ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pms diyalogları
-
-hayatım ne oldu?
-neye ne oldu?!
-ne biliim yüzün biraz solgun gibi...
-nasıl yani, kötü mü görünüyorum?
-yok hayır ne ilgisi var?
-ne yani ilgisi yok mu?
-ya üff, hasta mısın?
-yaa hastayım evet, var mı diyeceğin!
-nooldu şimdi ya?
-neye nooldu? karnım ağrıyo tamam mı?
-tamam...
-ne demek tamam, benim canım acıyo diyorum!
-peki ne yapayım, ilaç ister misin?
-hayır, hiçbişi yapamazsın, yapamazsın!
-ağrıkesici vs. ister misin?
-hayır istemem, kimyasal ilaçlar kullanmamalı demiyo muydun sen?
-evet de hastasın diye!
-yaa başın ağrıdı di mi, çok mızmızlandım...
-ya ne ilgisi var şimdi, senin için...
-yok yok istemiyom, hiçbişi yapma benim için!
-.....................
-bana çikolata alsana...
geceye bir gastronomi bilgisi bırak
-
zeytinyağlı yemekler salça ile yapılmaz. mevsimi ise taze domates, yoksa yazdan hazırlanmış domates sosu ile yapılır.
salça, zeytinyağlı soğuk yenen yemeklerin tadını bozar.
facebook'ta tanışmak için atılan ilk mesaj
-
gamze merhabalar,
kusura bakma, böyle yırtık dondan fırlar gibi mesaj atıyorum ama inan bana niyetim kötü değil.
siyasi görüşüm kemalizm demişsin, ben de vardar ovasını çok severim mesela:) ortak yanlarımızın olması, gelecekteki ilişkimiz için bence çok önemli.
peki ya sence?
profilime bakarsan, bir çok kız arkadaşım olduğunu göreceksin. ama tek gecelik, geçici, ateşli ve sonunda mutlaka övgüler aldığım ilişkilerden sıkıldım, artık daha kalıcı şeyler arıyorum. (mesela 2 gecelik. hahahaha espri yaptım kız, hemen bozulma:)) esprilerime alışmak zorunda kalacaksın, hepsi birer bombadır, uyarmadı deme:))))))
mesajını bekliyorum
mustafa
(jeoloji müh.)
baba kız diyalogları
-
-gece birde evde ol.
-neaaa??15 yasındaki çocuklar bile o saatte girmiyolar eve .
-onnarın babaları zengin o zaman.
-ne alaka ya..
-o saate kadar içki sigara masrafını karşılayamam ben senin, evine vakitlice gel, tassarruf et.
11 yaşındaki çocuğa ilişki teklifi yapmak
-
yurt dışında da çokça örneği görülen olay. hatta bir program vardı internet üzerinden pedoları bulup ifşa ediyorlardı reality show tadında. tabii işin içine polis vs. de giriyordu. aslında bizim ülke için de fena olmaz lan. hem sapıklar yakalanır hem de deli gibi reyting alır. acun ılıcalı'yı göreve çağırıyorum.
edit: neil manke söyledi programın adı to catch a predatormış.
italyan erkeği
-
turk erkeginin yagsiz ve imkanlar sayesinde daha iyi giyineni (daha iyi gelir dagilimi, ve marka olmus tekstil sektoru sayesinde). baska numaralari yok, 1 sene italya'da yasayinca anliyorsunuz. 35 yasinda anasiyla yasayan adam dolu roma'da.. bizimkiler hic olmazsa ev araba alma cilesinde.. hor gorulen turk erkeginden daha seviyesizce espriler yapilan erkek muhabbetleri var.. ayrica en az (hatta daha fazla) turk erkegi kadar abazalar.. pardon turk erkegi abaza tabi italyan erkegi "yatakta bir harika canim hic durmadan kadinligimi hissettirdi"..
