hesabın var mı? giriş yap

  • - hangisinden kullanayım abi? head&shoulders, clear men, pantene filan var
    + amk hepsinin içine doldurduğun ipek şampuan değil mi?

  • çalın. iyi çalamayacaksanız da, virtüoz olamayacaksanız da, küçük yaşta başlamadıysanız da, günün birinde adınız gitarla birlikte anılmayacaksa da çalın. çalmak istiyorsanız, çalın.

    "gitar ayağa düştü hacı." diyenlere takılmayın. neymiş, vay efendim, herkes gitar çalmaya heves ediyormuş. bir toplum düşünün ki her bir ferdi bir enstrümanla az buçuk uğraşmış, bir enstrümandan üç beş ses çıkarmasını biliyor. ne büyük felaket, değil mi?

    güzeldir kardeşim. al gitarını, istersen iki tıngırdat bırak. istersen uğraş, çalış, öğren çalmasını. kimseye borcun yok, virtüoz falan olmak zorunda değilsin. çal gitsin.

  • oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :

    - bana bi tane maçarotti..
    - efendim?
    - bi tane makivetti..
    - nasil?
    - nescafe var mi?
    - yok maalesef..
    - sittir, o zaman bi tane makamotti..
    - ne?
    - ver bisi iste canina yandigim..

  • öğretmen olan babama dizinin konusunu anlattım. oldukça ilgisini çekti. derin derin düşünmeler başladı bir süre sonra, sıkça bir yerlere daldığını fark ettim. anladım ki bizim kurtun planları var. hayatın zorluğundan bahsetmeler, parasal sıkıntılardan yakınmalar...

    3 gün sonra müthiş bir fikirle geldi. kavanozlar, kazanlar alacağız derken yoğv biğç bile demiş olabilirim. ama işin özü salça yapacakmışız. %98 saflıkta yap bir de çanakkale domatesi kullan bari amk.

    hayatıma indirgediğim dizi.

  • eğer zenginseniz itiraz edersiniz. eğer fakirseniz memnuniyetle karşılarsınız.

    aynı üniversite solcuları gibi, yokluk çekerken solcusunuz varlık sahibi olunca liberale dönüşürsünüz.

    bu bir çok ülke de, özellikle sosyal demokrat tandansı olan kuzey ülkelerinde uygulanan bir yöntemdir. ama orada alınan vergi çok yüksek olabildiği için öyle kiraya vererek bu verginin acısını kiracıdan çıkartamazsınız. bu yüzden yatırım olarak ev almak saçma olur. kiraya vermeniz de inanılmaz zordur. onun yerine devlet sosyal konut yapar.

    şimdi bizde problem ne? bizde çok fazla emlak zengini olduğu için piyasa sıkışıyor. 1000 evi 500 evi olan adamlar var. bunun gibi adamları elemek için yapılan adımlar bunlar. eğer yapmazsan zengin daha da çok ev sahibi olacak ve hiç bir zaman senin kiracılık ve kiralık ev derdin bitmeyecek. sürekli yeni inşaatlar yapılacak ama fiyatlar normal seviye de olamayacağı için hep zengin daha fazla emlak sahibi olacak. asıl ihtiyacı olanlar ev sahibi hiç bir zaman olamayacak.

    çevremden örnek vermem gerekirse, bizzat tanıdığım yakın bir arkadaşım tarikat şeyhi kızıyla evlendi. adamın tek başına istanbul arnavutköy'de (ilçe olan) tam 50 apartmanı var. apartman başına kaba hesapla 8 daire dersek bu adam elinde 400 dairelik stok sahibi. sadece 3 avukatı bu evlerin kira işleriyle uğraşsın diye çalıştırıyor.

    şimdi daha iyi anlaşılıyor mu?

    ekonomisi stabil ülkelerde neden bu uygulanıyor?

    1) bina sayısı bizdeki gibi kontrolsüz artmasın, rant birilerine kalmasın

    2) emlağa yatırılan para ekonominin içine dönsün, daha fazla likit dönüşümde olsun

    senin ev aldıktan sonra başka bir eve ihtiyacın var mı? reelde yok. bu ihtiyacını karşılamışsın. buradan sonrası başkasını s.kmeye giriyor. hiç kimse emeklilik, garanti bilmem ne diye kafa ütülemesin. başka ülkelerde nasıl oluyor? çünkü orada adam ileriki dönemini düşünerek bireysel yatırım yapıyor. planlama yapıyor. bizde paşalar yattığımız yerden para gelsin diye sistemi su istimal ediyor.

    rant üzerinden ekonomik gelir elde etmek ancak ilkel toplumlarda olur. adam gibi bir ülke olabilmek için bu çok daha önce yapılması gereken doğru bir adımdır.

