ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
abdullah gül'ün mavi ekran verdiği an
-
ilgili videonun 1:41 anında danimarka basbakani'nin "abdullah bu ne diyo amk?" bakisi ve abdullah gul'un "olm ne sandin ulke ulke degil ki xd" seklindeki yuz ifadesi ile klasikler arasina girmis efsane olay.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
carrefour kasa kuyruğu.. ilay(3,5) arabada oturmakta, karnı aç, uykusu gelmiş ve canı sıkılmış... arka sıradaki adam en rutkay aziz tonlaması ile muhabbete girmeye çalışır...
adam: merhaba küçük hanım, nasılsınız?
ilay: ???
adam: adınız nedir?
ilay: ilay...
adam: ooo ne kadar enteresan bir isim bu böyle, tanışmaktan onur duydum.
ilay: sen neden böyle konuşuyorsun?
adam: nasıl konuşuyorum?
ilay: böyle saçma sapan bir sesle!
12 ekim 2019 hileli ürünlerin açıklanması
-
içinde köfteci yusuf, carrefour, selin yağ gibi bilindik firmaların da bulunduğu kara liste. 2-3 kuruş fazladan kar elde etmek için insanların hayatlarıyla oynuyorlar. ve ne yazık ki devlet bu tip firmalara ağır yaptırım uygulayamıyor ve ne yazık ki yine devlet denen oluşum, sokaklarda kağıt toplayan veya kuş yemi satan dedelerimizi dövüyor. lanet olsun böyle adalete de dünyaya da. bu güzelim ülkeyi bu hale getiren herkesin allah belasını versin.
ekleme: yudum yağ listede var. uyaran arkadaşa tşk ederiz.
ekleme2: yoğun istek üzerine fer bal markası da listede.
ekleme3: başyazıcı firması da listede.
mansur'a oy moy yok
-
bu ülkede sağcıların da solcuların da liyakat derdinde değil, yandaş derdinde olduklarını gösteren başlıktır.
muzo'yla yastık sohbetleri
-
hatırlayanının, seveninin olması bile beni ayrı sevindiren güzel adamın güzel programı. o eski radyo d tadını vermese de sevenleri şuradan farklı tarihlerdeki programları seçerek biraz teselli olabilirler.
yalnızlık
-
''yalnızlığın dezavantajlarından birisi vardır ki, bilincine varılması ötekiler kadar kolay olmaz. bu dezavantaj; sürekli evde kalmak yüzünden, dış etkilere karşı çok duyarlılaşan bedenimizin en küçük bir hava akımında bile hasta olmasıdır. sürekli köşeye çekilmişlik yüzünden ruhsal durumumuz öyle duyarlı olur ki, en önemsiz olaylar, sözcükler ve hatta salt tavırlar yüzünden huzursuz olur, hastalanır ya da inciniriz. oysa sürekli kalabalığın içinde kalan biri, bunları dikkate almaz bile.''
demiş arthur schopenhauer.
keko rap'in z kuşağını esir alması
-
10 numara tespit içeren hede
polisi turist sanıp yüksek fiyat veren taksici
-
ekşi nefret ekibini kararsız bırakacak olaydır. bir tarafta taksici, diğer tarafta arap turist. daha kötü olan kaybetsin diyelim.
1 meyve yediğiniz zaman 5 km koşun
-
ya hiç koşmamış ya da sayı saymayı bilmeyen birinin tavsiyesi.
evli erkek yalanları
-
acil serviste en sık rastlanan haliyle ;
- ya yok karıcığım adamın biri çıktı aniden çarpıştık (alkollüdür kendisi)
- valla bir çizik sadece ( çizikmi ?)
