ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fbi'ı aramak
-
- iyi günler, fbi mı?
- evet, nasıl yardımcı olabiliriz?
- ben üzerinde fbi yazan bir şapkayla, bir tişört almıştım. iki yıkamada çekti... kime şikayet edeceğiz?
- evet bir ara çok modaydı onlar ama biz üretmedik onları beyefendi.
- yalan konuşmayın birader, paramı yedirtmem size...
- bakın bayım neden üretici firmayı aramıyorsunuz?
- üzerinde fbi yazıyordu...
- bakın gerçekten vaktimizi alıyorsunuz, görüşmeyi bitirmek zorundayım.
- allahsızlar!!! haram zehir zıkkım olsun, alcam olum sizden parasını... beni tanımıyorsunuz siz, mekanınıza gelecem lan...
- gerek yok bayım, türkiye'deki ekiplerimiz sizin için yola çıktı bile.
- değiştirecekler mi tişörtümle şapkamı?
- hayır...
- lan bak canınızı sıkarım sizin, uğraşırım sizinle, delirtmeyin lan beni..
- on saniye içinde ekiplerimiz yanınızda olacak...
- şu anda camdan gaz maskeli beş kişi girdi... onlar mı?
- evet...
- e ama dövüyorlar beni şimdi...
- döverler...
- kapatıyorum o zaman?
- kapat.
yurtta öldürülen öğrencinin babasının açıklamaları
-
eğer bu baba tehdit edilmediyse çok talihsiz açıklamalar gerçekten
facebook'taki beyin yakan dini hikaye
özlem tekin vs şebnem ferah
-
şebnem ferah bu başlığı okur üzülür, özlem tekin'in s.nde olmaz.
vedat milor'un denize düşen cep telefonu
-
vedat milor için yemeğin vazgeçilmez, telefonun ise önemsiz bir materyal olduğunu gösteren hadise. hastayım bu adama cep telefonu denize düşüyor bütün ekip panik vedat abinin tepki ;
- telefonunuz düştüüü!
- benim telefon mu düştü?
- evet!
- o zaman çok kötü. kaybettim herhalde telefonu, artık hayır gelmez ondan. ve yemeğe devam.. :
o an
9.223.372.036.854.775.808
-
bir an için akp'nin diktiği ağaç sayısı sandım.
o kadar strong bir presence var ki
-
- tayyar içimde o kadar strong bir presence var ki anlatamam.
- sıçarsan geçer hayatım...
- nasıl yani!?...
- sıç anlarsın...
10 bin tl maaş almak
-
edit: 6 yıl sonra güncelleme ihtiyacı hissettim. (bkz: #123825550)
400-500 bin tl'lik kendi evinizde oturmak, fiyatı 100 bin tl civarında gezen arabaya binmek demektir. otopark parasını düşünmeden aracınızı otoparka bırakır, aracınızı yıkatır, keyfinize bakarsınız. sürekli olarak konforunuzun peşinde olursunuz.
yıllık spor salonu, havuz üyeliğiniz bulunur. yılda en az bir kere yurtdışına çıkabilirsiniz. aylık düzenli kitaplar alır, sinemaya gidebilirsiniz. ot, kafa, atlas, esquire, uykusuz, penguen veya hobilerinize göre diğer dergileri düzenli takip edebilirsiniz.
spotify premium kullanıcısı; digiturk ve tivibu'nun full paket üyesisinizdir. şampiyonlar ligi, formula 1, süper lig, euroleague gibi pek çok spor olayını ülker link dilenmeden izlersiniz. ps4 için ergenler gibi çok oyun almak yerine gerçekten istediğiniz oyunu alır oynarsınız.
her ay takımınıza destek olmak amacıyla forma, atkı, t-shirt, kupa, hediyelik eşya alabilirsiniz. stada gidip diğer taraftarlarla atmosferi soluyabilirsiniz.
her haftasonu en az 1 balık rakı geceniz vardır. sürekli yeni mekanlar keşfedebilirsiniz. içki köşeniz vardır, duty free'den toparladığınız çeşit çeşit puro, cigar ve içkiler bulunur. viski sever ama çoğunlukla şarap tercih edersiniz.
