hesabın var mı? giriş yap

  • günün en güzel haberidir.

    --- spoiler ---

    taksilere arap turist kıyafetiyle denetim yapıldı, taksimetre açmayan şoför isyan etti: böyle tuzak kurulmaz, hakkımı helal etmiyorum
    --- kaynak ---

    652 lira ceza vermişler. miktar az ama yine de canlarını yakacaktır. bir de "bana tuzak kuruldu" diyorlar. sizin insanlara kurduğunuz tuzaklar ne olacak utanmazlar?

  • 1350 dolarlık bilgisayarı 1750 tl ye almıştık, bir öğremen maaşı yaklaşık 1400 tl idi.
    ne kadar güzel günlermiş

  • bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama sanki müşteri temsilcisi veya satış elemanı değilse, yani üstününastı konumda bulunmuyorsa, iletişime geçtiğimiz her tip medeni cesaretten yoksun, devamlı kompleksli bir şekilde ters yapmasıdır.

    - ne yani kardeş biz godoş muyuz?

    - anlamadım kardeş, yani sen dinsiz misin tövbe haşa?!

    sürekli terslemeler. birader kafan basmıyor herhalde; sana kaç defa anlatacağız vs... bu ve buna benzer laflar. canımı sıkmasınlar bilmemne. trafikte de böyle mesela. yol boyu herkes yayalara ve birbirine sövüyor. gündelik yaşam sürekli restleşmeyle devam ediyor. herkes sinir küpü. herkes kompleksli. nasıl konuşuyon sen birader... yalnız erkekler de böyle değil. sürekli aşağılamalar; kalk oradan sen; çekil kenara; ben yapacağımı bilirim...

    her şey diken üstünde anlayacağınız.

  • kalitesi giderek düşen fast food zinciri.

    öğrencilik yıllarımda part-time olarak yaklaşık 2 yıl boyunca bünyesinde yer aldım bu zincirin. o zamanlar daha farklıydı falan diyeceğimi sanmayın hemen. o zamanda kalite tavan yapmıyordu ama günümüze oranla daha idare edilebilir bir seviyedeydi. neyse değinmek istediğim konu o değil zaten. lezzeti, kalitesi, servis hızı, cartı curtu hepsi tartışılır. yazılan pek çok entryede hak veriyorum ama hak veremediğim ya da nasıl desem canımı sıkan asıl konu çalışanlarına hak etmedikleri laflar denilmesi. hemen " sen orada çalışmışsın tabi laf dedirtmiceksin" triplerine de girmeyin. işi yavaş yapan yok mu ? e tabiki var. ha senin istediğini bir değilde ikinci hatta üçüncüde anlayan yok mu? var tabiki. ama hepsi mi öyle ? sen genelleme yaparak gerizekalılar dersen ha bende orada bi dur arkadaşım bak o iş öyle değil derim sana. nasıl mı? dur anlatayım. restoranın açılış saatinden 2 saat önce gelirsin oraya. o yediğin hamburgerinin içindeki her şey hazır gelmiyor. hepsini açılış ekibi hazırlıyor. o soğanlar öle halka halka mı çıkıyor sandın? otur bir çuval soğanı ayıkla, onları makinada öle halka olacak şekilde kesmeye çalış ondan sonra geç karşıma bi konuşalım. iki saat boyunca tüm o malzemeleri hazırlamak zorundalar. geçen haftanın o gününe göre belirlenir miktarlar. dokuz kap domates diyorsa, o dokuz kap yapılacak sekizle kalmaz. yetiştirmek zorundasın. yetiştirdin mi açılışı eyvallah. aslansın kaplansın. ama daha dur bitmedi iş. restoran açılıyor hacım iş daha yeni başlıyor. sabah pek yoğunluk olmaz ama öğlen oldu mu hah sıçmalık vakti geldi demektir. o yoğunluğu senin en kısa sürede atlatman beklenir. servis hızı denen bişey var. bu süre 2.5 dakikadır. ( pişme süresi olan ürünler hariç misal fish royal, bean burger ) tepenede dikildi mi müdür hah çok güzel. o yoğunluk, o koşturma, o baskı, ha bide kasada açlıktan beni yiyecek bi müşteri. buyrun cenaze namazına. hadi o yoğunluğuda başarıyla atlattın. vallahi aslansın kaplansın. sıra senin ödülünde. yemek vakti! yarım saat içinde yemeğini yer girersin içeri. ha bu yarım saat içinde eğer ki olurda bi yoğunluk gelirse hayal olur o yarım saat.15 dakikada girersin 10 dakikada da. ama daha dur yine bitmedi. akşam üstü yine bi yoğunluk gelir. ha bu yoğunluklarında bi saati bi zamanı vardır. rush denir buna içerde herkes rush geldi diye bağırır. o rush varya senin canına okur canına. yok açılış değilde kapanışsın diyelim. tüm o yoğunluğu çekersin akşam restoran kapanınca bide o restoranın tüm alet edevatının yıkanmasını çekersin. ha bide sevkiyat geliyorsa vallahi zil takıp oynarsın. niye mi? o sevkiyat gecenin ikisinde üçünde gelirse sen oradan sabahın altısında yedisinde çıkarsında ondan. kendinden ağır kolileri taşımak zorunda kalırsında ondan. ertesi gün tekrar işe gelirsin o yorgunluk ve uykusuzlukla. sonrada biri geçer karşına sırf siparişini anlamadı diye yada yemeğini istediği sürede getirmedi diye yada şirketin ona dayadığı sos prosedürünü sanki kendi koymuşta uyguluyor diye sana gerizekalı der.