- gerek yok dedim ama zorla getirdiler (ohaanzi )
- bak doktoru vereyim istersen ( yalvarır gözlerle bakar )
- tentürdiyot sürdüler sadece ( dikiş atıldı kırıkları da var )
- şimdi çıkıyorum hastaneden ( çıkamayacak )
- tabi yalnızdım ( ehehe )
yapay zekanın yok edeceği meslekler
-
akıl almaz hızda gelişen robotlar ve/veya yapay zeka sayesinde bundan 50 sene sonra, günümüzde yer bulan mesleklerin %80'inin ortadan kaybolacağı, kalan %20'nin de günümüzdeki manasıyla sürdürülmeyeceği belirtilmektedir. elbette yeni meslekler de türeyecek ancak harari'nin dediği gibi, meydana gelecek olan yeni bir tip olan "gereksizler" dünyanın çoğunluğu olacak gibi görünüyor. buna ilişkin olarak henüz sosyal bilimcilerin bir çözüm/çare aradığını görmemekle birlikte; özellikle yapay zeka hususunda öncü olup ilerleme kaydeden mühendislerden (örneğin ülkemizde en başta takip ettiğim prof. dr. levent akın ve prof. dr. cem say) okuduğum ve dinlediğim kadarıyla ortaya atılan tek çare "vatandaşlık maaşı" hususudur. elbette bunların hepsi tartışılacak, geliştirilecek ve neticeye zorla yahut ihtiyari olarak bağlanacaktır. fakat 50 yıl sonra yok olacak, yapay zekaya yahut robotlara devrolacak meslekleri ve derecelerini bir irdelemek gerekecektir. özetle yaratıcılık gerektiren mesleklerin bir çoğunun 50 sene sonra sağ kalacağını söylemek mümkün olabilecektir.
kesinlikle yok olacak meslekler:
taksicilik, çiftçilik, hayvancılık, inşaat işçiliği/ustalığı, garsonluk, balıkçılık, seyahat acentalığı, mavi yaka işçilik, postacılık, hosteslik, optisyenlik v.s.
çok kısıtlı bir çerçevede insanlar tarafından ifa edilebilecek meslekler:
öğretmenlik, aşçılık, vergi müfettişliği, editörlük, radyo-tv sektöründeki meslekler, pilotluk, insan kaynakları uzmanlığı, barmenlik
görev tanımında daralmaya gidilecek meslekler:
doktorluk ve avukatlık (özellikle ibm'in ürettiği robotlarda ve programladığı yapay zekalarda, her iki mesleğin de belli bir kısmının yapay zeka tarafından ifa edileceği anlaşılabilemektedir. dava başlangıcı için hazırlıklar ve basit davaların tamamını robot avukatların yapabileceği görülmekte olup, aynı zamanda özellikle tanı ve teşhis koyma hususunda yapay zekanın doktorlardan %25-%30 daha isabetli yorum yaptığı anlaşılmaktadır), birçok mühendislik dalı, yargıçlık, diş hekimliği, kimyagerlik,
(şahsi kanaatimce) yapay zekadan etkilenmeyecek meslekler:
mimarlık, yazılım mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, makina mühendisliği, ressamlık, müzisyenlik, yönetmenlik, aktörlük, futbolculuk,
ekleme1: kime ait olduğunu hatırlayamadığım bir söz vardı: "bir gün çoğunluk, ingilizcenin yanında ikinci yabancı dil olarak almanca-fransızca-çince değil kodlama dili öğrenecek"
ekleme2: mühendislik ilmine sonsuz saygı ve hayranlığın yanında, mühendis değilim.
edit: başlık altında özellikle tartışılan doktorluk ve avukatlık mesleklerine ilişkin olarak birkaç linki şuraya bırakmak istiyorum, kimse kendini tam olarak güvende hissetmesin :)
http://www.mirror.co.uk/…gence-can-diagnose-9975987
http://spectrum.ieee.org/…gnosis-and-drug-discovery
http://www.dailymail.co.uk/…telligent-attorney.html
https://www.ibm.com/…oss-and-watson-tackle-the-law/