ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
isveç'te günlük mesainin 6 saate düşürülmesi
-
çok uzun süreli çalışma saatleri insanda psikolojik baskı yaratıyor bence.
işleri zipleyerek, daha kısa çalışma süresine toplamak hem konsantrasyonun dağılmasını engelliyor, hem de çalışanda akşam erken çıkacak olmanın mutluluğu bulunduğundan, daha verimli olunuyor.
öteki türlü insan ay bir çay, bir sigara, iki feysbuk, üç sözlük derken işi de savsaklıyor, zamanı da...
yani kısa mesaide "işimi bitirip gideyim, yaşayayım" var, uzun mesaide ise "tüm gün burdayız zaten amk, biraz da mola verelim" kafası...
isp müşterisi tripleri
-
müş. siyah ekran çıktı efendim
ben. yazın kullanıcı adınızı
müş. yazdım
ben parolanızı da girin
müş taman
ben. garip karekterler akmaya başladığında klavyeden f7 ye basın
müş. elimle mi?
ben. eee siz bilirsiniz
barça ve real için tartışan sözlük yazarları
sözlükçülerin üye olduğu gizli teşkilatlar
-
beni adamdan sayıp alacak örgüte zaten ben girmem.
edit:
yukarıda yer alan repliğin ferhan şensoy'un efsanevi pardon filmine ait olduğu her ne kadar sözlük camiasınca anlaşılmış olsa da, bazı yazarlar yine de filme atıfta bulunmam gerektiği yönünde uyardılar.
düşündüm ve haklı buldum.
işte o repliğin geçtiği sahne
bu muhteşem filmi hala izlemeyen varsa hemen izlesin diyorum.
debe edit:
çok sayıda yazar arkadaş, özelden mesaj yazarak bu repliğin groucho marx'a ait olduğunu belirtti.
zaten sözlükte de daha önce yazılmış.
(bkz: #22508435)
woody alllen'da annie hall adlı filminde bu repliği kullanmış.
bilmiyorduk, öğrenmiş olduk.
bilgilendiren yazar arkadaşlara teşekkür ederim.
bilgisayar oyunu oynamanın yaşı yoktur diyen adam
-
"bu yaşta bilgisayar oyunu mu oynuyorsun cık cık" diyen adama "sana ne lan sik kırığı" demekten imtina etmiş kibar insandır.
halbuki bu tarz adamlara asıl bu muamele müstahaktır.
kitaplıktan ödünç kitap vermemek
-
ben okurken bile zarar gelmesin kitabıma diyerek kitabı çok ayırmadan okuyorum, kıyamıyorum. millet aldığı kitabı geri getirmiyor ben kıyamıyorum diyorum o geri getirmiyor. sadece iki arkadaşım ile kitap paylaşıyorum. geri getireceğine kesin emin olduğunuz arkadaşınız varsa paylaşmak güzeldir.
mesela bir arkadaşımı kıramadım çok ısrar etti, verdim. dedim bak kitabım çok değerli geri istiyorum zarar verme. iyi tamam benden bahsediyoruz tabii ki getiririm dedi ve iki yıl oldu gelmedi kitap, iki yıl. ben başıma geleceği biliyorum. ev arkadaşım da doğum günümde hediye gelen kitabımı aldı gitti(içime oturdu sanırım hiç geçmeyecek). ve daha giden nice kitaplarım.
şimdi bir yöntem buldum; iki tane kitaplığım var birini diğerinin önüne çekiyorum bir tane kitaplık gibi gözüküyor. böylece kayıbı en aza indiriyorum. annemi de tembihledim ben yokken biri kitap isterse asla ve asla verme. izinsiz vermem, kitaplarına karışmam diyor.
not: en güzeli kapalı kitaplık, kimse görmeyecek. kafa rahat. ayrıca kitaplar çok değerli güvendiğiniz insanlar ile paylaşım yapın.
1996 doğumlu efsanevi nesil
meksikalı uyuşturucu kartelinin özel ordusu
-
görünüşe bakılırsa ne hava araçları ne de bu hava araçlarını durdurabilecek silahları var. basit bir hava saldırısı videodaki tüm yamyamları ortadan kaldırmaya yetebilir.
şeker kız candy'de anthony'nin attan düşme sahnesi
-
ibelki de hayatımda ilk defa psikolojimin bozulmasına sebep olmuş sahne. daha sonra bir daha izlememe kararı almıştım. çokta güzel jeneriği vardı lan. toba kasü nami deynnn.. iiiinii miiiina ivaa
justinianus
-
hayatımın ilk duruşmasına zamanın sirkeci adliyesi'nde girdim. hakime hanım kısa sarı saçlıydı. benim ilk duruşmam, davanın son duruşmasıydı. davayı kazandım ve hakime hanım bana ödenecek yasal vekalet ücretine üst sınırdan (tarifenin üç katı) hükmetti. daha sonra bunun yerleşik uygulama olmadığını, kendisinin benim ilk duruşmam olduğunu anlayıp, destek olmak açısından yaptığını öğrendim.
yıllar sonra praetorium nedeniyle justinianus'la tanıştık. bir gün ev ziyaretine gidip eşi nurhan hanım'la karşılaştığımda tanıdık geldi, bir kaç sorudan sonra ilk duruşmamın hakimi olduğunu farkettim, o zamanki tavrını, desteğini saygıyla andığımı söyledim. güzel bir tesadüftü.
başınız sağolsun üstat justinianus, huzur içinde uyuyun nurhan hanım, allah rahmet eylesin.