ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
izmit'ten sakarya'ya giden minibüse ilk kez binen öğretmenimiz bu şoförlerin sürekli birbirini solladıklarından ve karasu'nun virajlı yollarında hız kesmeden akrobasi yaptıklarından habersizdir.
tam gaz yoluna devam eden şoför: tırsan var mı?
her şeyden habersiz öğretmenimiz: bennn!!
p.s:tırsan karasu yolundaki kamyon fabrikasıdır
o ses türkiye
-
ahmet kaya'nın kendisi bu kadar çok ahmet kaya şarkısı söylememiştir amk.
arçelik beko vestel kalitesizliği
-
arçelik ve beko'nun vestel kalitesizliği ile aynı cümlede kullanılmasına şiddetle karşı çıktığım önerme.
arçelik ve beko'nun da kendilerine göre kalitesizlikleri olabilir ama bu vestel'le aynı kulvara koymak acımasızlığını göstermek için kafi değil.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
kiz cocugu, babasi calisirken onu mutlu etmek icin ulasabilecegi ve favorisi olan "bal" ikram etmek istemistir. cunku bal mutluluktur, yiyen kisi akilli olur, saglikli olur. kiz bunu ogrenmis ve kabul etmistir.
- sana bal getirdim. calisirken enerji verir.
+ tesekkur ederim kizim. ama cok tatli olacak. masada birak, sonra yerim.
kiz bali birakmadan gider. ben "uzdum mu" diye dusunurken elindeki balla tekrar gelir;
- baba, senin icin tuz ekledim. artik tatli degil. yiyebilrisin.
ikinci kez negatif cevap veremeyecegim icin "tuzlu bal" yemeye basladim. kendi istegimle yiyecektim ama kizimin "problem cozuldu" algisi, kendi elleriyle bana tuzlu bal yedirmesi icin yeterliydi. tam olarak nasil bir yuz ifadem oldu bilmiyorum. kizim ne gorduyse yeni bir teklif geldi;
- cok tuzlu olduyse seker ekleyelim mi?
(ekledik. tuzlu sekerli bal yedim)
* kizim 4 yasindayken.
1. cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan
-
birinci cumhurbaşkanımız mustafa kemal atatürk’tür.
30 bin insanımız hayatını kaybedecek
-
bir kadir topbaş açıklaması. istanbul depreminden sonra ne olacağını buyuruyor.
pişkinlikte son nokta. sen belediye başkanı değil misin arkadaşım? 11 senedir bu depremin olacağı belliydi, niye önlem almadın? ne yaptın o yıllar boyunca, 11 x 365 gün boyunca?
sen deprem sonucunda insanlar ölmesin, binalar buna göre yapılsın, şehir düzenlemesi filan, bu işlerden sorumlu olarak gelmedin mi buraya?
istanbul belediyesine gelen milyonlarca doları nereye akıttın? sen topbaş hanedanının bir ferdi olarak, nasıl oldu da türkiye'nin en zengin ilk 100 kişisinin arasına girdin usta?
hayır! 30.000 insanımız ölmeyecek, sen ve bağlı olduğun iktidar, 11 sene hiçbir şey yapmamış olarak, kendi elinizle 30.000 kişiyi öldürmüş olacaksınız. deprem değil, sizin ihmaliniz, insanları sefalete itişiniz öldürecek. ve bu sayede ülkede en fazla insanın canını bir gecede alabilen bir iktidar olarak da tarihe geçeceksiniz.
http://www.radikal.com.tr/…08.03.2010&categoryid=77
marimar'ın kolyeyi çamurdan ağzıyla alması
-
çocukken çok üzüldüğüm durum...
marimar yıllar sonra intikamını aynı şekilde almıştı ve içimiz ferahlamıştı çok şükür...
ayrıca buna üzülen şuna da üzüldü
(bkz: rosalinda'nın delirmesi)
trendyol'un çevirdiği stok eritme dümeni
-
çok kolay bir şekilde 4.119,99tl'ye satış yapılarak çözülebilecek problem. sen o fiyata çek senden alsınlar.
arda turan
-
''ben prim konuşacak kadar şerefsiz miyim'' demişti.
konuşmuş.
bir oturuşta okunan kitaplar
-
(bkz: kafka'nın böcekli kitabı)
yüzde 40 oy alan cumhurbaşkanı seçilmeli
kariyer.net
-
bizim şirketin arada sırada "öylesine" ilan verdiği site. bazen girip bakıyorum, bizim şirket kah mimar arıyor kah mühendis. ulan ofise bakıyorum herkes yerli yerinde, mühendisler şantiyelerde... en son patrona sordum: "bulunsun kızım, belki birisi pat diye bırakıp gider işi. şantiye başı boş mu kalsın? hemen 6 ay önceki ilana başvuranları aramaya başlıyorum, daha hızlı yürüyor işe alım süreci" dedi.
"bilmemkaç tane işe başvurdum dönen olmadı" veya "filanca ilana 1 sene önce başvurmuştum yeni aradılar" diyen arkadaşlar bunu bi düşünsün derim ben. özellikle inşaat sektöründe çalışanlar...