hesabın var mı? giriş yap

  • başımdan geçeni anlatayım siz anlayın..

    babam ile birlikte akşam yemeğini dışarıda yiyecektik. babam da beni oturduğumuz semt içersinde bir restauranta yönlendirdi. adımı da verirsen yardımcı olurlar orada bekle bende geliyorum birazdan dedi. ben dediği yere gittim oturdum ve beklemeye başladım ama babamdan kimseye bahsetmedim. ne fark eder ki dedim gelince zaten babamı tanıyan varsa görecek dedim. beni tanımasına gerek yok diye düşündüm. beklerken önüme servis açılmaya başlandı. kaşık çatal ve salata tabağı geldi önüme. bir süre sonra babam içeri girdi. içeride hoş beş ayak üstü sohbet ettikten sonra beni gördü yanıma geldi. restaurant sahibi ile benim oğlum işte falan diye beni de tanıştırdı. o arada hemen birisi geldi ve önümde ki salata tabağını aldı ve dolaptan başka bir salata tabağı geldi önümüze!! içeriği aynı olan tabak samimi bir yakın çıkınca neden değişmişti acaba ?

    edit: restauranttan çıkarken sorduğumda ilk tabak içerisinde ki malzemelerin taze olmadığını söylediler bana. ama öyle bir geçiştirdiler ki o tabağın artıklardan toplanmış olma ihtimali çok büyük olasılık...

  • nasıl da acıtır bitince... ağladığın adam sevgilin bile değildir, dokunmamışsındır, etmemişsindir. aşk değildir arkasından üzüldüğün, arkadaşın değildir kaybettiğin, elini bile tutmamışsındır ama bir şey vardır. sırtına doğru bir ağrı yayılır aklına gelince.. yolda görürsün, yüzüne bakmadığında edecek iki lafın yoktur, hesap soramazsın çünkü sevgilin değildir, dön diyemezsin çünkü hiç gelmemiştir... biten bir şey vardır ama o biten şey nedir o bile belli değildir....

  • 1964 yılında bir devlet dairesinde işe girdim. ilk işim, taksitle grundig marka tk19 model
    bir makaralı teyp almak oldu. o yıllarda çok pahalı bir aletti. maaşım 395 lira 20 kuruştu.bu alete 10 ayda 2.150 lira ödedim. aylığımın yarısından fazlası bu alete gitti.
    ödemem bitti, 6 ay sonra işten istifa ettim.

  • manitanın arkadaşı kafayı bulunca beni kastederek, "gönül bu ota da konar boka da işte önemli olan sizin anlaşabilmeniz tabi netçede. bak bu kadar güzel kızsın ama gittin buna aşık oldun" gibisinden bi konuşma yapmıştı bi keresinde, o günden beri evden çıkasım, insana karışasım gelmiyor.
    hayır yani arkadaşım, hırsız mıyız, uğursuz muyuz? benim de gençken çok sevenim vardı lan köyde!!!!

  • (sonuna kadar okursan minnettar kalırım) son gelen zamlarla beraber özel okullardaki öğretmenler asgari ücretin altında çalışır hale geldı. kendı bulundugum okulla 2 saat maaş zammı kavgası verdim, resmen çocuk gibi dilendim ve mdr. dayanamadı 100 lira daha zam yaptı. evet çaycı abladan 500 lira daha fazla para alıyorum. bu platformda zamanında dokror maaşı az bulundu, devletteki öğrt.maaşı az bulundu ki hepsının de haklı talepleri vardı ancak özel okullarda çalışan öğretmenlerin durumu inanın en berbatı. geçen gün berber bile bana istinaden "yaa ıyı kı de okumadım yoksa arabamı hayatta alamazdım" diyor. adam bana bakarak halıne şükrediyor. bize verilen ekstra angarya işler;mesela haftada 2 gün nöbet tutuyorum, veli aramaları, mesela çocuk evde kitap okumuyor veli fırçayı bana atıyor. bunun gibi yüzlerce durumu sayabilirim. yemin ederim çopten karton toplasam daha mutlu olurdum ama lanet olsun ki bu sıfatı üstünden de atamıyorsun. çevremdeki insanlardan utanmasam vallahi de bilahi de çöp toplarım. yurt dışına işçi olarak 10 defa girişimim oldu ama maalesef hep sonuçsuz kaldı. değerli arkadaşlar destek istiyorum lutfen bu paylaşımı yukarda tutun. bizi bu hale getiren başta akp hükümeti olmak üzere belki biri bizim de sesimizi duyar. artık dayanacak gücümüz, metanetimiz kalmadı.

    not:bazı arkadaslar başlıga ya da imla ya takılmıs. arkadaşım haklısın ama lütfen meselenin özüne bak, o daha vahim!

    zorunlu açıklama: yukarıda yazdıklarıma bakarak kalıtemle ilgili fikir beyan etmiş arkadaş. bu kanıya nasıl vardın? hadi ben vasatım ulan tüm öğretmenler de mi vasat? sorun şu ki bu olayda bile sen başkasının mağdurıyeti üzerinden mastrubasyon yapacak kadar ahlaksızsın. sen kötüsün hem de en saf halinden.

  • inen kedidir. merdivenlerin duvara birleştiği kısımdaki dekoratif taşların yer seviyesine paralel olması gerektiği sonucuna ulaşabilecek kadar zeki olan herkes bunu çözebilir.

    edit: resmin üst kısmındaki bölümün döşemenin üstü (yani katlarda üzerinde yürüdüğümüz kısım) olduğunu düşünen arkadaşlar olmuş, orda gözüken kısım bir üst katın döşemesinin alt kısımı (yani o katın tavanıdır) o açıdan bakılınca o şekilde görülmesi beklenen bir durumdur zaten. ayrıca entryde bahsettiğim taşlar merdiven süpürgeliğidir, her merdiven süpürgeliği o şekilde değildir bazısı bir bütün ve kesintisiz devam eden halinde, ancak bu fotoğraftaki gibi olanları için konuşursak o çıkıntıların uzun boyutlarının zemine paralel olması gerekmektedir. ki bu da fotoğrafta zeminin bizim baktığımız açıda olduğunu ve kedinin bize doğru geldiğini (kısacası indiğini gösterir). mimar değilim, lakin bir inşaat mühendisi olarak üç boyut algısı ve yapı ile ilgili bazı kavramlar açısıdan yeterli seviyede olduğumu düşünüyorum.

    ayrıca bir farklı husus ve yaklaşım da şudur: kedi ne iniyor ne de çıkıyor, çünkü bu sadece fotoğraftır, fotoğrafladaki görüntüler hareket etmezler. son olarak; zaten oynanmış ve sırf bu tartışmaya neden olması açısından dizayn edilmiş bir fotoğraf hakkında konuştuğumuzu da unutmamamız gerekir.

  • annem marketten gelince bir heyecanla poşetleri karıştırıyorum benlik bişey var mı diye. akranlarım çoluk çoçuğa karıştı.