden 1374km yukarısı. abd'nin 1965'te yolladığı gemini11 roketi 1374km yüksekliğe çıkmıştı. aya gitme hariç daha yükseğe çıkılmadı.

    çok başarılı bir fırlatmaya benziyor çünkü astronotlar titremedi bile. astronotlar kalkıştan 4 saat sonra elbiselerini çıkarmış nasa stüdyosu ile canlı bağlantı halinde geyik muhabbeti yapıyorlardı. yani yaklaşık bir saat önce. eğer başarıya ulaşılırsa ilerde çok güzel şeyler yapılabilir.

    edit: şuan kalkıştan 05:22 saat sonrası. hızı saatte 27586km. yerden yüksekliği 414km ve uluslararası uzay istasyonu ile arasındaki mesafe 569km.

    edit 2 ; an itibariyle ile falcon-9 ve uluslararası uzay istasyonu arasındaki mesafe 382 km’ye inmiş durumda.

    edit 3; şuan 27608km/h hızla yerden 413km yükseklikte devam ediyor. iss ile arasında 313km mesafe kalmış durumda. birleşme 17.30’da bekleniyordu ama sanki biraz sarkacak gibi gözüküyor.

  • dibine kadar yaşadığım yıllar.

    sadece otobüsler değil, hastaneler, resmi daireler, uçaklar, okullar vs aklınıza gelebilecek her yerde içerdik (iyi bok yedik!).

    -üniversitede ders aralarında sınıfta içerdik. mız mız edenolursa koridora çıkardık.
    -uçaklarda en arkadaki 4-5 sıra sigara içenlere ayrılırdı. check-in sırasında "sigara içilen bölüm lütfen" derdik.
    (önce iç hatlarda sonra dış hatlarda kaldırıldı)
    -sınıflarda ders sırasında öğretmenlerin sigara yakması normaldi.
    -muayene sırasında doktorlar içerdi. ağzında sigara ile muayene eden doktorları hatırlarım.
    -üniversitede sınavlar sırasında (vize-final) sigara içmemize izin verilirdi. 2 saatlik sınavda yarım paket sigara bitirirdim!
    -şehir içi minübüslerde içerdik.
    -devlet dairelerinin her yerinde her odasında içilirdi.
    -bankalarda işlem için beklerken sigara içerdik.
    -sinemalarda içebiliyorduk.
    -otobüslerde kek-meyva suyu ikramı modasından önce tepsi ile sigara ikramları vardı. muavin elde tepsi bütün koltuklara tutardı. hatta yanında ateşi olmayanlar için tepside çakmak da olurdu.
    ve daha daha nerelerde içerdik..

    her yerde sigara içilmesinin en vahim tarafı ise o yıllarda içilen sigaraların kalitesiydi. her ne kadar kaçak sigaralar olsa da sigara içenler ya maltepe sigarası ya da samsun sigarası içerlerdi. bunların kokuları çok ağır ve kötüydü. hele maltepe'nin kokusu (ki en yaygın içilen sigara maltepe markaydı) adamı bayıltacak kadar ağırdı.

    bir de bu sigaralarda kullanılan tütünün yavaş yanmasından dolayı yakılan sigaralar en az 10-15 dakika yanık kalırdı. bunların uzun versiyonlarını ise (uzun samsun gibi) yarım saatten fazla içtiğimiz olurdu lan! iç iç bitmezdi.

    ***

    atatürk'ün yaptığı devrimlerin ardından bu ülkede yapılmış en büyük devrim sigara'nın kapalı alanlarda içilmesinin yasaklanmasıdır.

  • yalın'ın yeniden şarkısı altına yapılan yorumdur. bilmeyenler için; klipte otobüste göz göze gelip aşık olduğu kızı arayan ve sonunda kızla buluşan bir çocuğun hikayesi anlatılıyor.

    --- spoiler ---

    aynısı banada olmuştu = bir kez dolmuşa binmiştim dolmuştaydık, kız arka koltukta oturuyordu beni eliyle dürttü arkadan bi öğrenci alırmısın dedi , orda bakıştık sonra şöföre verdim sonra kız beni tekrar dürttü paramın artanı nerde dedi ben de şöför e söyledim 25 krş aldım kıza verdim bi daha bakıştık ben etkilendim kızdan sonra kızın kulaklığından gelen sesi dinledim , her günüm isyanla dolu falan diye bir şarkı dinliyordu onu aklımda tuttum googl a yazdım arsız bela nın şarkısıymış face den arsız belanın beğenilerine baktım 2 saat ugraştım kızı buldum adı neriman mış bunun facesini ekledim 3 gün sonra kabul etti sonra bana bende seni çok aramıştım dedi , ben de niye aradın dedim ben dolmuşta sana 2 milyon vermiştim öğrenci 1.5 milyon değilmi. nerede benim 250 binim dedi. ben şaşırdım dedim buluşalım bir yerde 250 binini vereyim dedim. sonra bi okulun bahcesinde buluştuk. kız abileriyle birlikte gelmiş. hani lan bu kızın 250 bini dedi bi tane abisi, hepsi orada beni dövdüler. cebimdeki 3 milyonumun hepsini aldılar eve yürüyerek gittim
    --- spoiler ---

  • velkamtı orta doğu ülkesi havaalanlarından birine daha.
    hem diyorsun ki frankfurt gibi bir hub alanı ekarte edecek, hem de koyacağın isme bak.
    aman neyse bu memleket işleri beni çok geriyor.
    gençler öne çıksın, tartışa dursun. ben nohut pişircem.
    ekşi sözlük teyzesiyim.

    not: nohut tarifi istemeyin.

