hesabın var mı? giriş yap

  • zerre kadar acıdıysam ne olayım kendin kaşınmışsın. resmen aranmışsın.

    edithor: sanırım yanlış anlayan çok oldu, öküz haklı demiyorum öküzü seçtiği için kadın hatalı diyorum anlayın artık yeter ya.

    2. edithor: arkadaşlar bu kadar kıt anlayışlı olamazsınız bilerek mi yapıyorsunuz, kalbinizi kırarım özelden yazıp durmayın.

    hala kadının yaptığını bla bla adamın yaptığını görmüyon mu diyen anlama özürlüler için, ben böylesine adam demem böyle bir hayvana da ancak semer vururum.

    3. edithor: ya arkadaş şu konuya gösterdiğiniz ilginin 10'da 1'ini (bkz: muhalefet istifa) konusuna gösterseydiniz ya. ülke elden gidiyor siz neyin derdindesiniz.

  • dolmusu sıkıstıran mercedesteki adam: sen benim kim oldugumu biliyor musun?
    sinirlenen dolmus soforu: sen bu hat kac para biliyor musun? seni satın alırım, karını da sana kuma yaparım.
    olaya polis mudahalesi gerekmistir.

  • dizüstü bilgisayar alacağınıza, dizaltı çorap alın 300-400 tane. denişik denişik giyersiniz ne güzel.

    yazar olduğum için çok şanslısınız sizi gidi köftehorlar..

  • ' keske her gun cuma olsa diye durum paylasan gerizekali arkadaslarim. her gun cuma olsa haftasonu tatili nasil olucak lan '

  • ludwig göransson'ın oppenheimer için bestelediği en nadide parça. abartısız söylüyorum dinlediğim en güzel soundtracklerden biri.
    bir fizikçinin zihnindeki merakı, endişeyi, tutkuyu ve korkuyu çok çok iyi yansıtıyor.

    can you hear the music; oppenheimer'ın öğrenci olarak geçirdiği zamanı temsil ediyor. öğrenmenin getirdiği heyecanı, neşeyi, zorluğu gösterirken filmin diğer önemli parçalarına da ilham kaynağı oluyor.

    quantum mechanics parçası ise can you hear the music'in sadece yavaşlatılmış bir versiyonu. çünkü öğrenciyken yaşadığı heyecanla birlikte her şey hızlıca akıp giderken kuantum mekaniği öğrencilerine anlatması ağır çekimdeydi, zamanını alıyordu.

    can you hear the music'i duyduğumuz filmin ilk kısmında oppenheimer'ın asıl amacının bilimin insanlara nasıl yardımcı olabileceğiyle ilgili olduğunu görüyoruz. müzik de ilerleme, umut ve parlak bir gelecek fikri canlandırıyor aklımızda.

    ancak filmin ikinci yarısında oppenheimer'ın icadının nasıl dünyanın tamamen yok olmasına yol açabileceğini gösterirken müzik farklı bir hale bürünüyor, hızlanıyor ve rahatsız edici hale geliyor. filmin sonunda çalan destroyer of the worlds bu parçanın tam tersi.

    ben dahil herkes hans zimmer & christopher nolan işbirliği görmek istiyor ama hakkını vermek lazım ludwig göransson da çok çok iyi iş çıkarıyor. sinema salonundan çıktığım andan itibaren dinlemeye doyamadım albümü.

    filmden görüntülerle güzel bi video yapılmış.

  • 21.09.2019 tarihli ön edit: arkadaşlar 2 yıldır çalıştığım araç kiralama sektörüne artık veda ediyorum. bugüne kadar yüzlerce arkadaş bilgi almak için, merak ettiklerini sormak için tarafıma mesaj yoluyla ulaştı. güveniniz için ve araç kiralama üzerine konuşurken gelişen güzel muhabbetler için bir teşekkürü borç bilirim. elimden geldiğince, dilim döndüğünce yardımcı olmaya çalıştım. umarım işe yaramıştır bu süreçte verdiğim bilgiler. ancak bundan sonrasında en azından araç kiralama hakkında yardımcı olamayacağımı belirtmek isterim. çünkü bilgilerin, firmaların, kuralların sürekli yenilendiği ve değiştiği bir sektörde geçmişe dayalı bilgilerle yardımcı olmaya çalışmam ciddi mağduriyetler doğurabilir. en sağlıklı yol firmaların kendi web sayfalarından veya çağrı merkezlerinden bilgi almak şeklinde olacaktır. hepinize keyifli kiralamalar (bak bak lafa bak hele) dilerim.

