ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zeytinburnu belediyesi buz hokeyi takımı
-
zeytinburnu belediyesi buz hokeyi takımının abd'de olsa çoktan yüksek bütçeli bir hollywood filmine dönüştürülecek türden güzel bir hikayesi var. belediye başkanı murat aydın'ın ifadeleriyle buraya koyuyorum ki farkı anlaşılsın;
buz hokeyi takımı’nın fikir sahibi zeytinburnu belediye başkanı murat aydın, takımın kuruluş hikayesini şöyle anlattı:
“5 sene önce geri dönüştürülebilir atıkları doğaya kazandırmak amacıyla “doğaya destek sizden buz pateni biletiniz bizden” şeklinde bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. proje kapsamında geri dönüştürülebilir; kağıt, cam, karton vs. atıkları getiren herkes belediyemiz tarafından kurulan mobil buz pistinde ücretsiz olarak kayma şansını elde ediyordu. fakat proje, başladıktan kısa bir süre sonra, ‘amacı olmayan veya gelecek ilgili hiçbir hedefi olmayan gençler’ diye nitelendirebileceğimiz çocuklarımız tarafından sekteye uğratıldı. yaşanan bu problem üzerine bizler de sorunu şiddetle değil ilgiyle çözmeye karar verip, ‘bu gençlerimizden bir buz hokeyi takımı kuralım!’ dedik. takımı kurduktan kısa bir süre sonra federasyon başkanını aradım ve ‘bizim böyle bir projemiz var, belediye olarak buz hokeyi takımı kurduk. bizi bölgesel lige alır mısınız?’ dedim. sağ olsun kabul etti. ve maceramız o gün itibariyle başladı.”
bu takım önce buz hokeyi süper ligine çıktı ardından da lig şampiyonu oldu ve nihayet avrupa'da önemli bir derece yaptı. kimler ön ayak olduysa hepsinin emeğine sağlık. bu kardeşlerimizi de ayrıca kutluyorum. akp'li başkan'a da sevgi ve saygılarımı iletiyorum. tebrikler.
patatesi pişirmeyi akıl eden ilk insan
-
mübarek biri. çünkü patatesi ilk gören kişi ben olsam muhtemelen bir ısırık alıp tükürür, "arkadaşlar yemeyin bunu rezil bir tadı var, şu karşı ağaçtaki kırmızı şeyleri bir deneyelim." filan derdim ve böylelikle patates denilen mucizevi besin keşfedilemezdi. ama işte biri bunu almış, ateşte yakmış ve tuzlamış, sonra biri yağda kızartmış, öteki haşlamış... neler neler ya. çok güzel tadı var.
9 bin tl maaşla geçinebilindiğini sanmak
-
özet geçiyorum: bekarım, 9 bin tl maaş alıyorum, kızlar eklesin.
anne baba evdeyken eve kız geldirtmek
-
(bkz: fiil çekimine kurban)
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ana sınıfındaki veletlerle kumda oynarken..
aynur(5) : çok güzel kumdan çorba yaptım yemelisin
ben(-15) : ımmmh nefis olmuş bu ya harika ki bu hepsini yerim
samet(6) : ben de koyun kestim kumdan çiğ köfte yaptım size hadi yiyin
ben : e ben kırmızı et yiyemiyorum nasıl olacak ?
samet : yaa dert ettiğin şeye bak yeşil koyundan yaptım ben onu..
ulan.. hala gülüyorum.. bayağı yoğurdu birde oturup..
hindistan usulü patates cipsi
-
bundan bir 10-15 yıl öncesine kadar türkiye sınırları içerisindeki çoğu fabrikadan farksızdır. avrupa birliğine giricez ayağına düzeldi bizim de fabrikalarımız.
hatırlayın ya arena programını, uğur dündar'ın trajikomik baskınlarını.
fazladan 6 bin çekim noktasıyla hizmetinizdeyiz
-
"biz salağız," demenin başka versiyonu ya da "biz mallık yaptık karambolde ama bununla da övünme yolunu bulduk," çakallığı. (bkz: turkcell)
kardeşim yeteri kadar dikseydin o çekim noktasını, fazlası neden? ona harcayacağın parayı tut cebinde, kar hanene yaz, konuşma ücretlerini düşür.
mallığını reklam yapan ilk bunlarda görüyorum.
sanki türkiye sınırları genişledikçe genişliyor, bunlar da dikiyor da dikiyor.
fazlasını isteyen yok, yeteri kadar dik, bizi dikme...
türkiye'de en itici insanların bulunduğu şehir
-
trabzon, sakarya insani deli eder ya.