hesabın var mı? giriş yap

  • toplamda 1,470 kilometrekare bir alani kapsayan ve verimliliginin kurbani olup tarih boyunca defalarca tamamen yanip yeniden kullerinden dogan ve gunumuzde belki de dunya'nin en huzurlu noktalarindan biri olan (en azindan benim icin) guzel ormandir. bu orman dunya'nin en verimli topraklarindan birinde yer almasinin yanisira iliman bir iklime ve 4 mevsim yagisa maruz kaldigi icin cok hizli ve verimli bir sekilde buyumektedir. burada sorun sudur ki ormanin asiri derecede yuksek olan verimliligi onun aleyhine olan bir durum yaratmaktadir.

    peki bu nasil oluyor? ortalama bir ormanda bir birim alana 4-5 agac dusuyorsa burada bir birime 10-15 agac dusuyor. bu da agaclar arasinda yok denecek kadar az bosluk olmasi ve agaclarin birbirine degmesi demek. hatta bazi durumlarda bir agacin uzerinde baska bir agac bile olabiliyor. ornegin su cektigim resimde ayni noktadan cikan ve birbirine neredeyse yapisik olan 5'er agac tek bir agac gibi gozukuyor.

    https://goo.gl/cba9mg

    agaclarin birbirine bu kadar yakin olmasi demek olasi bir orman yangininin cok hizli bir sekilde yayilmasi demektir. herhangi bir agaca yildirim dusmesi halinde ormanin onemli bir kismi kisa sure icinde yanip kul olabiliyor. zaten burada tarih boyunca cikan tum buyuk yanginlar tum ormana yayilmis ve her seferinde orman sifirdan yeniden dogmus.

    kizilderililer doneminde bu orman her 100 yilda bir en az bir kere tamamen yanarak 10-15 yil sonra geri donmus. modern zamanda ormanin en son tamamen yanisi 1933-1951 yillari arasinda 4 farkli yangin olarak gerceklesmis ve bu yanginlarin her birinde ormanin dorte biri yanmak uzere 1951'e gelindiginde orman haritadan silinmis. bu yanginlar o kadar buyukmus ki aylar boyunca bolge siyah dumanlarla kaplandigindan onlarca kilometrelik bir alanda gunesi gormek bile zor hale gelmis. o zamanlar karayolu sistemi olmadigi icin itfaiyenin zamaninda yangina mudahele edip durdurmasi imkansiza yakin bir hal almis. boylece yanginin durmasinin tek yolu yakitinin bitmesi yani ormanin tamamen haritadan silinmesiymis.

    normal sartlar altinda 10-15 sene beklenince ormanin yeniden dogmasi gerekiyordu ama oregon halki bunu beklemek istemiyordu. en basta helikopterlerle ormanlik alana milyonlarca tohum atiliyor ama bunlarin cogunu fareler ve sicanlar yeyince ormanin kendiliginden geri gelmesi zora giriyordu. 1951'den itibaren eyalette bir nevi "olaganustu hal" ilan edilince ortaokul ve lise ogrencileri haftasonlari gonullu olarak calismayi kabul etti ve okul otobusleriyle bolgeye aktarilan cocuklar ve gencler eyaletin tarihindeki en buyuk toplumsal hareketin bir parcasi haline gelip beraberce 72 milyon agac diktiler (o zamanlar oregon'un nufusu 1 bucuk milyondu ve eyaletteki ortaokul-lise cagindaki cocuklarin sayisi 150 bin civariydi. bu da cocuk basina epeyce agac demek oluyor. gerci gonulluler cocuklardan ibaret degildi).

    cocuklar ve gencler her hafta sifirdan insa ettikleri ormani ziyaret edip son durumuna bakiyordu. ormanda kamp gezileri ve cesitli spor etkinlikleri duzenleniyordu. bir yandan cocuklar buyurken bir yandan en buyuk eserleri olan orman buyuyordu. buyuk cogunlugu cam agaci olan agaclar oldukca saglikli bir sekilde buyuyordu. cocuklar buyuyup okullarindan mezun olurken agaclar da yavas yavas yetiskinlige ulasiyordu. yillar geride kalmisti ve tillamook ormani sanki hic yanmamis gibi geri donmustu. sadece agaclar degil ceylanlar, sincaplar ve diger canlilar ile ekosistem de geri donmustu. hatta ormanin icinden gecen nehirlerdeki somon baliklari bile geri gelmisti.

