hesabın var mı? giriş yap

  • sene 1998 ali sami yen'de galatasaray - trabzonspor maçı.. trabzonspor bize 5 tane çaktı, haliyle isyan eden galatasaray taraftarlarının arasında 5-6 saniye kadar, özellikle beni çekmiş cine 5. buraya kadar her şey güzeldi ancak şöyle bir sorun vardı; ağzımda sigara ile isyan eden ben, ilk kez canlı yayında babasına sigara içerken yakalanan mal olarak tarihe geçmiştim.

  • birileri allah kitap deyip çalıp çırpmasaydı, kuran kurslarında çocuklara tecavüz etmeseydi gençler dinden uzaklaşmazdı.

  • son dönemde tüm dünyanın tartıştığı, insanların kanlı bıçaklı olma noktasına geldiği konu. hem etik problemler açısından hem de yıllarını sanata vermiş insanların gördüğü değersizliğin hızla artması yüzünden çok karmaşık bir konu.

    yapay zeka ile yapay zeka üretimi farklı konular. kendi kodladığınız ve kendi çalışmalarınızla ortak kullandığınız yapay zeka ile promt yazarak yarattığınız görseller arasında fark var. önce bu ayrımı yapmak gerekiyor.

    kendi fikrimi en başta söylim. benim ya da sizin sanat olup olmadığını düşünmenizin önemi yok. sanatın kapı bekçileri neyi kabul ederse o gerçek kabul edilecek. sizin düşüncenizin bir önemi yok. şu anda nft bitti diyenler tezos üzerinden ufak bir gezinti yapsın. inanılmaz paralar kazanan insanlar var. ve sadece ingilizce bilip cümle yazıyorlar. bunu kabul etmiyorlar tabi. promt yazmanın zor olduğunu ve doğru tanımlamayı bulmak için çok uğraştıklarını söylüyorlar. bu bana çok saçma geliyor ama dediğim gibi bizim fikrimizin önemi yok. adam para bastığı sürece bu sistem devam eder.

    şu argümanları da çok saçma buluyorum. fotoğrafta binlerce kez çekip bir tane iyi sonuç elde edebilirsin. çektiğin şeyi sen yaratmıyorsun gibi argümanlar var. ya da daha kötüsü; yazmak bir sanat sayılmıyorsa edebiyat eserleri de sanat sayılmaz gibi argümanlar gördüm.

    ai'nin beslendiği görsellerin gerçek sanatçılara dayanması çok daha farklı bir etik problem. bununla alakalı şu tweeti araştırabilirsiniz.

    https://twitter.com/…?s=20&t=9rzckvrnzqlghdvq8fhp0q

    bunun dışında şu makaleye göz gezdirebilirsiniz. şu an tüm dünyanın gündemi bu konu.

    https://news.northeastern.edu/…22/09/09/art-and-ai/

    bence bir diğer can sıkıcı konu. yapay zeka kullanmayan ve kendi emekleri ile yıllardır geliştirdikleri tekniklerle iş yapan insanların ''bunu yapay zeka ile mi yaptın'' sorularını duymaya başlamaları. tüm yılların emeği, onlarca eğitim bir anda insanlar tarafından ayırt edilemeyecek noktaya geldi.

    ve son olarak şahsen eğer bir sanat dalında iyiyseniz ve bunu yardımcı bir araç olarak hayal gücünüzü kuvvetlendirmek için kullanıyorsanız yapay zeka konusuna pozitif bakıyorum. ayrıca hızla yayılması ve herkes tarafından kullanılması sonucunda yaşanacak yıkım sonrasında bence eski klasik el yapımı sanatların değerini arttıracak. yapılması zor ve azınlık olanlar değerli olacak. bu bir süreç ama en başta dediğim gibi sistemle mücadele edemezsiniz. kimse sizin kadar etik davranmayacak.

