ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kettle'da su kaynatmak vs ocakta su kaynatmak
-
yılllardır benimde kafama takılan ikilem.bir hafta kettle'da bir hafta ocakta kaynatarak ortalama maliyetten içimi ferahlatıyorum.
12 mart 2013 schalke 04 galatasaray maçı
-
düşen uçakta ateist olmaz deyişindeki gibi, son 10 dakikasında bir tane bile ateist galatasaraylı kalmamıştır. neye dua edeceğimi şaşırdım en son poseydona yalvarıyordum amk.
696 sayılı khk ile getirilen iç savaş maddesi
-
pkk veya feto cu oldugunu dusundugunuz birsini öldurebiliyormuyuz simdi?
oldu olasi arinma gecesi gibi bir gun yapalim .
başkasına aşık oldum diyen sevgili
-
siz hiç kalbinizden taşan sevgilinizin bir başka aşk için ağladığını gördünüz mü?
ben gördüm, bir kere.
çok ağlanırsa kör olunur mu? bilen vara yazsın bana, neyse.
bir aylık bir amerika tatili idi sadece. gözleri parlamıştı böyle bir imkan doğdu gitmeli miyim sence derken. hayatımda hiç kimseyi öyle yüreklendirmemiştim sanırım, kendim de dahil.
her şey bu tatille başladı, hayatımın bu kadar boka saracağı hiç aklıma gelmezdi, felaketlerin bir alıştırma dönemi olmalıydı bana göre, böylesi zalimlikti.
siz hiç alkolle arası iyi olmayan sevgilinizi zil zurna sarhoş bir bar köşesinde ağlarken buldunuz mu?
ben buldum, bir kere.
ıslak suratını omzuma gömüp "çok canım yanıyor" dedi. bende can kalmadı diyemedim.
ellerimi tutup "ben başkasına aşık oldum" dedi. ben bir daha sevemem diyemedim.
tüm renkler soldu, etraftaki tüm ışıklar söndü, ben karanlıktan korkuyordum ve elimi bir başkasına aşık bir adam tutuyordu. dramın dibi.
tekrar omzuma gömülüp hıçkırıklarla ağlarken "sana bunu nasıl yaparım, ama aşık oldum, nasıl yaparım" diye boğuk bir sesle nefesini gömleğimden içerilere kadar üflüyordu hırsla.
fıtı fıtı fıtı, çok duygusallaştım, tamam neyse, git ve mutlu ol dedim, evet ellerimle ittim onu, başta direndi sonra bir kelebek gibi süzüldü canını yediğim.
bazen aşk gider, anılar kalır. bazı sevgililer başkalarına aşık olabilir ve siz bir daha sevemeyebilirsiniz.
elimi tutabilirsiniz.
liverpool kalecisiyle yanlışlıkla yapılan röportaj
-
bbc muhabiri stuart flinders'ın, liverpool'un eski kalecisi tommy lawrence'a, kim olduğunu bilmeden, yaşlıdır hatırlar diye düşünerek, "1967'de goodison park'ta oynanan fa cup 5. turundaki everton - liverpool maçını hatırlıyor musunuz" diye sorması ve efsaneden "i played in it" cevabı alması ile şoka uğramasını barındıran röportajdır.
bbc reporter accidentally interviews former liverpool keeper
müthiş bir futbol tesadüfü, inanılmaz eğlenceli bir an. lawrence'ın çocukları, "babamız konuşmayı hiç sevmez, muhtemelen başka bir soru sorsaydınız cevaplamazdı, ama çok iyi oynadığı bir maçı sormuşsunuz" şeklinde konuşmuşlar. neler oluyor hayatta...
midjourney
-
on milyonlarca defa studio ghibli denemesi yapılmıştır eminim ama dayanamadım ben de yaptım.
bir studio ghibli anime'sinde istanbul'u görseydik nasıl olurdu?
https://imgur.com/a/ut20agv
imgur yoksa:
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
edit: entry çok beğeni aldı, güzel bir şeyler aklıma geldikçe ekledim:
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
pınar şirketlerinin satış ve karını artırması
-
yıl sonu kurları üzerinden pınar süt 2017'de yaklaşık 12.5 m dolar kar ederken 2018'de 9.3 m dolar kar etmiştir.
başka tespitim yok hakim bey.
tayyip'in boris johnson ile şakalaşması
-
rte elini, borisin omuzuna atınca, dümdüz karşıya bakıyor.
kuvvetle muhtemel karşıda, cumhurbaşkanlığı fotoğrafçısı var ve ona poz verdi rte.
düşünün, rte elini boris'in omuzuna koymuş, üstünlük kurar gibi karşı kameraya poz veriyor. bugün yarın fotoğraf medyaya düşer. bizim akp'liler de "canım reisim, nasılda diz çöktürdü ingiltereye" diye sevinir.
neden pahalı olduğu anlaşılamayan şeyler
-
öncelikle aşağıdaki entry vejetaryen arkadaşların seveceği bir içerik değil. okumayın demiyorum ama okumayın.
pahalı olmasını anlamadığım şey kırmızı et. bütün dünya' da pahalı olsa bir şey demem. bir inek kolay yetişmiyor derim ama bizde pahalı, millette ucuz olunca ayıp oluyor.
benzin demiyorum; çünkü eşek yüküyle vergisi olduğunu biliyorum ama kırmızı et neden pahalı anlamıyorum.
avrupada eti ağaçtan topladıkları için mi ucuza satıyorlar? biz hayvanları japonya' dan getiriyoruz da yol parası mı ödüyoruz? bizim de kırsalımız var, otsa ot bitkiyse bitki. bizde de var amk. sinirlendim bak.
kafa kesen iki kişinin serbest bırakılması
-
adana ceyhan’da hırsızlık için girdikleri evde 72 yaşındaki kadının kafasını kesen iki kişi önce ağırlaştırılmış müebbet almış, sonra müebbete düşmüş, iyi halden de adli kontrol şartıyla serbest bırakmışlar. biri sizin annenizin evine girip boğazını kesse cezası cuma günleri sabah ile akşam arası bir saatte karakola giderek imza vermek. hammurabi kanunları bile daha adildi bu nasıl bir olay? bilen bir hukukçu kafa kesen insanda bu hakimlerin nasıl bir iyi hal gördüklerini anlatabilir mi? aklım almıyor gerçekten. bu hırsızlardaki iyi niyeti gören hakim kadir şeker’de nasıl görmüyor? gerçekten bu hukuk standardını bir hukukçu açıklarsa çok sevirim.
haber
edit: itiraz edilince tekrar tutuklanmışlar. haber
edebiyat tarihinin en iyi giriş cümlesi
-
edebiyat tarihinin en iyi giriş cümlesi çok iddialı ancak en güzellerinden biri nazarımca şudur:
"birden kaldıramlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi, içimdeki sıkıntı eridi."
(bkz: aylak adam)
ekleme:
yabancı olarak da anna karenina'nın giriş cümlesi olabilir:
"mutlu aileler birbirine benzerler, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır."
sevgilinin erasmus'a gitmesi
-
bunun bir üst versiyonu sevgili erasmusta iken sizin askerde olmanız dır. *