ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ev arkadaşı diyalogları
-
- ne yiyiyosun lan?
- ekmek arası!?
- ekmek arası ne ? evde yiyecek bişi yok ki??
- portakal.
- yuh!
- soyduk oğlum kabuklarını..
cumhurbaşkanlığı binası saray değil büyük bir ofis
türkiye'de ateizmin yükselişi
-
tayyip erdoğanın katkısının büyük olduğu yükseliş.
ülkece de bu turnuvaya hazırlanamadık
-
aynen ya bizim primler de yatmadı, ben de iyice bıraktım milli takımı.
hocam beni değiştir.
(bkz: ulan ayıptır be)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bu feat kim ya herkesle düeti var."
google'ın beyin okuma ihtimali
-
ya aklımı kaciracağım, bunlar bir orusbu çocukluğu yapıyor ama idrak edemiyorum.
üç ay önce bir saat aldım. kordonu plastik ve kullanışsız. saati öylece attım çekmeceye, bir yandan da aklımda "kordonu mu değiştirsem acaba" fikri dolanıyor. kimseye demedim, internete de yazmadım.
bir haftadır önüme kordon reklamı çıkıyor. namussuz evladıyım bir şeyler çeviriyor bunlar.
ek: @helal kesim domuz nickli yazardan çok mantıklı bir cevap geldi. eğer zihin okuma yoksa doğru cevap budur:
muhtemelen aldığınız saatin marka modelini biliyor. daha önce o saati alanların bir süre sonra kordon arayışına girdiğini de biliyor ve buna istinaden istatistiksel bir sonuç olarak isabetli bir tahminle size o reklamları çıkarıyor. buna büyük veri ve onun kullanımı denir basit tabirle.
konya ssk hastanesi hasta sırası
-
yıllar önce konya'da saray çarşısı'nın oradaki akbank'ta sıra bekliyordum. bankada inanılmaz bir kuyruk vardı. müthiş sıcak bir yaz günüydü. bankada klima çalışmıyordu, leş gibiydi ortalık. en az 4-5 vezne olmasına rağmen, 1 veya 2'si aktifti. işin en çileden çıkartıcı tarafı ise, şubede mevcut q-matik denen sistem kurulu olmasına rağmen, banka yönetimi niyeyse sistemi çalıştırmıyordu. herkes ayakta, kıç kıça bu kuyruğu bekliyorduk. artık sabredemediğim ve önümdeki ihtiyarın epey zorlandığını anladığım bir an, "ne biçim iş bu, şu q-matiği bari çalıştırın, neden bütün vezneler çalışmıyor" minvalinden söylenmeye sesimi yükseltmeye başladım. anında bütün yüzler, tüm içerideki insanlar, hepsi birer mirket refleksiyle bana döndü. gişe memuru vızırdanırken, "yok mu senin müdürün?!?" dedim, hay huy falan bir tartışmadır sürerken ve bu mirket konya insanları yüzüme bön bön bakıp hiç bir söylemde bulunmazken:
sırada arkamda bulunan bir karabıyıklı 35-40 yaş adamı "ne var birader? bi sen mi sıra bekliyon? bak hepimiz bekliyoruz, ne gonuşup duruyon??" diyerek bana çıkıştı. bu gücetapan kardeşimize dönüp "birader soyadın sabancı mı?" diye sordum. "yııoo" diye karşılık verdi. "lan o zaman asdaicaaewadazxc!!!!!" şeklinde çıkışmaya başlamıştım ki, önümdeki ihtiyar kolumu tuttu, "diklenme, dik dur. hoo diyecen altını kürüyüverecen" nasihatlarine girişti ve ben de bu kalabalıkta hak aramanın manasızlığını gördüm...
işte o insanların beklediği sıradır. anlayamazsınız.
8 haziran 2019 türkiye fransa maçı
-
- cinayet saati napıyodun.
- mbappe'yi kesiyordum.
- cinayet saatini nerden biliyorsun?
- ben hep mpabbe'yi keserim.
hasan ali kaldırım
mardinlilerden midye yemiyoruz kampanyası
-
5 kilo kürt böreği alıp yere dökerek desteklediğim kampanya.
debe editi: absürd mizah ile gerçek hayat akp sayesinde ne kadar da iç içe oldu...
entryde yazılan eylemin çok mu uzak olduğunu sanıyorsunuz?
bu memleketin valisi bile coca cola'yı fanta içerek protesto etti.
(bkz: coca-cola'yı fanta içerek protesto eden vali)