hesabın var mı? giriş yap

  • olsa olsa en fazla 9 yaşında. elindeki kutunun içindeki oyuncak ve benzerleriyle oturuyor köprünün ayağında.
    derken birden, önünden geçen kadınlara sesleniyor;

    - abla... oyuncak alın çocuğunuzu sevindirin.

    hoffffffff. o ablaların alsın onları, çocuklarını da sevindirsin elbet. sevindirsin de, sen ne ara büyüyüp çocuk sevindirmeyi öğrendin be yavrum? arada sen de oynuyor musun onlarla?
    bir çocuk oyuncaklarla oynamayı kaç yaşında bırakır?

    bazen, bazı sorulara cevap veremiyor insan.

  • 18. yüzyılın sonlarında endüstri devrimi’nin ortaya çıkardığı yeni dünya düzenine yön veren, üretim miktarını artırma yarışı, fabrikaların haftada 7 gün, günde 24 saat yani hiç durmadan çalışmasına neden oldu.

    endüstri devrimi öncesinde tarım alanında çalışan işçilerin birçoğu kente göç ederek fabrikalarda çalışmaya başladı. mesai kavramı da işte o zaman ortaya çıktı. tarımda güneşin gökyüzündeki konumuna göre belirlenen çalışma saatlerinin yerini, sıkı sıkıya uyulan vardiya sistemli mesai saati aldı. üstelik mesai süresi 10 ila 16 saat arasında değişmekteydi.

    ortaya çıkan yeni işçi sınıfının ağır çalışma şartlarının sürdürülebilir olmadığı çok geçmeden anlaşıldı. ütopyacı sosyalist görüşleri ile büyük etki uyandıran robert owen, günde 8 saatten uzun çalışmayı protesto eden bir kampanya başlattı. “sekiz saat çalışma, sekiz saat eğlenme ve 8 saat dinlenme!” sloganı etkili oldu. kısa bir süre sonra ford motor mesai saatlerini değiştirdi, yeni çalışma süresi standardını 8 saat olarak belirledi.

    1914 yılında ford motor tarafından uygulanmaya başlanan 8 saatlik mesai süresi, sanılanın aksine üretim yarışında ford motor’u öne geçirdi. koşulların iyileştirilmesi işçilerin verimliliğini artırmış, daha kısa sürede daha çok iş yapar hale gelmelerini sağlamış, hal böyle olunca şirketin karlılığı da artmıştı. her daim olduğu gibi başarılı sonuçlara sebep olan bu yenilik de kısa sürede birçok takipçi buldu. sekiz saatlik mesai süresi böylece yeni standart olarak belirlendi.

    yani sonuç olarak; mesai saatinin 8 saat olarak belirlenmesinin ardında; fabrikaların verimliliği gözetilerek oluşturulmuş, iki yüzyıllık tarihi olan bir çıkar olgusu vardır.

  • gurur sandığı aslında ümitsizliğidir.
    uzaktan uzağa sever, iyi olup olmadığını kontrol eder sosyal ağlardan ama aramaz. kırılmaktan, üzülmekten ve yine aynı şeyleri yaşamaktan korkar içten içe.
    ne yeniden aşık olmak ister ne de yeni biriyle vakit geçirmek..
    ölene dek yalnız kalma fikrine de alıştırmıştır kendisini.
    onu sevmek, hem de çok sevmekten mutludur.
    aşkın, aşık olduğun insanı elde etme hırsından çok daha fazlası olduğunu anlayacak kadar büyümüştür.
    içten içe merak eder durur;
    ''o da beni düşünüyor mu, ara sıra da olsa özlüyor mu acaba'' diye..

    korkaklıkla suçlanan ama o korkaklığının ardında çoook uzun bir hikayesi olan insandır. muhtemelen on milyon kere korkmamış, her defasında ağır yaralar almış daha fazlasına cesareti kalmamıştır. belki de karşısındakinden bekliyordur radikal bir adım. belki mecali kalmamıştır?.. tek ihtiyacı olan ''bundan sonra elimden geleni yapacağım'' demesidir. belki o günü bekliyordur.
    özlemesini, geleceği varsa kendi isteğiyle gelmesini istiyordur.
    her şey keşke burada yazılanlar kadar ''türk filmi tadında'' olsa..

  • ahahahahaha

    ya gençler hepimiz benzer hatalar yaptık, büyürken oluyor böyle. sen çok yaşa bilgiç kız.

  • dünkü brezilya-almanya maçından sonra alman sosyal medyasında hakkında "joachim istifa etmeli, maçta gol atmayan oyuncular vardı. böyle laubalilik olmaz." diye geyikler dönen adamdır.

    o değil de adamın dün akşamdan beri yaşadığı mutluluğu, keyfi ve tatmini düşünüyorum. ben olsam uyuyamam balkonda falan ulurdum herhalde sabaha kadar.

  • atatürk'ün çevresindeki insanların rahat olabildiklerini kanıtlayan adamdır.

    ceketi silindikten sonra atatürk'ün dönüp bakması ve ne olduğunu söylediklerinde, muhtemelen "önemi değil" dedikten sonraki gülümsemesi, içten ve alçakgönüllü bir insan olduğunu açıkça göstermektedir. yıllar sonra bile içimizi ısıtmıştır.

  • 1 dakika bile düşünmeden satardım. dünyaya bir daha mı geleceğim. seçme şansım olmadığı bir ülkede doğdum. satıştan gelen parayla almanya’ya gider coğrafi kaderimi değiştirirdim.

  • olum hani bazen abartma amacli rakamlari fazlaca yaziyorsunuz ya... yok 23408230948923 soyle yaptim, yok 103937474 kere boyle yaptim diye... olum o sayilari ben okuyorum lan. yapmayin etmeyin. az yazin allah askina...