hesabın var mı? giriş yap

  • bir yanım " herşeyi boşver , yan gel yat " derken diğer yanım " hay ağzını öpeyim ne güzel dedin öyle " diyor.

    debe editi : teşekkürler ekşi sözlük ahalisi , teşekkürler türkiye , teşekkürler uzak diyarların insanları .. bali bir iyiliğim dokunsun .. ama önce uyuyayım :)

  • yanlışlıkla seçimi kazanırız diye korkan chp'nin muhalefette kalabilmek için yayınladığı göçmen politikası.

  • adıma açılmış bu başlığı görünce koştum geldim.

    öncelikle annemin istediği: kendilerine yakin bir muhitte, kocamla birlikte yaşayıp iki çocuk sahibi olmam. geçmişte de doktor olmamı istemişti ve ben dinlemeyip yazılımcı olmayı seçtim, mesleğimden memnunum.

    benim istediğim: avrupa'da sevdiğim bir işte euro kurunda para kazanıp bağımsız şekilde insan gibi yaşayarak kendi evimi çekip çevirmek.

    gerçekte olan: benim istediğim.

    annem her akşam beni arayıp beni ne kadar özlediklerini, geceleri nasıl uyuyamadıklarını, çocuk sahibi olmazsam ileride ne kadar pişman olacağımı anlatıyor. ve bütün bunları gözümdeki ışığı görmesine rağmen yapıyor.

    tek istediğim sen nasıl mutlu olacaksan öyle yap demeleriydi. işsiz aylak dolaşmadım, onları utandırmadım, tek istediğim yurtdışında işimde gücümde yaşayıp paramı kazanıp mutlu olmaktı.

  • bu sabah anneme gittim kahvaltıya. ali ismail'den bahsetmeye başladı. "son görüntüleri gördün mü? ali'yi dovdukleri." başladı hüngür hüngür ağlamaya. sesi titreyerek "bunlar nasıl insanlar? kafasına nasıl vurdular? " dedi zar zor. bir ara durdu "ali'nin annesi.." dedi, tekrar ağlamaya başladı. banyodan mutfak bezini alıp etrafın tozunu almaya başladı. "yine başlayacak eylemler anne" dedim. "oğlum bunların ne yapacağı belli değil, gitme sen." dedi. "ama, ne olacak bunca ölen çocuk, ne olacak bu devletin pislikleri?" deyince ben, 12 eylül'de vurulan dedemi hatırlattı, "babam, karanlık sokaklardan kuytu köşelerden sakın, asla yalnız mücadele etme, derdi." dedi. "merak etme anne" dedim, "ya hep birlikte ya hiçbirimiz! "

    annelerin gozbebeklerini onlardan ayirdiniz ya, dünyanın en haklı direnisine dünyanın en çirkin en sert mudahelesini yaptınız, tek bir özür dilemediginiz gibi yaptıklarınızı saklayip, aşağılık argümanlarla kendinizi savundunuz, halkı medyanizla kandirdiniz, alay ettiniz ve en önemlisi anneleri aglattiniz ya, bunların hiçbiri yanınıza kalmayacak. ant içeriz.

  • bir reddit kullanıcı olayı güzel anlatmış. buyursunlar:

    "bayağı doğan veya boz doğan gibi yırtıcı kuşlar sığırcık gibi belirli kuş türlerini kovalarken bu kuşlar bir araya gelerek flocking ya da murmuration (mırıltı) adı verilen büyük bir grup oluştururlar. mırıltı hareketi, ölçeksiz korelasyon adı verilen olgu ile kontrol edilir.

    temel olarak, gruptaki her kuş yanındaki kuşun hareketine tepki verir ancak sürünün lideri ya da yönü yoktur. dolayısı ile sürü kovalayan yırtıcıdan o kadar kuvvetli bir şekilde kaçabilir ki, kuşların bireysel tepkileri sürü içerisinde birikerek olüm dalışına giden sürece sebep olur. oldukça karmaşık bir sürü davranışı olan mırıltı hareketinde aksaklık olması oldukça yaygındır. çarpacak sert bir zemine yeterli uzaklıkta olduktan sonra bu aksaklıklar problem olmaz. zemin yakın ise videodaki gibi sonuçlar doğurur."

    kaynak: u/finchdad

  • çocukluğumdan kalan iç burkan bir detay. sabah kahvaltı yaparken görüldüğünde dün akşam yemeğinde pilav yediğimizi hatırlatır.

    bazen hayatı sofra bezinde kuruyup kalan pirinç tanesi modunda yaşarız. sevdiklerimiz gitmiş, hayattan beklentilerimiz azalmış, hoşlandığımız kıza mesaj yazmışız, görmüş ama cevap vermemiş.

    atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun.

  • fizyoterapistim, aynı zamanda yıllardır fitness yapıyorum. yüksek lisansıma devam ediyorum.

    sporcularla çalıştım, vücut geliştirme yapan hastalarım oldu. türkiye 3. sü hastamdı 2 ay birlikte çalıştık.

    tahmin edebileceğiniz gibi egzersiz fizyolojisinden, spor fizyoterapisine birçok ders aldım.

    sporcu beslenmesi ile ilgili kongrelere katıldım.

    supplement ve steroidlerle ilgili pek çok kaynak okudum. çalışmaları inceledim.

    ama şu sözlük yazarları kadar emin değilim neyin ne olduğu hakkında. ulan nasıl bu kadar kendinden emin konuşabiliyorsunuz ya? nereden geliyor bu özgüven? hayır yazdıklarından konu hakkında zır cahil olduğun belli.
    adam baya baya sadece protein tozu kullanarak, kasta mikrotravma oluşturmadan, hipertrofi ve ya güce yönelik antrenman yapmadan kas yapılacağını sanacak kadar bilgisiz. ama konuda en uzman adamdan daha emin söylediğinin doğru olduğundan.

    konuyla ilgili bilgim dahilinde bir şeyler söylemek gerekirse. 3-6 ay arası fitnessla uğraştıktan sonra protein tozu kullanma da bir sakınca yok. ben yarım ölçek spor öncesi ve 1 ölçek spor sonrası, böbreklere zararı en aza indirmek amacıyla yüksek miktarda su ile tüketiyorum(takriben 750 ml). özellikle spor sırasında ve spordan sonra katabolizma yani yıkım pik yaptığından bu dönemde whey kasa ihtiyacı olan proteini sağlıyor. bunun dışında kalan tüm proteini normal besinlerden sağlıyorum.

    50 dolara amerika'da satılan protein tozu türkiye'ye gelene kadar 10.000 km yol yapıyor. 200 tl'ye satılması normal hatta akp'nin bize geçirdiği vergilerle iyi bile.

    karaciğer hakkında çok dertlenenler hayatları boyunca alkol almayanlar olsa gerek, yoksa günde 5-10 bira içip buraya yazacak kadar malları kanzuk almasın.