    gunumuzde ortaokullu ve liseli genclerin 60 yil once diktigi agaclar hala dimdik ayakta ve bazi agaclarin yuksekligi 70-80 metreye ulasip gokdelenlerle yarisacak hale gelmis durumda. orman her an olasi bir yangina aninda mudahele edebilmek icin uydudan gozlemleniyor ve simdilik isler yolunda gibi gozukuyor ama bir sonraki yanginin eninde sonunda cikacagina kesin gozuyle bakiliyor. yangina yapilacak bir erken mudahele ormanin yeniden haritadan silinmesinin onune gececek.

    ve o genclerin eseri olan ormanin bugunku hali: https://goo.gl/jjhlrd

  • sergi açmış teyzedir. nasıl bir eser bıraktıysa gelen geçen dikkatle inceliyor. yanında bedri baykam'ın spermini sildiği peçeteyle müthiş bir kompozisyon oluşturabilir diye düşünüyorum.

    hastanelerdeki uzun kuyruklara karşı "sıçarım böyle hastaneye" temalı post-modern bir çalışma ortaya koymuş teyze. beğenirsin-beğenmezsin... yapıcı eleştirmek lazım.

  • padişah ibrahim'e, " deli " lâkabı 20. yüzyılda takılmıştır.
    osmanlı tarihçileri böyle bir şeyden bahsetmezler.
    muhtemelen sinirleri yıpranmış bir adamdır ama aklı başındadır. ve arada bir sara nöbetleri geçirdiği tahmin edilmektedir. cinci hocadan medet ummasının sebebi de budur. adam bir şekilde türlü ilaçlarla padişahın sancılarını dindirebiliyormuş.

    aslında bizim türk milletine bir aynadır bu padişah.

    müthiş bir hayvanseverdir. bizim millet " deli " der.

    çok duygusal bir adamdır. bizim millet " deli " der.

    cülusunda " ya rabb! benim gibi zayıf bir kulunu bu makama lâyık gördün... saltanatım boyunca ahâlîye merhametli davranıp bu devleti adalet ile yöneteceğime and içerim... " gibi cümleler kurmuştur ki bizim millete göre delinin önde gidenidir.

    annesi kösem sultan ve rüşvet yiyici saray ahâlisi padişahın kendilerine engel olduklarını görünce ona zamanla türlü baskılar yapmışlar ve nihayetinde annesi kösem sultan'ın izni ve şeyhülislamın da fetvası ile idam edilmiştir.

    kediler üşümesin diye onlar için sokaklara kedi köşkleri yaptıran bu adamın, kedilerin katledildiği günümüz türkiye'sinde " deli " lâkabı ile anılması sanırım onun için bir gururdur ancak.

    ruhu şâd olsun.

  • dün gece bir işaret istedim. bu sabah penceremden içeri ayet el-kürsi kartpostalı uçtu, aynı anda da telefonuma kıbrıs casinolarından birinden sms geldi. hmmm, çelişkili mesajlar alıyorum...

  • çok ilginç gelen insanlardır bunlar.

    saç kestirmez kenarda oturur ve berberle sohbet eder. ya da saç kestirir ama hiç para ödemez. emlak, toprak yer köy konularından konuşurlar ve giderler.

    her berberde istisnasız olur bunlar. her seferinde yanılırım ve sırada zannederim bu adamları ama öğrenirim ki müşteri değil bu kişi.

    kim bunlar acaba lan.

    edit: şokenzi oldum. başlığı açıp unutmuştum pek iplenmez diye ama meğer ne çok fark edeni varmış bu herifleri. seviyorum lan seni sözlük.

    edit: başlığım taşınmış. kimsenin bulmadığı bir şey buldum diye sevinmiştim. gözüne dizine dursun ssg al kırdın işte kırdın.