    araç kiralama firmasında çalışan birisi olarak size bazı konularda tüyolar vereyim a dostlar. bu yazacaklarım esenboğa havalimanında yer alan firmalar, müşteri şikayeleri ve tecrübelerden yola çıkılarak oluşturulmuştur.

    *her firmanın araçları kaskolu değildir. hatta ve hatta onlarca firmadan sadece birkaç firma full kasko seçeneğine sahiptir. kiralarken bu hususta dikkatli olun ve kesin teyit alın.
    *ehliyet yaşı önemli. ben 36 aydan düşük ehliyete (ekonomi sınıfı araç için 3 yıldır bizde minimum) araç vermem. erkek kardeşimde dahildir. kendisi 3 yıla yakındır sürekli trafikte. her türlü aracı kullandı ve kazası vs yok. ama ehliyeti 36 aylık değil. rica etti ve ciddiyim olmaz dedim. çünkü çok tehlikeli durumlara gebe bir konu bu.
    *kredi kartınız olmak zorunda. yoksa büyük firmalar araç vermez. findeks vs uzun mesele. detayı merak edenlere bir yeşil kadar uzaktayım. ancak esenboğa'da banka kartıyla vs. araç veren küçük firmalar mevcut. yani imkansız değil kredi kartsız araç kiralamak. ama merdiven altı işletmelere giderseniz çok ciddi sıkıntılara düşersiniz. misal aracı teslim ettiniz geri diyelim. "ama bunun baskı balatayı yemişsin dostum, al sana 3000tl masraf" diyebilirler. çok duyuyoruz bunları.
    *aracı teslim alırken dış kaportaya baktınız ya sadece hah işte onu yapmayın. detaylıca bakıp her problemi not ettirdikten sonra ön cama yönelin. çünkü taş gelmiş ve farkedilmemiş olabilir. ön cam sıkıntısız mı? tamam çok iyi! o zaman döşemelere (koltuk, tavan vs) iyice bakın. baktınız küçük bir sigara yanığı veya leke var; hoooop onu yazdırın. yoksa kuaför masrafı cidden üzebilir sizi. çünkü bir önceki kiralama dönüşü dikkat edilmemiş, görülmemiştir. sizin dönüşünüzde farkedilir. elinizde problemsiz teslim aldığınıza dair imzalı belge var, nasıl kanıtlayacaksınız?
    *kaza yaptınız diyelim (allah korusun) kesinlikle kolluk kuvvetleriyle tutanak tutun. eğer karşı tarafla anlaştıysanız o zaman karşı tarafla tutanak tutun. tutanak yoksa sigorta firması kabul etmiyor ve hoooop 3500tl ekonomik sınıf aracın tamponu için sizden ücret isteniliyor.
    *satışçıya karşı kibar olun. vallaha bak. "merhaba, kolay gelsin...." dediğiniz anda satışçı hem fiyatları aşağı çeker hemde elindeki iyi arabayı vermeye çalışır. çok ciddiyim. misal müşteri geldi ve kaba bir insan. hooop en yüksek km araçlar verilir ve esneklik tanınmaz. hani bu dediğime kızmayın ve yanlış yorumlamayın. yolda giderken güvenliğe, temizlik elemanına, taksiciye falan "merhaba, kolay gelsin, iyi akşamlar, vs..." demek zor değil. cevap alamasanız bile önemli değil. hepimiz insanız.
    *model sormak yerine grup sorun, daha rahat halledilir işiniz. misal "ford focus var mı?" yerine "orta grup dizel araç olarak ne var?" demeniz daha iyi. çünkü sizin lüks olarak gördüğünüz araçları o firma ekonomik olarak kiralayabilir. neler çıkar karşınıza şaşırırsınız.
    *eğer memnunsanız hep bir firmadan kiralayın. çünkü daimi müşteri araç kiralama firmaları için çok önemlidir. daimi müşteri diye hasarın parasını almadığımızı, gecikme ücreti almadığımızı ya da uygun fiyat verdiğimizi çok bilirim. misal 5tl ucuz diye firma değiştirmeyin. uzun vadede aynı firmayla çalışmak daha karlı.
    *a firmasının kiralama koşuluyla b firması çok farklı olabilir. yaptırımlar, kurallar, avantajlar, sigortalar... o yüzden lütfen bu konularda dikkatli olun. sonra "ama a firmasından kiraladığımda farklıydı bu..." demeyin. adı üstünde farklı firma.