  • bazı entrylerde 1 hayır oyu verildiği sanılmış. 1 hayır oyu verildiği şeklinde algıyı nereden edinmişler, bilmiyorum. okuduğunu anlamayan kitleye çok güzel örnek olur buradan. bir de matematik bilmediklerini gösterir.

    seçim sonucu :
    evet: %99,91
    hayır: %0,09

    eğer 0,09 oran 1 oy ise seçime yaklaşık 1111 seçmen katılması lazım. kuzey kore nüfusuna göre anlamsız bir değer.

    yani, 1 tane hayır oyu verilmemiş. hem türkçe bilmiyorsunuz, hem matematik bilmiyorsunuz. yine de klavyedeki harflerin yerlerini bulabiliyorsunuz. bu da bişey tabi.

  • bu tiplerin düşünceleri de, üslubu da beş para etmez. bu yaz itibarıyla kim bunları başımıza musallat ettiyse pipisi kopsun. fenalık geldi artık şunların ergen atışmalarından.

  • sözlükte, moderasyon açısından ters tepti bence kondüktör uygulaması. ilk başta şöyle bir şey düşünülüyordu: kondüktörleri alalım hem insanlar beklemekten kurtulsun, hem de çaylak inceleme/onaylama gibi ekstra bir yükten kurtulalım. ama kondüktörler o kadar hızlı çalıştı ki artık yeni yazar alımları ile günde binlerce yazar sözlüğe giriş yapmaya başladı. haliyle günlük yazılan entry ve açılan başlık sayıları da çok büyük oranda artış gösterdi. bunların içinde de hatalı entry oranı o kadar yüksek ki.

    bu uygulama başladığı günden beri o kadar çok gözüme çarptı ki ispiyonlanan, silinen entryler. artık moderatörlere çok daha fazla iş düştüğünü tahmin ediyorum. bir önceki entryde aynı şey yazılmış olmasına rağmen tekrar aynı bilgiyi ısrarla gireni mi dersin, atıyorum, güzel bir manken hakkında yüzlerce entry girilmişken 355. entrye "güzel kadın" diye tanım yazanı mı dersin, insanlara gg kapsamında olduğunu bilmeden hakaret edeni mi dersin, imla hatalarıyla açılan başlıkları mı dersin, aramaya zerre inanmadan yeni başlık açanı mı dersin, hepsi fazla fazla var artık. modlara kolaylıklar diliyorum bu hususta.

    bir de bu uygulama sonunda artık şöyle bi olay da var, kondüktörler bu gazla gitmeye devam ederse birkaç güne kadar artık bekleyen çaylak kalmayacak. bu da şu demek oluyor; artık herkes burada yazabilecek. yani, kullanıcı buraya üye olup yazmaya başladıktan sonra hesabını kötü amaçla kullansa dahi kafası rahat olacak, çünkü bir süre sonra uçurulsa bile tekrar 10 entry girdikten sonra kısa bir içinde tekrar yazmaya başlayabilecek. troller, fakeler ve türevleri ortamda bir bir boy göstermeye artarak devam edecek. owencem diye yazar gördüm ya! geçen haftalarda boş ve anlamsız entryler girdiği gerekçesiyle bol bol eleştiri alan noryth aquanum, reenkarnasyonla zombi olan nekrofil vs. arkadaşlar gibi onlarcası var artık. yazarlığı onaylandığı andan itibaren bir hızla entry yazmaya başlayıp bir günde 200 entrye ulaşan inasanlar var ve sayıları hiç az değil. bunun yan etkisi olarak sol framein tıpkı inci'deki gibi aktığına tanık oluyoruz. sözlük okunurluktan biraz uzaklaşıyor diyebiliriz. herkes yazıyor ama yazılan her şey okunuyor mu acaba? bir süre sonra ekşi sözlük bir entry çöplüğüne döner mi?

    yeni yazmaya başlayan arkadaşlar iyidir kötüdür diye, alınsın/alınmasın diye bir yorum yapmıyorum, zaten böyle bir yorumu yapmak bana düşmez. ben ortaya çıkan ve çıkabilecek sorunlar karşısında moderasyonun nasıl önlemler alacağını gerçekten merak ediyorum. eyorlamam bu kadar.