hesabın var mı? giriş yap

  • bugün bir tanesiyle karşılaştım. çok duygulandım yemin ediyorum. kendisi 30'lu yaşlarda bi delikanlı, yayalara kırmızı yanmasına rağmen yolda bi tane bile araba neyin yok, hiç niyetlenmiyor bile geçmeye. ben de yanındayım. o gitmeyince lan ayıp olmasın diye ben de onla bekledim. yol hala boş, boş yola bakıyorum öyle uzaklara dalmalı sanat filmi gibi, yeşili bekliyoruz ısrarla. yüzümde avrupai bir tebessüm var delikanlı kardeşimize doğru. neyse yeşil yandı ben geçeyim artık dedim, adam hala oradaydı. dolmuş bekliyormuş meğersem mınıskim kendimi salak gibi hissettim lan.

    zaten ''mal mı lan bu zürriyetini sktiğimin'' tarzında bakıyordu adam bana, oradan anlamalıydım, hayır arkadaş yaya geçitinde insan karşıya geçecekmiş gibi dolmuş mu bekler ya.

  • sesler daha gür çıkmaya başladı. insanlar artık ne olursa olsun diye düşünüyor. sanatçısı da halkı da aynı. gidişin ayak sesleri

  • an itibariyle günümün içine etmiştir. ulan ihale var sabah, bu güya yeminli tercüman olan lavuğa da ispanyolca kalite belgelerini çevirttirdim... neyse efendim, eleman facebook'tan eklemiş beni yarım saat önce, artık neyine güvendiyse... ben de kabul ettim fazla kurcalamadan. girdim profiline geziniyorum ne ayak lan bu deyu... bir baktım ki darwin'i, evrim ağacı'nı, karikateist'i vb. sayfaları beğenmiş. kan beynime sıçradı bunları görünce. "ateist misin lan sen it" diye sert bir mesaj attım facebook'tan. "evet abi" yazdı. "senin ben mına koyim emi! hani yeminli tercümandın lan sen! kuran'a filan el basmadın mı sen" yazdım, "annemin üstüne yemin ettim ben abi" dedi. daha fazla yazamayacağım. :( hayır amk ben de ateistim de kariyerim tehlikede resmen şu an. :(

  • bu başlık sirius black'in asaletine hakarettir.

    filmi izleyip, üç-beş sayfaya kanıp snape'in yağlı saçlarına aşık olanlara sirius'u yedirtmem!

    neymiş? adammış. neymiş? kahramanmış. hadi oradan. snape dediğin mahlukat katilden başka bir şey değildi. lily'yi seviyormuş. ne dokunaklı. kendi isteğiyle ölüm yiyen oldu. kendi isteğiyle gitti ve kehaneti voldemort'a söyledi. evet, lily'nin oğlu olduğunu bilmiyordu ama daha söylerken o ailenin tamamının öleceğini bal gibi biliyordu. bir bebeği voldemort'un önüne attı lan! eğer lily ölmeseydi malfoy döneği gibi 'imperius' büyüsünü bahane edip kaypak kaypak ortalıkta dolaşacaktı.

    sirius dediğin adam, bir aile kurtulsun diye kendi hayatını hiçe saydı. voldemort ne de olsa onun peşinden gelir, zorla onların saklandığı yeri söyletir diye sır tutucu olmadığı halde öyle davrandı. voldemort gelip onu öldürsün de sır asla ortaya çıkmasın diye!

    şimdi bir tarafta tanısın ya da tanımasın bir bebeği voldemort'un önüne atan bir katil yer alırken diğer tarafta kendini bir saniye bile düşünmeden arkadaşları için feda eden sirius.

    beyniniz nasıl çalışıyor lan? biri ergence davranamaz ama katil olabilir. karanlık büyüye hayran hayran baktığınız için mi bu snape sevgisi? bütün yaptığınız kötülüklerin "always" ile affedileceğini falan umuyorsunuz sanırım?

    yok birinin ailesi fakirmiş, diğeri safkanmış vs. geçiniz. ikinci kitabın sonunda dumbledore, harry'ye ne diyor? kim olarak doğduğun değil, kim olmayı seçtiğin önemli. ve snape bütün tercihlerini kendi yaptı.

  • yine de halka fazla güvenip coşmayın dediğim sonuçlardır.insanlar yolsuzluk,haksızlık,talan,kötü yönetim,atatürk karşıtı siyaset olduğu için değil cebine az para girdiği için akpden vazgeçiyor benim bu insanlara güvenim yok.

  • osmanlı osmanlı diye kafa zkmelerinin nedeninin aslında osmanlı olmadığını tahmin etmişizdir.

    "bu fotoğrafı tatil programı yapın diye koymadım.

    bu resimde gördüğünüz otel binası sultanahmet’te. otel olmadan önce “başbakanlık osmanlı arşivleri” binası idi. devlet yetkililerimizin aklına birden bu binanın çok eskidiği restore edilmesi gerektiği fikri geldi. restorasyona alındı. “başbakanlık osmanlı arşivi restorasyon çalışması” diye bir koca tabela da asıldı. gel zaman git zaman bir de bakıldıki koca osmanlı arşiv binası, abrakadabra “otel” oluvermiş.

    resimdeki otel işte o otel. sura hagia sophia hotel.

    arşiv bahçesinde bulunan limon, defne ve asma ağaçları da kesilmiş. inşaat sırasında asırlık çınarlar da zarar görüp kurumaya başlamış..

    arşivler ne mi oldu? 100 milyon belge ve 370 bin defter bulunan henüz tasnif edilmiş ama okunmamış koca arşiv kağıthanede dere yatağında bir binaya doldurulmuş. sonra sel basmış, yarısı mahvolmuş kalanı da nemden küflenmeye ve silinmeye yüz tutmuş.

    atalarının mezar taşını okuyamamaktan yakınan, osmanlıca zorunlu olsun diye yaygara koparan zevat’ın yediği halta bakılırsa, dertlerinin ne olduğu çok açık. cumhuriyetle hesaplaşmak..

    “hüvelbaki osmanlı ”

    mezar taşında bu yazıyor.okuyabildin mi şimdi?

    ilhan ertürk"

  • gerçek hayatında nasıldır hep merak etmişimdir... cheeseburger isticek mesela;

    "a cheesburger... with fries... with ketchup... but no mayo!!! and a coke... with ice... on a red tray. on a tray of fulfilment! fighting against hunger... and much more... should have it soon..."

  • şampiyonlar ligi kupasını ise gerçekten büyük ve güçlü takımlar almıştır. o takımlardan bazıları;
    ac milan
    real madrid
    barcelona
    bayern münih
    manchester united
    fenerbahçe

    edit; fenerbahçe yokmuş. uyaran arkadaşlara teşekkürler..