    ayrıca;

    (bkz: #73462533)
    (bkz: #72325019)

    edit: millet bilmiş gibi her yere "rent a car kaskosu" yazmış. arkadaşlar öyle bir kasko yok. şehir efsanesi. yok araba takla atsa hemen gelip yenisini verirlermiş. nedenmiş? çünkü rent a car kaskosu varmış. türkiye'nin en büyük filolarından bir tanesi bizde, her yerde ofisimiz var, temsil ettiğimiz marka birçok alanda dünyanın en büyüğü. ama daha "rent a car kaskosu" diye birşey duymadım. yok öyle bir şey. sizin yüzünüzden budget çalışanı arkadaşa soruyorum sürekli. adam yok diyor. payless ve central firmaları beni krikoyla kovaladı "sen gerizekalı mısın, ne full kaskosu!" diye. europcar ve enterprise çalışanları selamı sabahı kestiler lan. garenta ve sixt çıkışta adam toplayıp dövdüler. sebebi hepsiyle aramızda şu dialogların geçmesi

    "abi full kasko var mı sizde? "
    ***
    "hee yok diyorsun. ama herkes var diyor."
    ***
    "öyle küfretmeseydin iyiydi abi. hani hoş olmadı. yüzüme demen ne bileyim incitti beni..."
    ***
    "oha müşteriye basit bir hasar yüzünden firma hissesi satar gibi fatura mı kitlenir. yuh. adam demek full kasko diye tarlaya dalıp gezmiş. ama sizde de insaf yokmuş. o paraya memleketten ev aldı çünkü arkadaşım. evet abi 3+1 hemde. yok tam güney cephe değildi..."

    tekrar ediyorum arkadaşlar; güvence ekleme durumu mevcut. sigorta kapsamı genişletiliyor ve çoğu zaman zaten kolluk kuvveti raporu sonrası sizden para vs alınmayabiliyor. ama full + full güvence kapsamında bile elli tane açıklık kalıyor. sonra kaza yapıyorsunuz "ehehe ehehehe neyse ki rent a car kaskosu vardı" diye düşünüyorsunuz. ve hooop bir hafta sonra servis faturası + hizmet bedeli vs gelince parayı denkleştirmek için organ mafyası numarası aranıyorsunuz. yapmayın, etmeyin. azıcık bilinçli tüketici olun. bakın daha dün konuştum bir firmanın satışçısıyla. adam (yani müşteri) arabayla tarlasında gezmek istemiş. bildiğin (golf ya da polo'du araç) araba kiralayıp tarlasının sağına soluna bakmaya gitmiş. 9000tl fatura çıktı adama. diğeri gidip arkadan çarpmış birisine. kimisi arabayı kaldırıma park etmeye çalışırken alt takımı dağıtmış... adamdan günlük 95tl'ye ford focus kiralayacaksın sonra gidip alt takımı dağıtınca "ama rent a car kaskosu var??" diyeceksin? ya da karşı araca (lüks araca çarptın gidip) 20.000tl hasar verdin sonra "rent a car kaskosu yok mu abi zaten??" diyeceksiniz. mantıklı mı allasen?

  • bi arkadaş anlattı. bunun kanki sallantı anında fırlamış yataktan. dinle imanla pek alakası olmayan biçok müslüman evladı gibi kelime-i şehadet, ayet, sure felan okuyacak ama aklına hiçbişey gelmiyor. gelen tek şeyi yüksek sesle haykırıyor:
    - sordum saaarıı çiçeeee