  • yanlışlık olmasın diye söylüyorum:

    barış getireceğini iddia eden hdp daha 2 gün önce bu örgütün kurucusu ve liderinin posterleri gölgesinde yürüyüşler yaptı.

    ancak tabi bizim sıradan akıllarımızın almayacağı bir şeyler vardır. mit filan yapmıştır. ondan hdp harika bir örgüt.

  • dayının tekstil sektöründe olması ve alüminyum folyodan takım elbise giymesi tekstil ürünlerinin durumunun ne kadar vahim olduğunun göstergesi aq.

  • aşşağıdakiler sadece kendi deneyimlerim olup hiç bir bilimsel yanı yoktur.

    lucid dreaming in tehlikeli taraflarıda yok diğildir.
    bazen işler istediğiniz gibi gitmeyebiliyo. mesela rüya olduğunu biliyosunuz ama kontrol sizde olmuyo. ilk denemek isteyenler için verebileceğim en iyi tavsiye şudur.
    akşam erken yatın öyleki sabah güneş doğmadan önce uyanın. yüzüstü olmamaya dikkat edin(bu çok zor oluyo işte).uyandıktan sonra hemen tekrar gözlerinizi kapatıp ciğerlerinizdeki havayı dışarı verip tekrar uyku moduna geçin. büyük ihtimalle başarırsınız. ama yinede;
    1-konforlu olduğunuzdan emin olun yani yatağınız falan rahat olsun rahat bir pozisyonda uyuyun
    2-odanın sıcaklığı çok yüksek olmasın çok düşükte olmasın
    3-en önemlisi bu, odanın havası temiz olsun.

    olabilicek kötü şeyler (yani başıma gelenler)

    1-yüzüstü uyuduğum ve denediğim zaman;
    odamda zifiri karanlıkta ellerimi hiç kullanmadan ayaklarımın üzerine dikildim nefes almak çok zordu .
    çünkü etrafımda kalın bir sis tabakası vardı hiçbir hareketimi yaparken zorlanmıyodum ayaklarım yere basmıyo gibiydi ama çok huzursuzdum yani hafiflik falan yoktu. hiç anlamadığım sesler.tekrar
    yatağa attım kendimi uyanış.

    2-sırtüstü yatarken ama aşırı sıcak havasız bir ortamda;
    yavaş yavaş yükselmeye başladım tavana doğru
    etraftan tuaf sesler geliyodu telefon numarası tuşlama sesleri ve konuşan bi kadın ama sanki santralde konuşurmuş gibi konuşuyodu. tavana doğru gittikçe sıkışmaya başladım sonrasında uyandım hemen.

    peki ya başarılı olursa?
    güzel oluyo ama unutulmaması gereken bişiy var astral seyahat diğil bu sadece rüyada olduğunun farkına warmak. yani bazı olayların gelişmesini engelliyemiyosunuz. bilinç altı sizin kontrolünüze çoğu zaman baskın çıkıyo. yani siz sadece bilinç altından size sunulan seçenekler arasından seçimler yapıyosunuz (tabii başlarda). herzamanki gibi yazılı herhangi birşeyi okumak mümkün diğil.
    tabi ezberinizde varolan bişiy diğilse.(en azından ben okuyamıyorum).
    psikoloji okuyan bir arkadaşım var o bi alet göstermişti virtual reality gözlüğü gibi bir nesne.
    kullanılış sistemi çok basit ama deniyemedim.
    alet rem göz hareketlerini yakalayıp devreye giriyo
    hafif bir ses ve kırmızı ışık sinyali veriyo. sesi sizi
    uyanık konuma birazdaha yaklaştırıyo. kendinizi önceden "kırmızı ışık görürsem bu lucid dreamer aletinin ışığıdır" diye telkin edip olaya giriyosunuz.
    rüyanızda kırmızı ışığı gördüğünüz zaman (mesela o ışık rüyanızda size trafik ışığı olara gözükebilir)
    rüyada olduğunuzu anlıyosunuz. bayaa bi işe yarıyomuş galba.eylenceli oluyo uğraşmak yani kitabını falan okumadan araştırma yapmadan deniye deniye.insanın vaktinide çalmıyo. bide bigün olurda su içmeye yada tuvaletinizi yapmaya kalktığınız zaman geri döndüğünüzde kendinizi yatakta yatarken bulursanız öyle çok şaşırmayın.

  • okuduğunda bana kızacağını biliyorum ama yazmadan edemedim. benim kocamın ilk tepkisi oflayıp, puflayıp kendini hazır hissetmediğini söylemek oldu. gerçi o biraz tuhaftı; iki gebeliğimde de benim canım hiç özel bir şey çekmedi ama kendisi 9'ar ay aşerdi. aşerince de gece dörtte ağır ateşte zeytinyağlı fasulye pişirip sabah altıda yediğine şahit oldum. ben öğürdüm o kustu, koku hassasiyeti benden daha fazlaydı. maalesef doğum sonrası fazla kilolarını da veremedi...

  • unutmayın ki e-5'te zaman göreceli akar. bu nedenle minibüsün içinde beklemekten iskelet olmuş kızınızı görebilirsiniz.