hesabın var mı? giriş yap

  • bana ablam aslında kardeş olan benim abla olan sensin ama gelişemedin ben seni geçtim demişti lan açtırmayın şimdi ağzımı

  • kızım, annemin koynunda uyumuş benim yanımdan kalkıp. tuvaletten dönerken anneannesinin odasına dalmış,yolunu şaşırıp. yadırgamamış hiç. zaten 3 yaşına kadar ikimize de anne dedi sıpa...

    babam vefat ettikten sonra annemin hayat amacı kalmamış gibiydi. kızım doğduğunda kimse demedi ona "gel torununa bak" diye. çok olağan, çok sıradan bir şey gibi, olanca doğallığıyla üstlendi bu "görev"i... ya kim bakacaktı der gibi... hoş, o bakmasa kayınvalidem tetikteydi *

    eşimden boşandıktan sonra daha da sahiplendi. şimdi en büyük meselemiz, ben evlenirim de torunundan uzak kalır korkusu. sürekli iz peşinde, hayatımda biri var mı diye*

    çirkinsiniz. yaranız ne bilmiyorum ama ukala, fesat, sevgisizsiniz. çocuk bakmak zorla olacak iş değil. içlerinden gelmese bir gün bakmazlar, ki bakmayan da çok. hepsine saygı duymak lazım. herkesin enerjisi olmayabilir. ama severek, mutlulukla bakanın da fesat kalbinizle biçeceğiniz merhamete ihtiyacı yok.

  • anlamak için okuma yazmanın yeterli olduğunu düşündüğüm olaydır.

    normalde böyle konularda yazı yazmam. ancak yazılanları okuyunca dedim tane tane bilale anlatır gibi anlatayım da herkes anlasın.

    -yıl 1955 uefa şampiyonlar ligi kurma kararı alıp turnuva oynatmaya başlıyor.

    -1956-1957 sezonu türkiye futbol federasyonu uefa'ya bizi de turnuvaya al diyor. uefa'da şampiyonunu belirle isim olarak gönder bana alacağım sizi diyor.

    -türkiye'de bu zaman aralığında izmir , istanbul ve ankara'da ayrı ayrı profesyonel ligler oynanıyor. her birinden ayrı şampiyon çıkıyor.

    -türkiye 1956-57 sezonu için uefa'ya istanbul lig şampiyonu galatasaray'ın ismini veriyor. o sene galatasaray şampiyonlar ligine katılmış oluyor.

    -federasyon sadece istanbul lig şampiyonunu gönderme kararı alınca izmir ve ankara lig şampiyonları buna haklı olarak itiraz ediyor.

    -bunun üzerine federasyon 57-58 sezonu için uefa'ya gidecek olan takımı belirlemek için istanbul(2)-ankara(2)-izmir(2) liglerinden gelen toplam 6 takımla federasyon kupası düzenliyor. burada şampiyon olan takım uefa'ya gidiyor. bu yıl içinde beşiktaş şampiyon olduğu için o şampiyonlar ligine katılmış oluyor.

    -diğer yıl 58-59 sezonu içinde aynı şekilde federasyon kupasında yine beşiktaş birinci olunca o yıl şampiyonlar ligine katılıyor.

    -59-60 sezonuna geldiğimizde ise türkiye futbol fedarasyonu istanbul-ankara-izmir liglerini birleştirip ulusal lig formatına geçiyor. artık burada şampiyonlar olanlar direk şampiyonlar ligine katılmaya başlıyor.

    -ülkemizde ki şampiyonluk sayısı normalde 59-60 sezonundan itibaren başlıyor.

    -ancak bundan önceki iki yılda üç ulusal ligin(istanbul-ankara-izmir) ortak şampiyonu(federasyon kupası) olduğunu söyleyerek kazandığı iki şampiyonluğu istiyor.

    -ilk başta türkiye futbol federasyonu bu durumu kabul etmese de uefa'nın kararı ile fikrini değiştirip haklı olarak beşiktaş'a şampiyonlukları veriliyor.

    -burada ki mantık o iki yılda ulusal ligler arasında oynanan turnuvada şampiyon takımın olmasıdır.

    -diğer yıllarda ise istanbul-ankara-izmir ulusal liglerinde herkes ayrı şampiyon olduğu için bir takıma şampiyonluk verilemez.

    -galatasaraylı olarak tane tane yazdım artık bu durumu net şekilde anladığınızı umuyorum.

    edit:

    3 arkadaş haricinde mesaj gönderen 8 arkadaş olayı hala anlamamak üzere çaba sarf ediyorlar. açıklayıcı olmuş diyen 3 arkadaşa teşekkür edip diğerleri için ek açıklamalar ekleyeyim ki mesajdan uğraşmayayım.

    - öncelikle şunu söylemek istiyorum. milletimiz hiç araştırma yapmadan sadece yazılanlara göre ahkam kesmeyi çok iyi beceriyor. arkadaşlar açın biraz araştırın neyin ne olduğunu görün ondan sonra gelin yazın. birkaçı benim okuma yazmamın zayıf olduğunu savunup araştır deyip duruyor. onları allaha havale ediyorum.

    -yukarıda her ne kadar açıklayıcı yazmaya çalıştıysam da bazı kişiler anlayamadı. seviyeyi biraz daha düşürüp bazı eklemeler yapacağım.

