ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir dizi vesilesi ile öğrenilmiş en iyi şarkı
-
shameless in ikinci sezonun finalinde calmis olmasi lazim.
cake - long time
5 yil oldu hala arada acar dinlerim.
oyunculuğun tavan yaptığı filmler
-
genelleme yapmayı hiç sevmem ama listesine "one flew over the cuckoo's nest" yazmayan sinema zevkini sorgulamam bile, direkt sinema zevkini inkâr ederim.
lezita
-
türk işçilerini işten çıkarıp yerine hindistan'dan ucuz işçi getiren iğrenç şirket. ürünlerini kesinlikle almayacağım artık.
gördüğüm kadarıyla bu skandalın üzerinde tek duran parti de zafer partisi. ümit özdağ işçilerin yanına gidip bizzat destek vermiş.
bütün entry'lerini silen yazarlar listesi
-
bu entry dursun yalnız. yalnız yazmayı burada öğrenmiştim ben mesela.
edit : olay virütik bir hal aldı eksiduyuru'ya da sıçradı.
6000 yıllık kürt direniş tarihi
-
(bkz: zeus'a direnen kürtler)
kant soslu sartreyen egzistansiyalizmin düçarlığı
bana ne lan çıkmam saraydan
-
yeşili tuttum kurallar benden,
"bay başkan" olamadım neden?
benim neyim eksik obama'dan?
bana ne lan çıkmam saraydan.
fransa sen konuşamazsın
deli kuvveti
-
insana dair sınırların aslında ne kadar zihinsel olduğunun bir göstergesidir.
deliliği, insanın dünyayla bilinen zihinsel bağlarının kopması ya da gevşemesi diye tanımlayabilirim. uzunlamasına bir süreç olabildiği gibi, geçici de olabilir.
deli kuvveti ise bu durumun içindeki insanın olmadık yer ve biçimlerde ortaya koyduğu bedensel güçtür. onlarca örnek hatırlıyorum ama bir kaçı aklımda yer etmiş.
18 yaşında bir hastamız vardı. gencecik, ufak tefek bir kız. bipolar bozukluk tanısıyla izliyorduk. manik atakla servise yattı. ufak tefek dedim, gerçekten minicikti. 1.50 boylarında, 40-45 kilo bir şey. yattığında zaptedilemez haldeydi. hemşire odasından kırılmaz camla izlenebilen bir gözlem odamız vardı. geniş gözlem odasında, 4 tane yatak ve devlet malzeme ofisinin o kocaman, ağır, hantal masalarından bir tane var. bazen hastaları kendilerine zarar vermesinler diye yatak tespitine alıyoruz, bazense diğer hastaları korumak için ilaç etki edene kadar gözlem odasında serbest tutuyoruz.
neyse, kızı odaya aldık. ben alt servise indim bir sebeple. alt kattaki asistan odasındayım. yukarıdan bir ses geliyor. güm güm güm...tabii hemen yukarı koştum. gözlem odasının penceresinden baktığımda gördüğüm manzara şu: o minicik kız, o kocaman masayı kaldırıp kaldırıp yere vuruyor ve bunu sanki yastık kaldırır gibi kolayca yapıyor.
elbette adrenalin gibi hormonların da etkisi var ama asıl mesele, inhibisyon. insan başkalarıyla ve dünyayla kontağında kendini sınırlar. yapılması gerekenler ve yasaklar, ahlak, yasalar, kurallar zihnimizi dönüştürür. delilik, insanı bu akıştan koparır. aslında bir kertede zihni özgürleştirir. inhibisyon yani baskılanma ortadan kalkınca, beden de farklı işlev görmeye başlar. kas kuvveti, acı eşiği ve hatta sıcaklık algısı bile değişir. yaz günü paltoyla gezip terlemeyen şizofrenlere rastlamışsınızdır sokaklarda.
zihinsel zincirleri kırmak için 'delirmek' şart mı peki? dmo masasını tüy gibi kaldırabilir miyiz bilmiyorum ama zihnimizi kalıpların dışına çıkarmaya çalışırsak, doğru denileni sorgularsak, bize dayatılanları olduğu gibi kabul etmeden önce üzerine düşünürsek çok daha özgür ve güçlü olabileceğimize eminim.
"where other men blindly follow the truth, remember;
nothing is true."
engelli kadının kedisini yiyen pitbull
-
oldu yav fil falan besleyelim evleri yıka yıka yürüsün madem. fil yani sonuçta bu, doğasında yürümek var niye önüne ev diktiyseniz artık.
edit: tanım yapıldı
tanım : bir hayvanın diğer bir hayvanı bir insanın evinde yemesi olayı
15 gündür a. koydum gardaş usandım vallaha
-
doldurdular şöyle tipleri silahlı kuvvetlere, verdiler ellerine binlerce lira parayı, köyde babasının traktör emanet etmediği tiplere orduyu emanet ettiler, şimdi bunların nasıl ayıklanacağını kendileri de bilmiyor.
utanmaz arlanmaz herifler, o mesaj attığı tipi de iştirak ile yargılamaları gerek.
fenerbahçe kürek takımı'nda skandal
-
suya yansımamıştır.