arada zevkine online kumar oynarsınız. kaybedeceğinizi bile bile.
sağlık konusunda kafanız rahattır. liv, acıbadem, amerikan, john hopkins'e gidersiniz. yılda 2 kere diş kontrolüne gidersiniz.
kullandığınız her ürün marka ve orjinal olur.; donunuz ve çorabınız bile. marka takıntısından değil, kalite ve kafa rahatlığı için. artık sabitleşmiş 2-3 parfüm markanız vardır. kozmetiğe epey bir para bayılırsınız. giyim kuşam için eğer çok beğenirseniz indirim filan beklemeden alırsınız. zevkinize göre ilginç takıntılarınız olabilir. kol düğmeleri, saat, ayakkabı, ceket, çakmak, pipo gibi aksesuarları koleksiyona varacak şekilde alabilirsiniz.
kafanız eserse akşamın bir saati rivaya, sarıyere, bebeğe, caddeye gidebilirsiniz. gecenin 2'sinde kokoreçin dibine vurabilir, ıslak hamburger için kilometreleri umursamaz taksime gidebilirsiniz.
orman yürüyüşleri, deniz, kaykay, bisiklet için haftasonu bir an önce gel dersiniz. arkadaşlarla toplandığınızda düşünmeden aldığınız pek çok şeyi sonra bir kenara atıp gidersiniz (uefa futbol topu, star wars ışın kılıcı gibi)
hava atmak gibi bir amacınız olmaz çünkü bilirsiniz ki insanca yaşamak budur, çok abartı şeyler de değildir. sizden çok daha fazla kazananlar vardır. bu işin sonu yoktur. maddiyattan kopar gidersiniz bir süre sonra.
bu yazıyı, hayalleri olan ve hayallerinin peşinde koşan benden daha genç arkadaşlarım için yazdım. umarım siz de insanca yaşayacak paralar kazanırsınız. ama hayalinizi asla bırakmayın. ve çalışmayı da..
kiralık aşk
-
fragmanından anlaşılacağı üzere iş adamıyla garson kızın arasındaki olayı anlatan dizi. yahu şu dizileri yapma demiyorum hobi olarak yapın ama türk kızını çok etkiliyorsunuz. böyle sosyal statü farkı içeren ilişkileri görüp özeniyorlar ondan sonra "acaba bi holding sahibine varır mıyım?" diye hayal kuruyorlar. sıfırın altında özgüvenleri birden tavan yapıyor. kezban hastalığı başlıyor, sonuç hüsran.
22 eylül 2021 kayserispor galatasaray maçı
-
20 yıl önce tuğla gibi büyük, hesap makinesi gibi tuşlu cep telefonları vardı, bugün iphone 13 var, samsung s21 var.
süpürmek için açması 5 dk süren bordo süpürgeler vardı, bugün dyson v11 var.
100 km’de 15 litre yakan atmosferik motorlu arabalar vardı, bugün yarı hibrid 4.5 litre yakan araçlar var.
20 yıl önce fatih terim vardı, bugün hala fatih terim var. yetmedi mi artık mınakoyum!
16 temmuz 2016 sabahı hissedilenler
-
amk yulmuş gibi uyandım.
zaten 2 saat uyudum.
annem ekmek al dedi. çıktım sokağa sessizlik var. sonra ankara belediye otobüsleri kornalar ve bayraklar ile geçti önümden, ekmek almaya yürüdüm ve başladı ağlama.
kontrol edemedim lan ağlamamı.
gece boyunca gördüklerimden sonra ciğerim parçalandı.
markete gittim, gazete istedim. adam güldü, yok dedi.
başka markete gittim orada da yoktu.
sonra ağlayarak eve döndüm.
ben bugün parka gidecektim, elimde pc ile çalışıp, ufaktan kahvaltı yapacaktım.
yarın da arkadaşlar ile piknik yapacaktım.
sahi ne oldu?