hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaşım eşek'de geçen

    "ayrılık geldi başa
    katlanmak gerek" sözlerindeki katlanmak'ı katlanmak olarak anlardım.

    küçüktük o zaman, evler de küçüktü. hiç bir çocuğun kendisine ait yatağı yoktu. her gün yatak yapılırdı, toplanırdı. yer yatağı kablinden bir düzenek. annem sabah erken kalkar, çarşafı katlar, yorganı katlar, battaniyeyi katlardı. yatağın üstünde debelenirken beni de katlardı. ayaklarımı başımın arkasına doğru bastırır, beni iki kat eder, öperdi.

    sanırdım ki, katlanmak, öpülmek gibi bir şey. bir nevi sevilmek. yine sanırdım ki barış manço'nun da başına ayrılık gelmiş. köyünden, annesinden ayrılmış. ilk fırsatta gidip annesi tarafından katlanıp öpülmesi gerek.

  • bu malikanenin her tuğlasında ,değerli halkımızın survivor sevdası ve gönderdiği sms'ler vardır.

    her metre karesinde bir ödül oyunu ,bir "ikisi de çok hızlı" vardır.

    türkiye manzaralı bir ev burası ,siz onu izledikce o da sizi izliyor ,siz izledikce manzarası güzelleşiyor, değeri artıyor.

  • kahve

    alt katımızda kahve var, herkes gidip kahveye şifre nedir diye sorsun diye bu ismi koydum. bir gün kahveye indiğimde şifreyi ben de sordum. yok lan bizde internet minternet diye tersledi. demek ki sistemim iyi işliyor *

  • talebeysen, 3 sap ev arıyorsan..

    "ne güzel ya böyle gençler geliyorlar, bayılıyorum bu gençlere yaaa...."

    meeali: elimde bi ahır var, bodrum katı..aha da kakaladım bunlara..

  • bardakçı: öğreneceksiniz, öğreneceksiniiiz, öpe öpe öğreneceksiniz, bu saaatten sonra bu iş geri dönmez, öğreneceksiniz, öğrenmeyen geçemeyecek, diploma alamayacaksınız, öğreneceksiniz...(bu böyle öğreneceksiniz kelimesinin tekrarıyla devam ediyor)
    ortaylı: e sen almışsın, redoksu öğrenmeden kimyadan geçmişsin.