  • dün bindiğim otobüsün çok dolu gelmesinden dolayı orta kapıdan bindim, yanımda iki japon turist duruyordu akbilimi öne uzatmaları için onlara verdim ancak akbilimi ellerine aldıklarında donup kaldılar. ben de elimle akbili öne uzatın gibi bir işaret yaptım. bizimki akbili biraz uzattı ve hooop bizim vatandaşlardan biri kaptı akbili, akbil elden ele gitmeye başladı. bu uygulamayı gören japonlar önce birbirlerine sonra da bana doğru bakıp mutlu mutlu sırıtmaya başladılar. ve yolculuk boyunca uzatılan bütün akbilleri elden ele gönderdiler.

    aynı otobüste bir teyzenin kendisine yer vermek isteyen gençlere "siz oturun ben birazdan vapura bincem orda uzun uzun otururum" demesi. aynı teyzenin kapı her açıldığında "düşme yavrum" diye kolumdan tutması.

  • (bkz: chainard sen misin?)

    tamam ulan anladık. türkiye'deki tecavüzlerin sebebi malum din, malum parti ve malum şahıs değil. heryerde oluyo.

    edit üzerine gelen edit: başlık sahibi yazara sormak istediğim şey;
    birincisi eleştiri yaptığı için eleştirdiğin insanlar tecavüz hakkında ne düşünse veya ne tepki gösterse sen bu başlığı açma ihtiyacı duymazdın? yazdıklarına göre tepkisiz kalması gerekiyor ki bu normalleştirmedir.
    ikincisi tecavüzlere tepki göstermeleri için sadece türkiye'de mi yaşanıyor olması gerekmekte?

    senin o beğenmediğin 'sanrı insanı' tecavüze tepki göstermek için ülke,coğrafya,ırk,dost ayırt etmez. yobazlar, örümcek kafalar ise anasını bacısını hocalara, geri kalanları da kendilerine helal gördükleri için tepkisiz kalırlar.

  • oha demek istediğimdir. nasıl karıştırıyorsunuz böyle şeyleri anlamıyorum. bak mesela north. başında n var. böyle daha bi' kuzeyimsi. oysaki south'un başında s var. böyle daha bi' güneyimsi. anladın mı? anlamadıysan bi' daha anlatayım. bak north'un başında n var, daha bi' kuzeyimsi. oysaki south'un başında s var. daha bi' güneyimsi. benim yöntemim bu. saygı duyacaksınız.

  • türkiye'de pek tanınmayan, sovyet rejimi'nin bir şekilde dışladığı, tam adı mihail afanasyeviç bulgokov olan, usta ile margarita'nın dahi yaratıcısı ( master i margarita) hakkında bu kadar seyrek entry girilmesine doğrusu oldukça şaşırdığım yazardır.
    gogol'den sonra ikinci en iyi ukraynalı edebiyatçı olarak sayılabilir. 1891'de kiev'de doğan bulgakov'un asıl mesleği doktorluk olsa da, genç yaşta hekimliği bırakarak hayatını tamamiyle edebiyata ve tiyatroya adadı. romanları ve hikayeleri mevcut sovyet rejimi tarafından içlerinde komunist kahramanlar olmadığından ya da rejimi çok az desteklediğinden dolayı genelde yasaklanmıştır. rejim yazarları iç savaşla anoloji kuarark bulgakov'u kızıl-beyaz savaşında hep beyaz olarak görmüşler, aşağılamışlardır. halbuki üstat ne beyazdır ne kızıl. stalin yönetimi altında 1930'da tüm yapıtlarının yayımlanması yasaklandı. aklımıza hemen boris pasternak ve de ölümsüz eseridoktor jivago gelmekte, bulgakov gibi sovyet rejiminde kadre uğrayan ondan sonra gelen müthiş bir kalem olarak. sadece roman ve hikayeleri değil bir çok tiyatro eseri de yaratmış ve yasaklanana kadar oynatmayı sürdürmüştür. halkın yoğun ilgisine rağmen, rejim bu eselerin çoğunu yarıda kesmiş ve dezenformasyon yapmıştır. usta ile margarita en önemli romanı turbin'in günleri ve moliere efendi en etkili tiyatro eserleridir.