    -57 ve 58 sezonları için türkiye futbol federasyonu(futbolla ilgili karar veren kurum) uefa'nın(avrupa futbol federasyonları birliği) düzenlediği şampiyonlar ligine takım göndermek için ülke şampiyonu belirlemek istiyor.

    -onun içinde federasyon kupası adı altında bir turnuva düzenliyor. kuralları ise; istanbul-ankara-izmir liglerinde ki takımlar ilk önce kendi aralarında eleme maçı oynuyorlar. eleme maçları sonrası her ligden ikiye kalan takım federasyon final ligine kalmış oluyor. toplam 6 takımlı federasyon liginde oynanan maçlar sonrası 57 sezonunda beşiktaş şampiyon oluyor.

    -57 sezonunda federasyon finaline kalan 6 takım; istanbul'dan(beşiktaş-galatasaray) , ankara'dan(gençlerbirliği-adana milli mensucat), izmir'den(altay-kültürspor). 10 maç üzerinden oynanan maçlar sonucu beşiktaş 17 puanla lider olup şampiyonlar ligine gidiyor.

    -58 sezonunda ise, ilk önce üç ligde eleme maçları oynatıyor. sonucunda kazanan takımlar fedarayon kupası 2 kademesine yükselmiş oluyor. burada 16 takım birbirleriyle eleme maçı oynadıktan sonra 8 takım gruplara kalmış oluyor. bu sezonda 4 takımlı 2 grup oluşturulup maçlar oynatılıyor. bu gruplardan lider olan iki takım final maçı oynayıp şampiyon oluyor. (kırmızı grup-beşiktaş, beyaz grup-galatasaray). finalde oynanan iki maçı da beşiktaş 1-0 lık sonuçla kazanıp şampiyonlar ligine gitmiş oluyor. ancak türkiye futbol federasyonu beşiktaş'ın ismini uefa'ya geç bildirdiği için o yıl şampiyonlar ligine türkiye'den katılım olmuyor.

    -tekrar yazıyorum açıp biraz araştırın neyin ne olduğunu. mantık süper lig sezonunun başladığı 59 sezonundan önce ki iki sene aynı lig formatı gibi tüm takımları kapsayan maçlar oynandığından beşiktaş şampiyonluklarının sayılmasını istiyor. sonuç olarak uefa'da haklı bulunca şampiyonluk sayıları verilmiş oluyor. bundan önceki yıllarda tüm ulusu kaplayan turnuva oynanmadığı için diğer şampiyonluklar eklenmiyor. anlayın artık şunun mantığını boşa tartışma konusu açmayın.

  • arsızlığın dışavurumu, link

    bir arkadaşımın yorumu,

    bir şeyin fark edilmesi gerek. özgecan'ın vahşice katledilmesinin arkasında bir başka hikaye daha var. bir emekçi kadın; özgecan'ın annesi songül aslan. özgecan bir emekçi çocuğuydu. evine dolmuşla dönüyordu. zengin bir ailenin otomobil sahibi bir çocuğu olsa muhtemelen bugün hayatta olurdu. songül ana kızını okutabilmek için emekli olmasına rağmen yeniden çalışmaya başlamış. hatta yazın da sömürünün diz boyu olduğu kıbrıs'ta çalışmayı planlıyormuş. baba mehmet aslan acımasız dünyanın farkında iki kızına da bibergazı alıp vermiş. "her ihtimale karşı" diyerek.
    şimdi bu ailenin evine bir de bugün utanmadan sümeyye erdoğan ve esra albayrak gitmiş. kendilerini tapelerden; kamyon kamyon parayı kaçırmaya çalışırken hatırlıyoruz. utanmadan bu emekçi ailenin evine taziyeye gitmişler. alınteriyle geçinen o güzel insanların evine gitmişler. sümeyye erdoğan gazetecilerle konuşurken eklemiş " kadem olarak da buradayız". kadem dediği de tayyip'in kadın erkek eşit değildir diye konuştuğu ve büyük alkış aldığı toplantıyı tertip eden muhafakar kadın derneği.
    bu yüzden bıralım kız kardeşlik muhabbetini. ben sümeyyeyle de bilimum burjuva kadınlarla da kardeş mardeş değilim. elinde emekçi kanı olan, halkın sırtından geçinenlerle kardeş olamam.

    edit: "kadem" olarak gitmelerinin tekrar altını çiziyorum, ve ayrıca (bkz: kadına şiddeti sadece suçlu ve mağdurla sınırlamak)

    edit2: arkadaşımın adı derya koca, internetten kimi yazılarına ve halk tv öğrenci işleri programındaki tartışmalarına ulaşabilirsiniz.

  • cok iyi olmayin kirilirsiniz.

    cok comert olmayin batarsiniz kimse sizi dusunmez.

    cok duyarli olmayin kullanilirsiniz.

    cok acik sozlu olmayin yalniz kalirsiniz

    cok durust davranmayin aldatilirsiniz.

    cok gulmeyin ciddiye alinmazsiniz.

    buyukler size bir sey diyorsa ilerde mutlaka o olacaktir. aklinizin bir kosesine koyun.

    simdi yakmadan kendinizi usulca yasamaya bakin.