komplimani italyan yapinca "ayh cok zarif, kelimelerle adeta bedenimi yaladi", turk yapinca "ne diyosun sen be pis sapik!?" oldugundan kalani geciniz. yabanci hayranligi sagolsun, turk erkegi en son size iltifat ettiginde 3. sinif hollywood filminde bayat komiklikler yapip bardan hatun kaldirmaya calisan ezik bir loser kafaniza yer etti ve oyle kaldi, gelin itiraf edin.
is yerine surekli yemek icin gelen turk erkegi birden (birden kismi onemli bak) "bu güzellik nerden geliyor hep aynısın bu tempoda" dese adami dogduguna pisman edersiniz. hicbirsey olmasa oyle soguk bi bakis atar yalandan gulersiniz ki adam kadinlardan sogur.
"valla o an ne diyim bilemedim "pezzo di merda!" dedim ve yanındaki arkadaşı döndü "italyancada iyiymiş" dedi güldük vs."
işsiz olmak
-
tarif edemeyeceğim kadar iğrenç bi durum. umutlarla okursun, ingilizce öğrenirsin. uğraşır didinirsin. staj falan yaparsın. ondan sonra hastalanır 1,5 yılın tedaviyle geçer askerlik ve yüksek lisans yapayım der ve bitiremezsin geçer 3 sene, hadi 5-6 ay kpss kasayım dersin olmaz. sonra tekrar özel sektörde basvurmadığın firma kalmaz. karşına 3 senedir neden işsizsin? gibi bir soru gelir doğal olarak anlatırsın. önyargıyla yaklaşırlar. eve gelirsin aileyle aranda soğuk savaş başlar. eş dost akraba ziyaretine gitmekten çekinirsin, çünkü o malum soru gelecektir yüzüne. ailenin yanında tedirgin cevaplar vermeye çalışırsın olmaz. utanırsın sanki senin suçunmuş gibi. cebindeki bozuk parayla otobüse mi binsem ya da simit yiyip açlığımı mı bastırsam diye düşünürsün.
bizim gibiler ne yapmalı? ne yapacak yani? işsiz olmaya devam mı etsinler? günden güne sağlıksız bireyler haline mi gelsinler? herhangi bir güçlü referansı olmadan, amiyane tabirle torpilli de olmayan bizler iş bulmak için ne yapmalı? zor gerçekten zor, aynı durumda olan bir ben değilim biliyorum ama. bu çözümsüzlük süreci arttıkça da daha mutsuz ve çevresine daha da mutsuz bir elektrik yayan biri haline geliyorum. ailesine destek olacak yerdeyken, ailesinden utanarak üç kuruş harçlığı alırken hem de bu yaşta, insan içine çıkmaya utanmak neden?
çalışan arkadaşlarla görüşürken, "olsun be oğğlum ne güzel var ya bütün gün yatıyon keşke ben de öyle olsam çalışınca anlarsın bak çok zor" diyen ego dolu açıklamalarına, güleryüzle cevap vermek zorunda hissetmek koyar adama. ortamdaki antipatik adam da olmayayım bari düşüncesi yer bitirir. sana gerçekten yardımcı olmak isteyen arkadaşlarının sayısı gün geçtikçe azalır ve umutsuzluk artar.
berrak tüzünataç
-
nejat işleri öpen o dudaklar nası şahanı öper lan? attan inip neye binmiş tanımlayamadım bile, valla yün dişlemiş gibi oldum içim kıyıldı.
hava yardımlarını kırmamak için kabul ediyoruz
-
beceriksizler ama kabul edelim çok komik adamlar bunlar.
orman bakanı “ormanlardan ben sorumlu değilim” dedi mesela.
modemlerin geceleri kapatılması hakkında kararname
-
bunu yazan apartman yöneticisi emekli albay değilse ben de bişey bilmiyorum.
yaran diyaloglar
-
mekan: tren
-: bizim hanım yollamadı çocuğu kabataş erkek lisesi'ne. puanı da yetiyordu. neymiş deprem olurmuş...
+: aşkolsun cavit ben öyle mi dedim. tsunami olur su yutar dedim.