    yaran mı varda bu kadar gocundun diyenleri duyar gibiyim. evet var. banada dediler gerizekalı. hatta daha ağır laflar kullandılar. ben öğretmenlik okudum. karşıma bi eğitimci geçipte sırf yemeğini çabucak alıp gidemedi diye ( ürünün pişeceği ve bekletilebileceği söylenmesine rağmen ) “ben bir eğitimciyim sen ise ancak burada çalışabilen bi gerizekalısın” dediğinde kanıma dokundu. orada çalışan insanların her biri einsteindır demiyorum ama insandır diyorum. orada 3 çocuklu ailesini geçindirmeye çalışanda var öğrencilikte ailesine yük olmamak için çalışanda. orada kısaca ekmek parasını çıkarmaya çalışan insanlar var. onlara gerizekalı,embesil diyen sen insan mısın diyorum bende.

  • baslik: 16 ay kızıl bi hatunla çıktım

    1.entry: öyle kızıl kızıl diye yollara düşecek kadar bi numara yok. 2 hafta sonra alışıyo insan.

    2. entry : eline kına yakmış beyler

    14 sayfadir herkes @2 ye sukranlarini sunuyor.

  • bina boşluğuna kuşlar girmesin diye alelade koyulmuş bir malzeme. resmen tuzak. bu cehalet öldürüyor işte. tiktok videolarından nefret ederim ama bu sadece bir kaza. video çekmeseydi de başına gelirdi.

  • ilginç bir metafor barındıran program. eski ibo yerinde duramazdı, enerjikti, mutluydu tıpkı eski türkiye gibi. şimdiki ibo'nun ise başına gelmeyen kalmamış, acı bir şekilde gülümsüyor sadece. tıpkı şu anki türkiye ve bizler gibi.

  • bu ülkenin bir şehrinde işgal girişimi yaşandı. baya gözümüzün önünde oldu. ama unuttuk, unutturulmaya çalışıyor.

    işte bu adamlar bu işgal girişimine karşı mücadele etti. hepsinden allah razı olsun.

    erzurum kongresinde alınan "milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz" kararı hala geçerlidir. yine böyle bir girişim olursa askerimiz karşısında olacaktır.

  • şimdi bu fiyatları euro kuru ile çarpıp “domatesin kilosu almanya’da 11 lira len haline şükret len” diyecek birileri illaki çıkacaktır.

  • noel - christmas - yılbaşı (adına ne derseniz) dönemlerinde tüm ailenin büyük akrabada toplanması.

    bu ev ortamı her zamam en özendiğim şey olmuştur. dışarıda lapa lapa yağan kar, müstakil çok katlı sıcak ve sempatik bir ev, herkesin hediyeleşmesi, huzur, mutluluk ve umut dolu bir ambians.

    gerçekte böyle mi yaşanıyor bilemiyorum ancak film sahnesi olarak insana verdiği enerji inanılmaz. bu konsepti içeren 1 milyon film vardır, çok klişe bir mizansen ancak insan özeniyor işte.
    ha bir de bu özenmelerin çoğunda mükemmel cadde ve sokakların, şahane evlerin, süper araba ve yolların büyük payı var tabi.. yoksa biz türkiyede de bayramda seyranda ailecek bir araya geliyoruz ancak ambians o kadar gecekondu ki filmlerdeki atmosferin ucundan kıyısından geçmiyor..