    yapıtlarında bulgakov'u yöneten, hayatın kendi soluğundan başka bir şey değildi. o hayata kayıtsız kalmamış o kadar sıkıntıya ve dışlanmaya rağmen hep çoşkunluğunu korumuştur. anlatacaklarını direkt anlatır dolaylı sanatlara ve zımni yazınlara pek kaçmazdı. herzen'in "kahrolsun eğreltilemeler, üstü kapalı sözler. özgür insanlarız köle değil;gerçeği masalalştırmaya gerek yok" sözlerine sıkı sıkıya bağlıydı. ülkesinden ve rejimden kaçanların yaşadıkları travmaları, kötü sonları kendi oğlunun derdiymiş gibi anlatır, iç savaştan ve ve rus aydınlarından söz ederdi. ülkesinin ahlak gücüne ve geleceğine inanırdı. ancak herkes beyazları savunduğu sanrısında idi. sovyet edebiyatını kirlettiğini söyleyerek soluk alışverişini bile zora soktular. yazıları yasaklanınca kendini tiyatro'ya verdi çok başarılı eserler ortaya koydu. kendini amansızca eleştiren rejim yazarlarına, benim seyircilerim ve okuyucularım var yargıçlarımda onlar siz değilsiniz demiştir. oyunları büyük ilgi görmüş ancak sonunda oyunların büyük kısmının sahnelenmesi yasaklanmıştır. maksim gorki bile bulgakov'a sahip çıkmış, oyunlarda beyazların savunması ya da rejim düşmanlığı olmadığını, oyunların tamamen sanatsal olduğunu savunmuştur.
    stalin'e "yazar olarak düşünmeye ve her şeyi kendi gözüyle görmeye hakkı olduğunu, bu yapılamazsa yaşamanın bir anlamı kalmadığını" belirten bir mektup yazdı. stalin kendisine telefon etti, bu telefon sonrasında tekrar bazı tiyotro eserleri sahnelenmeye başladı.

    gogol hayranıydı. olağanüstü gözlem yeteneği, gerçekçi düz yazının sınırlarını zorlayan eserlerinde gogol izleri görünür. alışılmış kalıplardan, sakız gibi gevelenen sözlerden nefret eder bazen düzyazının ortadan kaldırılmasını bile düşündüğü olurdu. hep bu dünyada başarılı olamadığını, yeterince okuyucu ve izleyiciye ulaşmadığını düşünmüştür. nietzsche'nin "hayatta başarılı olmazsan öldükten sonra değerin anlaşılır" sözlerini doğrularcasına 1940 yılındaki genç yaşta ölümünden sonra çok çok daha ünlü olmuş ve eserleri onlarca dile çevrilmiştir.

  • çağ açmış çağ kapatmış olan efsane nba komisyoneri.

    tartışılmaz şekilde nba'i nba yapan adamdır. (michael jordan'la birlikte)

    nba'deki uyuşturucu sorununu bitirdi. ligi temizledikten sonra bird-magic rekabetine dayalı nba'i parlatmaya çalışırken basketbol tarihinin en büyük oyuncusu sayesinde nba'i küresel bir değer haline getirdi. ligi, gelirlerini muazzam seviyelere getirdi. hem aktif hem emekli oyuncular için belli hayat garantileri sağladı. nba'i uluslararası değer haline getirirken başka kıtalardan oyuncuları lige adapte ederken nba'le beraber dünya basketbolunun seviyesini de yukarı taşıdı. 90'larda gelen internet devrimini anında yakaladı ve ligin küresel değerini bir kez daha arttırdı. ligi saygın bir organizasyon haline getirdi. hepimizin sevdiği nba bu adamın yönettiği ligdi. 2014'e kadar muazzam işler yaptı.

    toprağı bol olsun, bu gezegende yaptığı iyi şeylerle hatırlamak lazım. büyük adamdı. efsaneydi.

  • evde tek başıma geçirdiğim günler.
    pek sevmediğim rutinler & zorunluluklar bile gözüme batmıyor.
    yeter ki yalnız olayım, yalnız kalayım.